Şifa niyetine deve idrarı, eşek sütü!
Bir ara "Deve idrarı şifadır" diyen ilahiyatçıyla bir profesör, kapışmıştı. Gerçi 'deve sidiği'ne methiyeler düzen de bir bilim adamıydı. TV'de uzun uzun tartışıp durdular. Bu tartışmalardan bazı Türk hacıların, şifa bulmak için, hac sırasında deve idrarını içtiğini öğrendik. Ancak şifa niyetine içilen deve sidiğinin Orta Doğu'da pek çok hastalığa neden olduğu anlaşıldı.
Tam da bu 'deve idrarından kurtulduk' derken bu sefer de başımıza 'eşek sütü' çıktı.
Yaz aylarında Bodrum'da eşek safari yaptıran Musa K, vatandaşların talebi üzerine eşek sütü sağmaya başlamış. Yatağan'daki evinin bahçesinde 20 ve Bodrum'da da 18 eşeği bulunan vatandaşın elde ettiği eşek sütünün astım, siroz, bronşit gibi hastalıklara iyi geldiği iddia edilince talep her geçen gün artmış.
Eşeğin sütüne rağbet artınca, Musa K, "Evcil eşek yok denecek kadar az. Mevcutlar da yaşlı. Yabani eşek bularak bunları evcilleştirmem gerekiyor. Bu da zor ve zahmetli bir iş. Eşek sayısını artırmak ve bunu ticari bir faaliyete dönüştürmek istiyorum. Bu konu ile ilgili yasal bir mevzuat yok. Türkiye'de sadece bir kişi kooperatifleşerek bu işi yapıyor ve eşek sütünü satarak para kazanıyor. Ben sadece şifa niyetine vatandaşlarımızın gönüllerinden ne gelirse o ücreti alıyorum. Bu da eşeklerin bakımının çok az bir miktarını karşılıyor" diye yakınıyor.
Musa K'nın evine her gün sabah eşeklerin sağımından sonra çok sayıda vatandaş eşek sütü içmek için akın ederken, özellikle 0-2 yaş grubu çocuklar eşek sütüne bayılıyor. Şu anda iki eşekten süt alabilen K, "Sabah erken saatlerde Yatağan ve civar köylerden çok sayıda vatandaş siroz, astım ve bronşit rahatsızlığı olan çocuklarına eşek sütü içirmek için eve geliyor. Çocuklar 10 gün süreyle bir çay bardağı eşek sütünü içtikten sonra rahatsızlıklarından kurtuluyor" diyor.
Eşek sütünün hastalıkların yanında güzellik iksiri de olduğunu söyleyen Musa K, "Sabah eşeklerden sütü sağdıktan sonra tülbent ile sütü süzdükten sonra tülbent üzerinde kalan köpüklerini kadınlar yüzlerine sürüyor. Eşek sütü yüzyıllar önce kadınlar için bir gençleşme ve vücut için zinde kalma yöntemi olarak kullanılmış. Çocuklarını süt içirmek için gelen kadınlar, köpüğünü de yüzlerine sürerek cildin gerilmesine, cildin alt tabakalardaki hücrelerin yenilenmesine fayda sağladığı söyleniyor" diye anlatıyor.
Kozmetik uzmanlarından eşek sütünden sabun imal etmeyi de öğrendiğini öne süren Musa K, "Eşek sütü, zeytinyağı ve birkaç karışım ile sabun imal ettik. Özellikle genç bayanlar eşek sütü sabununu tercih ederek, yüzlerindeki ben ve sivilcelerden kurtuldukları gibi, cildin de pürüzsüz olması için eşek sütü sabununu tercih ediyorlar. Sabunu şu anda sadece kendi kullanımımız kadar ürettik ve yakın eş ve dostlarımıza ücretsiz veriyoruz" diyor.
Bunlar madalyonun bir yüzü; ya öteki yüzü? Gelin ona da göz atalım: Antalya'da litresi 100 liradan satılan ve kanserden astıma, mide hastalıklarından cilt sorunlarına birçok hastalığa şifa olduğu öne sürülen eşek sütü içen bir kadının alerji nedeniyle ölümden döndüğü anlaşıldı.
Anne sütüne çok yakın özellikte olduğu iddia edilerek yıllarca eşek çiftliği sahipleri tarafından vatandaşa litresi 80-100 liradan satılan sütün, bilim insanları tarafından araştırılıp, alerjik reaksiyon gösterebildiğine dikkat çekiliyor.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Usta, fiyatından da yola çıkılarak çare arayan insanların bu arayışlarını kullanarak bir suistimal uygulandığını anlatıyor. Prof. Dr. Coşkun Usta, "İşin içinde suistimal var. Faydalı bile olsa bu fiyatlarda satılması hiç doğru değil. Her hayvanın sütü, o hayvanın gelişimi için uygundur. Anne sütü de insana uygundur. İçindeki proteinlerin ölmemesi lazım. Eşek sütünü öyle koşullarda içiriyorlar ki bir süre sonra o proteinler ölüyor ve hiçbir faydası kalmıyor. Kanseri önlediğine dair hiçbir çalışma yok. Bu kadarcık basit bilgilerle 'kansere iyi geliyor' denmesi bir suistimaldir" diyor.
Eşek sütünün ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli sonuçları olduğuna da dikkati çeken Prof. Dr. Coşkun Usta, "Bir kadın bu sütten içtiği için vücudu alerjik reaksiyon gösterdi. Ölümle sonuçlanacak kadar kötü bir duruma geldi. 25 yaşındaki bu kadın eşek sütü içtikten yalnızca 5 dakika sonra ölümün kıyısına geldi. 2017 yılında British Association of Dermatologists dergisindeki makalede kadının gözlerinin şiştiği, vücudunun değişik noktalarında kızarıklar ve kabarcıklar oluştuğunun ele alındığı belirtilerek, eşek sütünün kadında yüksek alerjenik reaksiyona sebep olduğu bildirildi" diye ikaz ediyor.
Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz de, "Tıp zaten ilerlemiştir ve bu tür hastalıklara bilimsel olarak müdahale edilmektedir. Tüketicilerimiz, doktorlarına ve sağlık kuruluşlarına danışmadan bu tür ürünlere yönelmesin. Örneğin bazı ürünler için Türkiye ve dünyadaki sağlık kuruluşlarından 'sağlığa yararlı' olduğu konusunda belgeler alınmıştır ve fiyatları yüksektir. Bu ürünlerin tıbbi olarak kullanılabileceği belirtilmiştir. Ancak bu ürünlerde böyle bir durum söz konusu değil" diyerek karşı çıkıyor.
Evet kamuoyunda koronavirüs ve grip aşısı için tartışılıp duruyor. Piyasada bu aşıların olmadığından şikayet var. "Deve idrarı" ve "eşek sütü"nden şifa arayanlara; koronavirüs ve grip aşısı bulunsa ne yazar, bulunmasa ne yazar?