Kırmızı pabuçlu ihtilalcinin sonu

Sevgili okuyucularım bugün size tarihten bir kesit sunacağım. Hemen hepimizin bildiği Patrona Halil isyanını anlatmak istiyorum.

Patrona Halil, (1690 Manastır - 25 Kasım 1730) Osmanlı padişahı III. Ahmed''in tahttan inmesi ile sonuçlanan 1730 Patrona Halil İsyanı''nın lideri olan Yeniçeri askeridir. Bu ayaklanmayla birlikte 3. Ahmet tahttan indirilmiş, Lale Devri de son bulmuştur.

Arnavut kökenli olan Horpeşteli (bugünkü Orestida kasabası) Halil; Leventlik ve Rumeli''de yeniçerilik yapmıştı ve yakın hemşehrileri arasında "Patrona" lakabıyla anılmaktaydı. Patrona Osmanlı donanmasında gemilerin ikincisine verilen isimdir. Donanmada; Kaptanı Derya (Donanma Komutanı)''nın kullandığı gemiye Kapudane, ikinci gemiye ise Patrona, üçüncü gemiye de Riyale denilirdi. Patrona Halil, Patrona gemisinde bir süre Leventlik yaptığı için bu lakapla anılıyordu. İstanbul''da hamam tellaklığı da yapmıştı. İstanbul meyhanelerine devam ettiği, devamlı içki içtiği, ihtilal yandaşlarını da bu meyhanelerdeki içki sofralarından tanıdığı bilinmektedir.

Patrona Halil, boylu poslu, iyi giyinen, kırmızı pabuçlarıyla dikkat çeken, "iki dirhem bir çekirdek" biriydi. Etrafında çok sayıda fedai ve dalkavuğu vardı. Kalabalık buldu mu dayanamazdı, nutuk çekmeyi de çok severdi. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa''nın zevk ve sefaya düşkünlüğünün yanı sıra Yeniçerileri''nin uzun süredir maaş alamaması, ordu içerisinde huzursuzluğa neden olmuştu. "Şeriatın gereğini yerine getirmek" gerekçesi ile başlatılan bu isyanda, ekonominin bozulması, vergi yükünün artması, 12 senedir sadarette bulunan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa''nın kadrolaşması ve buna karşı oluşan muhalif kadrolar, çoğunlukla laik eksene kayan yenilikler, 1730 İran seferinin bir türlü gerçekleşememesi ve alınan şehirlerin İranlılara satıldığı gibi rivayetlerin de katkısı vardı.

Patrona Halil kendini ayaklanmaya elebaşılık etmeye kışkırtanların telkinleri ile öncelikle esnafı etkileyerek kepenk kapamalarını sağladı. Daha sonra da yanına çektiği Yeniçeriler ve bir kısım halkın da katılımı ile 28 Eylül 1730 tarihinde daha sonra kendi adını alacak olan Patrona Halil İsyanı''nı başlattı. İsyan başarılı olacak, 3. Ahmet tahtan indirilecekti. Devlet; hanedan devleti olsa da, isyan sonrası meydana gelen iktidar boşluğunda Patrona Halil, 44 gün devleti padişah gibi yönetecekti.

İsyanın planlanması ve isyan sonrasında aktif görevlerde bulunan Patrona, İstanbul''daki asayişin iyice bozulması, zulmün artması sonucu, yeni padişah I. Mahmud''un gönderdiği Şeyhülislam tarafından diğer asi liderlerle beraber "Dağılmaları yoksa akıbetlerinin kötü olacağı" konusunda uyarıldı. Toplanan asiler kendilerine yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaklarına dair devlet garantisi sayılan Hüccet (bir nevi af senedi) istediler. Bunun üzerine İstanbul uleması, Sadrazam ve ilgili devlet ricalinin hazırladığı Hüccet, I. Mahmut''a götürüldü ve o da "Ellerine verilen hücceti şer''iye gereği amel oluna" şeklinde bir Hatt-ı Hümâyun yazdı. Ancak buna rağmen isyancılar devlet işlerine karışmaya, kargaşayı sürdürmeye devam edince devlet, Patrona Halil ve elebaşlarının ortadan kaldırılmasına karar verdi. Bunun için Pehlivan Halil Ağa yönetiminde özel bir ekip kuruldu.         

"Kalabalık buldu mu dayanamazdı" demiştik, bir gün yine hızını alamamış, konuşurken fedailerinden biri aldığı Pehlivan Halil Ağa ve suikast bilgisini Patrona''ya yazarak uzatır. Patrona Halil, kağıdı alıp, göz ucuyla bakar. Hiç umursamadan katlayıp, cebine koyar. Çevresindeki konudan haberi olan kişiler "Vaay be!.. Ne delikanlı adam" yaftasını yapıştırdılar. Çünkü kağıtta; "Saraya gitme, Pehlivan Halil Ağa ve adamları sana tuzak kurdular, kelleni vuracaklar" yazıyordu.

Yapılan ilk plana göre 25 Kasım 1730''da Patrona Halil ve elebaşları yıllardır süren Osmanlı-İran Savaşı''nı görüşmek üzere Sadrazam''ın konağına çağrıldı. Ancak kalabalık bir grup ile gelince kendisine dokunulamadı. Ardından Hilat giydirilmek bahanesiyle Topkapı Sarayı''na gitmeye ikna edildi. Topkapı Sarayı''nda Pehlivan Halil Ağa ve 30 adamı pusu kurmuş Patrona ve diğer elebaşlarını bekliyorlardı. Asiler Soğukçeşme''den Topkapı Sarayı''na girince, bir işaret üzerine ortaya çıkan bu ekip, saray efradı pencerelerden seyrederken asilerin üzerine saldırdı. Oracıkta başta Patrona Halil ve yardımcısı Muslu Beşe olmak üzere 18 elebaşını öldürdüler.

Patrona Halil, gelen pusulaya rağmen çok cesur olduğu için mi saraya gelmişti?.. Tabii ki hayır. Patrona Halil''in öldürüleceğini bile bile saraydaki davete katılmasının sebebi; aslında öldürüleceğini bilmemesiydi. Çünkü; Horpeşte''li kırmızı pabuçlu 44 gün Osmanlı İmparatorluğunu idare etmiş Patrona Halil, okuma-yazma bilmiyordu. İşin garibi okuma yazma bilmediğini avanesinden de saklamıştı.

İçerideki silah seslerini duyan dışarıdaki başlarında Emir Ali''nin bulunduğu yandaşları ise kaçtı. Daha sonra Emir Ali ve ekibi 27 Mart 1731''de I. Mahmut''a karşı bir isyan hareketine kalkıştıysa da bu isyan büyümeden engellendi. İstanbul sokaklarına çıkartılan tellallarla durumun normale döndüğü halka duyuruldu. Böylece birinci isyanın sonucunda 3. Ahmet tahttan indirilmiş, Lale Devri sona ermiş, I. Mahmut tahta çıkmış, ikinci isyanda ise isyancıların kökü kazınmış oldu.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları