Sultanahmet mitinginin ateşli hatibi Halide Edib

Sevgili okuyucularım bundan 104 yıl önce 23 Mayıs 1919'da İzmir'in, İtilaf Devletleri adına Yunan güçlerince işgalini protesto için Sultanahmet mitingi yapıldı. Bu mitingin kahramanı ise daha sonraları Kurtuluş savaşımızın Halide Onbaşı'sı olarak anılacak ve Türk edebiyatının en önde gelen kadın romancılarından Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye'nin yazarı Halide(Edib Adıvar) hanımdı.

Halide Edib ünlü Sultanahmet ve Kadıköy mitinglerindeki halkın millî duygularını şahlandırarak, savaşın sadece askerler tarafından yapılmadığını, milletin her ferdinin savaşı olduğunu haykırmıştır.

Halide Edib'i, İzmir'in işgalini protesto etmek için tertiplenen tel'in mitinglerinde görmekteyiz. Türk Ocağının daveti ile bu mitinglere katılan Halide Edib, buradaki konuşmalarıyla "mitinglerin ateşli hatibi" olarak anılacak ve her zaman bu mitinglerle birlikte onun da adı geçecektir.

Fatih ve Kadıköy mitinglerini takip eden günlerde Üsküdar, Haydarpaşa ve Sultanahmet'te de mitingler tertiplenmiş, Halide Edib bu mitinglere de konuşmacı olarak katılmıştır.

Bu mitinglerin içerisinde Millî Mücadele tarihi ve Halide Edib açısından en önemli olanı Sultanahmet Mitingidir. Hemen hemen bütün İstanbul halkının katıldığı bu mitingdeki konuşmasıyla Halide Edib, adeta efsaneleşir. Bu durum, günümüz, edebiyat ve tarih literatürüne de, Halide Edib'in "Sultanahmet mitinginin ateşli hatibi" olarak geçmesine sebep olmuştur.

Miting günü yaklaşık iki yüz bin kişi Sultanahmet Meydanı'na toplanmıştı. Halk sıkışıklıktan hareket edemeyecek bir haldeydi.

Halide Edib, son derece heyecanlı geldiği miting alanında kalabalığı görünce biraz sakinleşir.

Halide Edib'in ilk cümlesi şu oldu: "Gecenin en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığının en yakın olduğu andır". Daha sonra şunları söyler:

"Kardeşlerim, evlatlarım!

Ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimizden yedi yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren ona mağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki: Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım. Bu yeni millet namına, ulu ecdadımızın ruhları önünde başımı eğip yemin ediyorum. Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var.

Yemin ediyorum ki, göğsünü adalet ve insaniyetten alan ecdadımın ilahi namusuna hıyanet etmeyeceğiz. Allahıma ve hakka dayanarak Türk milletinin son yolunu size ve dünyaya ilan ediyorum.

Beni dinleyiniz: Kardeşlerim, evlatlarım;

Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa'nın istila siyaseti her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa'nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir. Türk'e zalim ve günahkar diyen, milletlerin günahı için mahkeme kuranların bu günahı o kadar çirkin ve sefil bir günah ki, lekesini engin denizlerin nihayetsiz suları yıkayamayacaktır. Avrupa'nın bu günahı karşısında sizin için bugün yegane yükselen ses Müslüman dünyanın sesi!

Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşlerimiz sizin için bugün gür sesleri ile haykırıyor. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız şudur: Türkiye'nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmaması. Türkler ve Türkiye ecdadlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilahi hakkına hıyanet etmeyeceklerdir.

Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkeme-i kübrası hazırlanıyor. Bu mahkemeye millet ve hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir. Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır.

Dinleyiniz! Sizin iki dostunuz var:

Bugünkü Müslüman alemi, öteki millet hakkı için bağıracak milletler; Birini kazandınız, ötekini bugünkü açtığınız davanın hak ve ulviyeti kazanacaktır.

Hükümetler düşmanınız, milletler dostunuz, kalbinizde isyan kuvvetinizdir.

Böyle muazzam bir günü Osmanlı tarihi, Osmanlı toprağında bir defa daha idrak edemeyecektir. Bugün size haber verdiğim milletlerin hak günü uzak değildir. O gün gelirse içimizden bugün burada bulunanlardan bazıları bu dava yolunda ölmüş olursa, onun mezarı üstüne istiklal bayrağınızla geliniz ve o günü müjdeleyin. Şimdi yemin ediniz ve benimle tekrar ediniz:

Milletlerin ilahi hakkı ilan olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir.

Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız.

Yemin ediniz!

Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz:

Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz."

Binlerce kişinin gök gürlemesini andıran bir uğultu şeklinde Vallahi! sesleri Halide Edib'in ayaklarının altındaki kürsüyü sarsıyordu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları