Romantizmin Estetik Vahşeti: Jibaro
Tim Miller tarafından yaratılan ve Netflix''te yayınlanan yetişkinlere yönelik bir animasyon antolojisi olan Love, Death & Robots ilk çıktığından bu yana etkisini hâlâ sürdürüyor. 2019''dan beri sıkı bir takipçisi olduğum dizinin yapımcılığını Blur Studio yapsa da, bireysel bölümler çeşitli ülkelerden farklı animasyon stüdyoları tarafından üretilmektedir. Dizi özellikle komedi, korku, bilim kurgu ve fantezi gibi farklı türleri keşfediyor. Dizinin 3. sezonun son bölümü olan Jibaro bölümü sanatsal ve konu anlatımıyla izleyici üzerinde çarpıcı bir etki bırakmaktadır.
İnsanoğlunun aç gözlülüğüne vurgu yapan ve Yunan mitolojisine ait bir karakter olan Siren''in yepyeni bir yorumu olan Jibaro, günümüzde yaşanan çıkar ilişkilerine de parmak basıyor. Siren ile erkekler arasındaki toksik ilişkinin ürperticilik dozunu da artırıyor. Bölümün yönetmeni Alberto Mielgo konuyla ilgili verdiği bir röportajda şunları ifade ediyor: "Bu ikisi birbirini yanlış nedenlerle seviyor ve günümüzde yaşanan modern ilişkilerde de olan bu" diyor. Bu mutlu sonla biten bir aşk hikayesi değil çünkü her iki figür de birbirinin en kötü yanlarını ortaya çıkarıyor. Bölüm ayrıca şövalye tasvirini kahraman bir figür olarak alıyor ve şövalye bu hikâyedeki iyi adamlardan biri olmadığı için onu tersine çeviriyor. Bu nedenle, izleyiciler kimi destekleyeceğinden emin olamıyor. Siren, başından beri çığlıklarıyla erkekleri ölüme sürükleyen bir canavar olarak görülüyor ve ancak bölümün sonunda izleyiciler ona sempati duyuyor. Çünkü izleyici şövalyenin, kadının altındaki varlığa değil, vücudunu süsleyen zenginliklere aşık olduğunu anlıyor. Her biri birbirinden bir şey ister ve bölümün sonunda bunu elde etmek için kendilerini yok ederler. Bu, yalnızca arzu ve sömürü üzerine inşa edilen ilişkilerin sonuçlarıdır. "Jibaro" aracılığıyla Mielgo, mesajını izleyicileri tedirgin edecek ve aynı zamanda animasyonun katıksız güzelliğine hayran bırakarak başarılı bir şekilde iletiyor.
Genel olarak Jibaro bölümü size doğrudan güçlü bir hikâye anlatımı vermiyor ancak hem geleneksel hem modern dans figürleri, ortalıktaki karmaşayı çok iyi hissettiren kamera açıları, olağanüstü aksiyon ve gerilim sekansları, tutku ve romantizmin estetik vahşeti ve son olarak bilerek rahatsızlık veren ses tasarımı bu bölümü eşsiz bir yere taşıyor. Jibaro''nun hissettiği öfkeyi, hayal kırıklığını, şehveti ve üzüntüyü doğrudan tecrübe edebiliyorsunuz. Ölümcül çığlıklarından etkilenmeyen sağır bir şövalyeye aşık olan siren ile başlayan bu diyalogsuz hikayede görüntüler o kadar gerçekçi ve estetik ki, dizinin takipçileri bu bölümün gerçek mi yoksa tamamen animasyon mu olduğunu da merak etmiştir. Hatta bu konuda sesler o kadar çok yükselmiştir ki konuyla ilgili Jibaro dizinin yönetmeni Mielgo, Instagramdan açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Mielgo yaptığı Instagram paylaşımında, bölümde tam 171 kişiden oluşan bir görsel sanatçı, dansçı, programcı, animasyon sanatçısı ve oyuncu ekibinin çalıştığını açıklamış, animasyonlarda gerçekçiliği ve istedikleri çarpıcılığı yakalamak için gerçek insanlarla bilgisayarların iş birliğinden faydalandıklarını belirtiyor. Siren''in ve aşık olduğu askerin vücut hareketlerinin akıcılığı için modern dansçılardan ve en yeni hareket algılayıcı teknolojilerden yardım alan ekip, karakterlerin görünüşlerini daha gerçekçi kılabilmek ve reel hayatta ışığı nasıl yansıttıklarını daha iyi kestirebilmek için bölümde gördüğümüz kostüm, saç ve makyajları fiziksel olarak modellemeyi tercih etmiş. Bu kostümleri tasarlarken Kuzey Avrupa, Afrika, Rusya ve Asya kültürlerinden ilham alan yaratıcı ekip, saatlerce süren toplantı ve araştırmalarla görünümlerin final hallerine karar vermişler. Tüm bu aşamaların ise toplamda 1 yıl 7 ay sürdüğünü belirtiyor. Kısa film tadında ve oldukça gerçekçi olan bu animasyon filmini izlerseniz eğer insanoğlunun nasılda açgözlü olduğunu göreceksiniz ya da bu açgözlülükten doğayı korumaya çalışan Siren''in hikayesini izleyeceksinizdir.