Değerli okurlarım, bugün sizlere Amazon adı verilen kadın savaşçılardan bahsetmek istiyorum...
Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball, Kazakistan''da at üstünde küçük sarışın bir kız görür. Amerikalı arkeolog "Bu kara yağız Türklerin arasında sarışın bir kızın ne işi var?" diye şaşırır.
Kızın adı Meryemgül''dür. Dr. Kimball, Meryemgül''ün DNA örneklerini alır ve onu Amazon kadınlarına ait iskeletlerle karşılaştırır. Sonuç, tarihi değiştirecek kadar hayret vericidir: Meryemgül ile Amazonların DNA''ları bire bir aynıdır!
Amazonların Pontus bölgesinde yaşadıkları söylenir, bu bölge günümüzde Türkiye sınırları içinde yer alan Karadeniz kıyısındadır. Amazon kelimesinin ne anlama geldiği ile ilgili açıklamaların çoğunun ortak noktası "Aykırılık" olduğu gibi Amazon kelimesinin en fazla kabul edilen görüşlerden biri de "Memesiz" anlamına geldiğidir. Klasik Yunancada etimolojik olarak "Mazos" memesiz anlamındadır.
Amazonlar, klasik mitolojide tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihî bir ulustur. Herodotos, Diodorus, Apollonius, Justinus, Pliny, Virgil, Aeschylus, Stephanos, Hesiod, Lysias, Pausanias gibi önemli tarihçiler, "Temiskira (Terme)"yı Amazonların anayurdu olarak işaret eder.
Bugün Karadeniz bölgesinde Samsun ilinin bir ilçesi olan Terme''nin tarihte ilçe olarak yer alması; yaklaşık 75 yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak tarihte Terme çok eski bir yerleşim yeri olarak kendini kabul ettirerek, bir çok efsaneyi bünyesinde barındırır.
"Termesus" veya "Termedon" adı bunun en güzel delilidir. Yine Terme''yi tarihi seyri içinde incelerken Samsun, Çarşamba, Amasya ve Trabzon tarihleriyle birlikte incelemek en doğru olanıdır.
Terme''nin tarihi M.Ö. 1000 yılına kadar dayanır. Samsun''un kıyı şeridinde olan ilçenin en eski kavminin Gaşkaylar olduğu sanılır. Hititler; Samsun''a kadar yayılınca Gaşkayları da yönetimleri altına aldılar. Daha sonra Firigler; Hititler''i yenerek bu bölgeye hakim oldular. Firigler''den sonra da Anadolu''ya, doğudan Kimmerler girdi. İskitler''in önünden çekilerek Anadolu''ya giren Kimmerler de Firigler''i yıktı. Bu kavmin kadınlardan ibaret topluluğu olan Amazonlar da Terme''ye gelip konakladı.
Terme suyu (Termedon) ve yanındaki dağların adı bazı yabancı harita ve ansiklopedilerde Amazon Dağları (Amazonius Mous) olarak geçer. Aynı yıllarda Karadeniz kıyılarında sömürgeci olarak bulunan eski Yunanlılar da Termedon''da yalnız kadınlardan ibaret bir toplum olduğundan söz ederler. Ayrıca Terme''de arkeolojik kazılarda ortaya çıkan mozaiklerinde Amazon kadınları ve aslanlar görülür.
Amerikalı bir arkeolog olan Dr. Jeannine Davis Kimball 1994 yılında, Kazakistan''da yaptığı kazılar neticesinde Amazonların Türk olduğunu ileri sürdü. Amazon kadınlarına ait mezarlarda araştırma yapan Kimball onların izini bulur.
Mezarlarında atları, okları, kılıçları ile birlikte gömüldüler. Amazon çalışmasını "Savaşçı Kadınlar Amazonlar" adı altında bir kitapta toplayan Dr. Kimball''ın bulgularına göre; Amazon kadınlarının bir efsane olmadıklarını, gerçekte konargöçer Türk boyları içinde yaşadıklarını ve bu zamana kadar efsane olarak önümüze sunulanlardan çok farklı bir yaşam tarzına sahip olduklarını ortaya koydu.
Kimball''ın Amazonları Ön Türk toplumlarından biri olarak kabul görmesinin en büyük dayanağı kurganlardır. Üstelik bulgular kurganlarla sınırlı da değildir. Yaşadıkları Kuzey Karadeniz, Hazar, Kafkaslar ve Anadolu coğrafyasında arkalarında arkeolojik buluntular da bıraktılar.
Dr. Kimball''ın kitabının Türkçesi "Savaşçı Kadınlar Amazonlar" İleri Yayınevi tarafından 2013''te basıldı.
M.Ö. 3 bin ile 2 bin yılları arasında, kentler-devletler kurup anaerkil bir şekilde hayatlarını sürdüren Amazonlar bir dönem Terme''de de yaşadıkları bu bilimsel verilerle belirlendi. Onların anısına İlkadım Batıpark içerisinde bir Amazon Köyü oluşturuldu. Bu yürekli, mert, savaşçı kadınların günlük yaşamını yansıtan balmumu heykeller, bu köye yerleştirilerek ziyaret açıldı. Ayrıca Terme''de Amazon savaşçı kadın heykeli bulunur. Her yıl da Terme''de Amazon Festivali yapılır.
