Müslüman ve Mü'min farkı
Mısırlı İslâm âlimi Muhammed Mütevellî eş-Şa''râvî şöyle der:
Ben Amerika Birleşik Devletleri''nin San Francisco şehrinde iken bir müsteşrik bana sordu:
- Sizin Kur''an''ınızda bulunan şeylerin tamamı doğru mu?
Cevap verdim:
- Kesinlikle evet.
Tekrar sordu:
- O halde Allah niçin kâfirlerin Mü''minlere galip gelmesine imkân veriyor?
(Hâlbuki Kur''an diyor ki: "Allah kâfirlerin Mü''minlere galip gelmesine asla imkân vermez." Nisâ: 141)
Dedim ki:
- Çünkü bizler Müslümanız, Mü''min değiliz de ondan.
- Mü''minlerle Müslümanlar arasındaki fark nedir?
Mütevellî eş-Şa''râvî şöyle cevap verdi:
- Günümüzde Müslümanlar namaz, zekât, hac ve Ramazan orucu gibi İslâm''ın ibadet cinsinden bütün sembollerini yerine getiriyorlar fakat onlar tam bir sıkıntı ve yokluk içindedirler!
İlmi, iktisadi, sosyal ve askerî sıkıntılar…
- Bu yokluk ve sıkıntıların sebebi nedir?
*Kur''an''da geçen bir ayette şöyle denilir: "Göçebe Araplar biz iman ettik, diyorlar. Onlara de ki: Siz iman etmediniz. Fakat Müslüman olduk, deyin. Çünkü iman henüz kalplerinize girmedi." (Hucurât: 14).
Bana sordu: "O halde onlar niçin sıkıntı ve yokluk içindedirler?"
- Bunu Kur''an-ı Kerim açıklıyor. Çünkü Müslümanlar, Mü''minler merhalesine yükselemediler.
Şunları iyi düşün:
*Onlar gerçek Mü''min olsalardı; Allah onlara mutlaka yardım ederdi. Bunun delili Allah''ın şu ayetidir: "Biz Mü''minlere yardım etmeyi üzerimize borç kıldık." (Rûm : 47).
*Eğer Mü''min olsalardı diğer ümmetler ve halklar arasında daha önemli ve saygın bir konumda olurlardı.
Bunun delili Allah Teâlâ''nın şu ayetidir: "Gevşemeyin/yılgınlık göstermeyin ve üzüntüye kapılmayın. Eğer (gerçekten) inanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz." (Âl-i İmrân: 139)
*Eğer Mü''min olsalardı Allah Teâlâ diğer milletlerin onların üzerinde herhangi bir hâkimiyet kurmalarına izin vermezdi.
Bunun delili Allah Teâlâ''nın şu ayetidir: "Allah kâfirlerin Mü''minlere galip gelmesine asla imkân vermez." (Nisâ: 141)
*Eğer Mü''min olsalardı, Allah Teâlâ onları bu hor ve hakir durumda bırakmazdı.
Bunun delili Allah Teâlâ''nın şu ayetidir: "Allah Mü''minleri içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir." (Âl-i İmrân: 179).
*Eğer Mü''min olsalardı, Allah Teâlâ her durumda onlarla beraber olurdu.
Bunun delili Allah Teâlâ''nın şu ayetidir: "Muhakkak ki Allah Mü''minlerle beraberdir." (Enfâl: 19).
*Fakat onlar Müslümanlık aşamasında kaldılar, Mü''minlik mertebesine yükselemediler.
Allah Teâlâ buyuruyor ki: "Onların çoğu Mü''min değildirler." (Şu''arâ: 8)
*O halde Mü''minler kimlerdir?
Buna da Kur''an-ı Kerim şöyle cevap veriyor:
"Onlar; günahlarından uzaklaşan tövbekârlar, ibadetlerine devam eden âbidler, Allah''a hamd edenler, lezzetlerden uzaklaşarak oruç tutan zahitler, rükû ve secdeleriyle Rablerine boyun eğenler, iyiliği emredip, kötülüğü engelleyenler ve Allah''ın belirlediği sınırları aşmayanlardır." (Tevbe: 112)
Mü''minlerin özelliklerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
*Onlar insanlar arasında adaletle hükmederler.
*Onlar kibirlenmezler ve yeryüzünde mütevazı, alçak gönüllü olarak yürürler.
*Onlar bilginin, bilimin ve ilmin önemini çok iyi bilir ve ona göre hareket ederler.
*Onlar her zorluğun bir çıkış yolunun olduğunu bilir, ümitsizliğe düşmez, her sıkıntıda bir çözüm arar, bulurlar.
*Onlar hakkında yeterli delile ve bilgiye sahip olmadıkları şeylerin ardı sıra gitmezler.
*Onlar sözü dinler, anlar ve sözün en güzeline uyarlar.
*Onlar Allah''a asla şirk koşmazlar.
*Onlar darda kaldıklarında, Allah''tan başkasından medet ummazlar.
*Onlar anne ve babalarına öf bile demezler.
*Onlar giyimlerinde temiz ve güzel, yeme içmelerinde ölçülüdürler ve asla israf etmezler.
*Onlar haksız bir kazancın peşinde olmazlar.
*Onlar kul ve yetimin hakkını asla yemezler.
*Onlar insanları arkasından çekiştirip(gıybetini yapıp), alay etmezler.
*Onlar emrolundukları gibi dosdoğrudurlar. Hiç kimseye zulmetmedikleri gibi zulümden taraf da olmazlar.
*Onlar kendilerinin, anne babalarının ve akrabalarının aleyhine de olsa, daima adaleti gözetirler.
*Onlar emanete ihanet etmezler.
*Onlar söz verdiklerinde sözlerinde dururlar.
*Onlar yalnızca Allah''a dayanıp, güvenirler.
*Onlar başkalarının kutsal kabul ettiklerine sövüp, hakaret etmezler.
*Onlar doğruyu bile bile gizlemezler, yalan söylemezler.
*Onlar asla yalan yere şahitlik yapmazlar.
*Onlar dillerini eğip bükerek hakikati gizlemeye çalışmazlar.
*Onlar haksız yere hiçbir cana kıymazlar.
Yani; Allah Teâlâ zaferi, galibiyeti, hâkimiyeti, kalkınmış ve gelişmiş bir durumda bulunmayı Mü''minlere vaat etmiştir, Müslümanlara değil!
Cumhuriyet, tarihi ve talihi tersine çevirendir!
SOKRATES’TEN GÜNÜMÜZE DEMOKRASİ
13 EKİM 1923 ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU
Yeni anayasa tuzağı!
Boraltan Köprüsü vahşeti!
Dünyanın görmek istemediği Doğu Türkistan soykırımı!
Öğretmenler toplumun Kutup Yıldızı’dır!
Büyük Ortadoğu Projesi ve ABD emperyalizmi
Deve, çöl dikeni ve mazoşizm
İdiotlar Çağı