Maraton ve öyküsü

Değerli okuyucularım bugün sizlere atletizmin bir dalı olan ve olimpiyatların vazgeçilmez Maraton koşusu hakkında muhtelif kaynaklardan derlediğim bilgileri vermek istiyorum.

Maraton, atletizmde uzun mesafeli (42,195 m), sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur. Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'nda Maraton Ovası'ndan Atina'ya koşarak gelen bir ulaktan esinlenerek verilmiştir

1896'da Atina'da düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunlarında 40 km. olarak koşulan maraton mesafesi, 1921 yılından itibaren 42,195 metre olarak son halini almıştır.

Dünyada her sene binlerce maraton yarışı düzenlenir ve resmi ölçümü yapılmış parkurlarda koşulan tüm maratonların mesafesi 42,195 metredir. Maratonlar genellikle asfalt yollarda koşulsa da patikalarda, dağlarda, çöllerde ve kutuplarda koşulan maraton yarışları da bulunur.

**

Dünya Atletizm Birliği (WA) rakamlarına göre 2019 yılında tüm dünyada 6 milyondan fazla insan maraton koşmuştur. Türkiye’nin en büyük maratonu olan İstanbul Maratonu ise ilk olarak 1979’da bir grup Alman turistin girişimi ile düzenlenmiş ve yarışı 2:35’lik derecesi ile Hasan Saylan kazanmıştır. İlk yıllarda “Asya-Avrupa Koşusu” adı altında düzenlenen organizasyon, ilerleyen yıllarda dünyada iki kıta arasında koşulan tek maraton yarışı olarak “Kıtalararası Avrasya Maratonu” adını alır. 2013 yılından itibaren ise her yıl kasım ayında İstanbul Maratonu olarak düzenlenmeye devam etmektedir.

**

Modern olimpiyatların birincisi 1896’da Atina’da yapılmıştı. 124 yıl önce düzenlenen ilk olimpiyatlarla birlikte aslında bir efsane yeniden canlanmıştı. Bu, genç Phidippides’in yaşamı pahasına yaptığı “Marathon” koşusuydu. Bu olimpiyat oyunlarının simgesi sayılan maraton efsanesine şöyle bir göz atalım.

İki ordu Marathon kenti yakınlarındaki ovada karşılaştı. Hücum borularının çalmasıyla birlikte savaş başladı. Mızrak, kalkan, miğfer ve zırhlarını kuşanmış Atinalı askerler gruplar halinde ilerlediler. Ne atlıları ne de okçuları vardı. Ancak kalabalık ve güçlü Pers ordusuna doğru bir anda dağlardan akmaya başladılar. Köşeye sıkışan Persler korku içinde dağıldı. Atinalılar muhteşem bir zafer kazandı.

O sırada Phidippides adlı genç bir asker yorgunluktan tükenmiş bir halde yere yatmış dinleniyordu. Marathon Savaşı’ndan önce yardım istemek için Sparta’ya koşmuş ve geri dönmüştü. Yaklaşık 300 kilometreyi iki günde gidip gelmişti. Phidippides’e komutanın kendisini çağırdığını söylediler. Komutan Miltiades, genç askerin 42 kilometre uzaklıktaki Atina’ya gidip zaferi müjdelemesini istedi. Çok yorgun olmasına rağmen, Phidippides bu emri yerine getirmek için Atina’ya doğru yola çıktı. Nasıl mı? Tabii ki yine koşarak!

Bu öykünün ne kadarı efsane, ne kadarı gerçek; bilinmez ama günümüzdeki olimpiyatlarda yapılan uzun mesafe koşusu adını bu olaydan alıyor. Phidippides’in koştuğuna yakın bir parkurda (tam 42.195 metre!) ve sert bir yolda yapılan dayanıklılık koşusuna maraton deniyor. Günümüzdeki maratonlarda yarışan genç erkek ve kadınlar dayanaklılıklarını ve güçlerini sınarken bu savaş yorgunu Atinalı gence de bir selam gönderiyorlar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları