Halide Edip’in Prag tablosunun hikâyesi
Değerli okuyucularım bugün sizlere Doğan Haber Ajansı’nda rastladığım bana ilginç gelen bir haberden bahsetmek istiyorum. Habere konu olan isim Halide Edip Adıvar’ın-Kurtuluş Savaşının Halide Onbaşısı- Çek ressam Alfons Mucha tarafından 1928 yılında yapılan yağlı boya Halide Edip Adıvar tablosu. Tablo ilk kez Çekya’nın başkenti Prag’da sergilendikten sonra belgesele taşındı.
Bahse konu olan haber şöyle: Çek ressam Alfons Mucha’nın 1928 yılında yaptığı yağlı boya Halide Edip Adıvar tablosu, Türkiye’nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış’ın girişimleriyle ilk kez Çekya’nın başkenti Prag’da Cumhuriyetin 100. yılında gün yüzüne çıkıp, sanatseverlerle buluşmuştu.
Cumhuriyetin kurucuları arasında yer alan, Atatürk’ün tercümanlığını ve sekreterliğini de yapan, bizzat Atatürk'ün talimatı ile o dönem ordudan 'onbaşı' rütbesi almış tek kadın olan Halide Edip Adıvar'ın Prag'da bulunan tek yağlı boya resmi Prag Büyükelçisi Egemen Bağış'ın aktarımlarıyla Polemik Medya tarafından belgeselleştirildi. Belgeselde Prag Büyükelçisi Bağış, Çek Senatosu'nda düzenlene serginin ve Halide Edip tablosunun hikâyesini anlattı.
Türkiye’nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış, Halide Edip Adıvar belgeselinde, Halide Edip'in eşi Adnan Adıvar ile birlikte, Çek ressam Alfons Mucha’nın daveti üzerine 1925 yılında Prag’a gittiğini ve Adıvar ailesinin, ressam Alfons Mucha ile dünyadaki siyasi gelişmeler, edebiyat ve sanat üzerine fikir alışverişinde bulunduğunu ve Mucha’nın Adıvar’ın fikirlerinden çok etkilenmesi üzerine, Adıvar’ın bir fotoğrafını çektiğini kaydediyor. Bağış, Mucha’nın Halide Edip Adıvar'dan bu denli etkilenmesinin nedenini Halide Edip'in döneminin ilk kadın hakları savunucularından olmasına ve romanlarında, eserlerinde kadın haklarının izlerinin yoğunluğuna bağlıyor.
Bu yoğun sohbetlerin ardından Mucha’nın, çok etkilendiği Halide Edip'in bir fotoğrafını çektiğini aktaran Egemen Bağış, Mucha’nın bu fotoğrafı karakalem olarak çizdiğini, daha sonra da o kara kalemden esinlenerek yağlı boya bir tablo yaptığını belirtiyor.
Halide Edip’in tablosuna ulaşmak için nasıl bir süreç yaşadıklarından bahseden Egemen Bağış şöyle devam ediyor:
“Mucha’nın hâlâ yaşayan torunu olan John Mucha'nın annesi İngiliz olduğu için, yani ressam Alfons Mucha’nın oğlu bir İngilizle evlendiği ve Naziler döneminde de çok büyük zulüm yaşayıp hapse girdiği için ömrünün kalan kısmını İngiltere'de geçirmiş. Ama oğlu John Mucha bugün hem Çekya'da hem İngiltere'de imkânları olan ve dedesinin eserlerinin telif haklarını yöneten Mucha Vakfı'nın başkanı olarak, Londra'da yaşıyordu. Kendisine bir mektup yazdım. Bu tablodan bahsettim ve tabloyu görmek istediğimi, tablonun akıbetini merak ettiğimi söyledim. Kendisinden çok nazik bir cevap geldi. ‘Pandemi nedeniyle Prag'a gelemiyorum. Geldiğimde sizi davet ederim. Tabloyla ilgili konuşuruz’ dedi ve gerçekten de sözünü tuttu. Pandemi sonrası seyahatler başladıktan sonra sayın John Mucha beni özel aile konutları olan evlerine davet etti.”
Davet üzerine eve gittiklerinde çok duygulandığını aktaran Bağış, eşi Beyhan Hanım ile beraber gittiği evin salonunun en büyük duvarında Halide Edip'in tablosunun asılı olduğunu gördüğünü ve çok duygulandığını aktardıktan sonra Mucha ailesinin tabloya verdiği önemi John Mucha'nın şu sözleriyle aktarıyor:
"Dedemin en önem verdiği tablolardan birisi olduğu için annemin talimatıyla biz bunu kendi yuvamızda, Mucha ailesinin evinde tuttuk. Ne müzeye koyduk ne koleksiyonlara verdik, bunu size ilk defa göstereceğim ama Sayın Büyükelçi, şunu bilmenizi istiyorum, bu satılık değil! Devletinizin satın alma gibi bir düşüncesi varsa baştan söyleyeyim, bu bizim için çok değerli. Dedemin çok önem verdiği bir tablo olduğu için asla satılık değil."
Bu konuşmanın ardından Bağış, John Mucha'ya tabloyu sadece görmek ve insanların görmesini sağlamak istediğini belirttikten sonra şu teklifi dile getirerek, John Mucha'ya "2023 yılı Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı, bugüne kadar siz bu tabloyu kendi yuvanızda saklamışsınız. Bu özeninize çok saygı duydum ve çok duygulandım ama en azından Cumhuriyetimizin kurucularından biri olan Halide Edip'in bu tablosunu Cumhuriyetimizin 100. yılında bir yerde sergilenmesi konusunda acaba bir daha değerlendirme yapabilir misiniz?" diye sorduğunu aktarıyor.
Prag Büyükelçisi Egemen Bağış, 4. nesil Mucha olan Marcus Mucha ile olan ilişkilerini de şu sözlerle ifade ediyor:
"John Mucha, Cumhuriyetimizin 100. yılında Halide Edip Adıvar tablosunun sergilenmesini tekrar düşünmesi yönündeki ricama 'tamam' dedi, ancak vakfı oğlu Marcus Mucha'ya devredeceğini, bu yüzden oğlu ile de görüşmesi gerektiğini belirtti. Bunun üzerine Marcus Mucha ve çalışma arkadaşlarını bir akşam yemeğinde ağırladık, Mucha ailesine Türk mutfağını tanıtmaya çalıştık ve ricamızı tekrarladık. Bir gün John Mucha beni aradı ve dedi ki, ‘Çekya Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı nedeniyle Çek devleti bizden bir ricada bulundu, dedem Alfons Mucha'nın eserlerinin özel bir sergisini yapacağız ve Çek Senatosu'nda sergilenecek. Sizi de bu sergiye davet etmek istiyorum.’
Tabii ki dedim ve Avrupa Birliği Çek Dönem Başkanlığı'nın başlangıç sergisinin açılışı için senatoya gittiğimde çok duygulandım. Mucha'nın kendi çektiği fotoğraf, kendi yaptığı karakalem çizim ve kendi elleriyle yaptığı yağlı boya Halide Edip Adıvar tablosu ilk defa orada sanat severlerle buluştu ve 6 ay boyunca Çek Senatosu'nda Çek Dönem Başkanlığı boyunca sergilendi. Bu da Mucha ailesinin bize bir jesti olarak bizi çok duygulandırdı."
YAĞLI BOYA
KARA KALEM