İstanbul'un işgalinde yaşanan hazin bir olay

Ziya (Kutnak) Paşa, Hicaz Valisi Çürüksulu Osman Nuri Paşa''nın oğludur. 1870 senesinde İstanbul''da doğdu.

1891''de Harp Okulu''ndan mezun oldu. 1895''te Binbaşı, 1897''de Kaymakam (Yarbay), 1902''de Miralay (Albay) rütbesine terfi etti. Fransa''da yapılan askerî tatbikatlara katıldı. Fransa''dan dönüşünde Aydın ve Edirne Jandarma Alay Komutanlığı yaptı. 1907''de Mirliva rütbesine terfi etti.

1908''de Rusya''da askerî tatbikatlara katıldı. 1911''de V. Mehmet Reşad''ın Rumeli seyahatinde yanında bulundu. İngiltere Kralı''nın tahta çıkışı törenlerine temsilci olarak gönderildi.

1912''de tekrar Mirliva rütbesine terfi etti ve Balkan Savaşları''na katıldı. Harbiye Nezareti Merkez Dairesi İkinci Başkanlığı ve Onuncu Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. 1914''te emekliye ayrıldı.

1918''de İzzet Paşa kabinesinde Ticaret ve Ziraat Bakanlığı ile Bayındırlık Bakanlığı''nı yürüttü. 22 Ekim 1920-3 Kasım 1922 tarihleri arasında Harbiye Nazırlığı yaptı. Ayrıca 1921 yılının Nisan-Haziran aylarında Bahriye Nazırlığı''nı da yürüttü. Harbiye Nazırlığı (Millî Savunma Bakanlığı) döneminde Türk Kurtuluş Savaşı''na yardım etti. Osmanlı Devleti''nin son Harbiye Nazırı ve Mecidiye Nişanı, Osmaniye Nişanı, Liyakat Madalyası ile İmtiyaz Madalyası sahibiydi.

1 Ocak 1940 tarihinde vefat etti. Kabri Karacaahmet Mezarlığı''ndadır. Tercüman Münir Paşa''nın damadı, Tavdgiridze Mahmut Paşa''nın kayınbiraderidir.

Aşağıdaki anlatacağım olay Ziya Paşa''nın İstanbul''un işgali dönemindeki Harbiye Nazırlığı sırasında yaşandı. Gelin bu ibretlik olayı hatırlayalım:

"Emrettiğiniz yüzbaşı geldi efendim."

"İçeri al."

Nazır Ziya Paşa subaylara bilgi verdi: "Az önce sözünü ettiğim talihsiz olayın faili."

Yüzbaşı bekletmeden içeri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasından hızla ilerleyerek Ziya Paşa''nın masası önünde durdu, selamını verdi:

"Yüzbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz Paşa''m."

Uzun boylu, kumral, yakışıklı, biraz bıçkın havalı bir subaydı. Ziya Paşa, önündeki bir yazıya bakarak yumuşak bir sesle "Oğlum" dedi, "Dün akşam Beyoğlu''nda İngiliz İnzibat Subayı, Teğmen Miller''i, emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?"

"Evet efendim, doğru."

Ziya Paşa, dürüst subaya babacanca yol gösterdi:

"Herhalde görmediğin için selamlamadın, değil mi çocuğum?"

"Hayır efendim gördüm."

Nazırın canı sıkıldı; "Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti."

"Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım Paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi?"

Ziya Paşa derin bir kederle ellerini açtı: "Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı bu sabah olayı protesto etti. Mesele çıkarılacak zaman değil. Hemen şu müzevir Teğmen''i bul da özür dile. Olayı sessiz sedasız kapatalım."

Başıyla çıkması için izin verdi. Ama Yüzbaşı yerinden kıpırdamadı bile.

"Paşam, bir de beni dinlemenizi rica ediyorum." dedi.

Ziya Paşa bıkkınlıkla, "Söyle bakalım" diyerek izin verdi.

"Balkan Savaşı''nda Teğmen''dim. Çanakkale''de Üsteğmen. Suriye cephesinde Yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak, namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem."

Ziya Paşa bozuldu: "Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak sana emrediyorum!"

Yüzbaşı sükûnetle "Anladım efendim" dedi. Ardından da apoletlerini bir hamlede söküp Ziya Paşa''nın masasına bıraktı: "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!" diyerek hızla selam vermeden dönüp kapıya yürüdü.

Oturan subayların, -Padişah yanlısı birkaçı dışında- hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi Yüzbaşı''dan büyüktü. Gözleri dolarak, Yüzbaşı''ya selam durdular...

Olayın en yakın şahidi Harbiye Nazırı Ziya Paşa''nın da gözleri dolmuştu. Diğer subaylara belli etmeye çalışmadan yutkundu... Odaya sessizlik hâkim oldu...

Bir Türk subayı kendisinden beklenen davranışı göstermişti...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları