Nusrat unutulmaz
Bir önceki yazımda dünya tarihini değiştiren iki gemiden söz etmiştim. Bunlardan biri Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a götüren Bandırma vapuru, diğeri ise Fidel Castro’yu Havana’ya taşıyan Granma yatı idi. Her iki lider de ülkelerinin kurtuluşu için ölümü göze almışlardı.
Bugün anlatmak istediğim gemi ise, yine Türk istiklal mücadelesinin önemli mihenk taşlarından Çanakkale’nin gizli kahramanlarından Nusrat mayın gemisi. Nusrat da zafer, başarı anlamına gelmekte. O da adının gereğini yaparak, zaferi getirdi. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini düşman gemilerine ağır bir şekilde ödetti. Onlar da anladılar ki Çanakkale geçilmez…
O günden sonra da gemi jurnallerine(seyir defteri) ‘Çanakkale geçildi’ yerine ‘Çanakkale çıkıldı’ yazılmaya başlandı.
Nusrat, Çanakkale Boğazı Karanlık Liman’a döktüğü mayınlarla düşman zırhlılarını bertaraf ederek Çanakkale savaşının kazanılmasının birinci aktörü idi.
Şimdi o tarihî günü tarih sayfalarından köşemize taşıyalım:
Çanakkale Deniz Muharebesi’nin ilk açılış hamlesi, 19 Şubat 1915’te üç filo hâlinde tertiplenmiş olan İtilaf Devletleri’ne ait donanmanın boğazda belirmesiyle başlamıştı. 13 Mart’a kadar İtilaf Donanması’na ait gemiler Osmanlı istihkâmlarını yoğun top ateşine tutarak birkaç defa boğazı zorlama girişiminde bulundu. 18 Mart 1915 Amiral Robeck, plan dâhilinde Boğaz’ın sadece 1 mil genişliğindeki en dar noktasından, komutasındaki 16 savaş gemilik dev donanma ile Çanakkale’yi geçmeye kalkmıştır. Ancak her gemi Türklerin Nusrat Mayın gemisiyle boğazın Asya tarafına yerleştirdiği deniz mayınları tarafından hasar almıştır. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşlarında, düşmanın planlarının değişeceği gün öncesinde Müstahkem Mevki Karargâhında bulunan Cevat Paşa, tarihî bir karar alacaktır ve 26 adet mayının Erenköy koyu mevkiinde yeni bir hat boyunca döşenmesini isteyecektir. Çünkü Müttefik Donanmanın Çanakkale Boğazı’ndan girmesi muhtemeldi. 11’inci hat olarak yeni bir mayın hattının tesis edilmesine bu anlamda ihtiyaç duyulmuştur. Müttefik Donanma tekrardan harekete geçecekti. Bu defa planlarını kesin olarak gerçekleştirmeye çalışacaklardı. 7 Mart’ı 8 Mart’a bağlayan gece Nusrat Mayın Gemisi Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasında Erenköy Koyu önlerinde Karanlık Limana, yüzer metre aralıklarla 26 mayın dökerek, diğer 10 hattan farklı şekilde, sahile paralel yeni bir mayın hattı tesis etmiştir. 280 tonluk Nusrat mayın gemisi altı subay ve 54 erle denize açıldı. Cevat Paşa’nın talimatıyla Saat 03.20’de 26 mayını döşemişti. Eldeki Carbonit mayınlar, muharebe gemilerine çarpacak ama muhrip ve balıkçı tekneleri gibi az su çeken gemilere hasar vermeden geçebileceği şekilde döşenmişti.
Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey’in yazdıklarına göre Birleşik Filo 17 Mart günü hiç ateş etmemiş bütün gün mayın temizliği yapmıştır. Yapılan bütün mayın temizliğine rağmen Nusrat’ın döşediği mayınları bulamamıştır.
Saat 11.00’de 1’inci Tümen Boğaz’a girdi. Bu tümen, birbirini 1.000 metre mesafeden savaş hattında izleyen lnflexible, Lord-Nelson, Agamemnon, Oueen-Elisabeth zırhlılarından oluşuyordu. Majestic ve Triumph onların sağ ve sol gerilerinden geliyorlardı. Destroyerler tarak dubalarını sürükleyerek filonun önünden gidiyorlardı. Filikalar, mayınları temizlemek için zırhlıların yanından gidiyorlardı. Fransız gemileri Suffren, Bouvet, Charlemagne, Gaulois 2’nci Tümen’i oluşturuyordu. Yanlarında Svviftsure ve Prince-Georges gemileri ile 1’inci Tümen’i 2.000 metre mesafeden izliyorlardı. 3’üncü Tümen Ocean, Albion, Irresistible, Vengeance zırhlılarından oluşuyor ve 2’nci Tümen’i 4 saat sonra yer değiştirecek bir mesafeden ilerliyorlardı. Cornvvallis ve Canopus ihtiyatta idiler. Onlar geceleyin mayın tarama gemilerini koruyacaktı. Dublin kruvazörü Beşiğe Körfezi’nde, Dartmouth kruvazörü Gelibolu yarımadasının kuzeyinde Türk bataryalarına ateş ediyorlardı. Saat 11.50’de Fransız Tümeni iki gruba ayrılarak; Suffren ve Bouvet Asya kıyısında, Gaulois ve Charlemagne Avrupa kıyısında demirlemişti. Çanakkale ve Hamidiye tabyaları bir an için sustuklarından, Amiral de Robeck zırhlılara daha yakın mesafeye yanaşarak ateş etmeleri işaretini verdi.
12.30’da Amiral de Robeck Fransız gemilerinden kurulmuş olan ikinci grup gemilerine kıyılara yaklaşarak, yakın mesafeden bombardımanı devam ettirmesi emrini verdi. Bunlar Erenköy hizasında duran İngiliz gemileri arasından geçerek kıyıya 400 metre kadar yaklaştılar. Bütün ağır toplarıyla Rumeli yakasında Kilitbahir ile Mesudiye tabyaları, Anadolu yakasında da Dardanos ile Beyaztepe mevkilerini ateş altına aldılar. İtilaf Devletleri donanması Boğazın en dar yeri olan Kilitbahir ile Çanakkale arasına yönelmişti. Deniz saldırısının en hareketli anı başlamıştı. Hava şartları Türklerin lehineydi. Gemi bacalarından ve toplardan çıkan sis ve dumanlar sayesinde Türk bataryaları görünmüyordu. Türklerin ağır toplarıyla ateşi düşman üzerine şaşırtıcı bir etki yaptı. Kaptan köprüsünden isabet alan İnflexible gemisi mürettebatına geri dönme emri verildi. Bouvet zırhlısında almış olduğu isabetten dolayı yangın başlamıştı. Geminin toplarının yarısı kullanılmaz hale gelmişti. 15 dakikada 14 isabet alan Suffren de savaş dışı kalmış sayılırdı. Erenköy’de Karanlık limanın güney kısmına, Erenköy açıklarından doğuya doğru Nusrat mayın gemisi 7-8 Mart gecesi, 26 adet mayın yerleştirmişti. Bu mayınlar diğerleri gibi Boğaza dik olarak değil, paralel olarak yerleştirilmişti. Onun için de kıyıda olabilecekleri tahmin edilmiyordu. İşte bu mayınlardan birine çarpan Bouvet bir kaç dakikada 640-700 kadar mevcudu ile sulara gömüldü. Bouvet gibi Ocean da aynı yerde mayına çarptı. Bu kargaşa esnasında iki Fransız muharebe gemisi Gaulois ve Suffren’in ardından Inflexible muharebe kruvazörü de diğer mayınlara çarparak ağır hasar almıştı. Çanakkale Savaşı’nı kazanmamızda sahil tabyalarının olduğu kadar Nusrat Mayın gemisinin de büyük rolü vardır.
Bu küçük gemi, düşman taarruzundan önceki günlerde, gemilerin manevra yaptığı Karanlık Liman’a döşediği mayınlar sayesinde 18 Mart sabahı başlayan taarruzda birçok zırhlının birden yok olması, düşman filosu için çok ağır bir darbeydi. Bu ağır kayıplar üzerine filo, boğazdan çekildi ve Cevat Paşa komutasındaki Çanakkale istihkâmları, düşmana karşı belki de bütün savaşın gidişine tesir edecek galibiyeti kazandı.
Ve anladılar ki; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ…