Ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı bilinen bir gerçektir. Ancak bu gerçeği göz ardı eden otorite sahipleri insanların hayatını hiçe saymaktadır. 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan ve ülkenin kaderini derinden etkileyen Gölcük Depremi’nden hâlâ ders çıkarmış bulunmamaktayız. Depreme dayanıksız binalar, depreme dayanıksız yollar ve depreme dayanıksız toplanma alanları ile yeni can kayıplarının önü açılmış durumda. İstanbul’da yaşanacak bir deprem sonucunda şehirde kaos hâkim olacak. Sığınmacılar yağmacılar ve bir sürü enkazın biriktiği bir şehir olacak. Ülkemizin bağımsızlığı tehdit altında olacak. Tüm bu korkunç senaryolara rağmen önlem almakta gecikmek açık bir şekilde toplu cinayete ortak olmaktır. Bilim insanlarının uyarıları dikkate alınıp yapıcı adımlar ile bu şehir yeniden yaratılmalıdır