Filmin Mavi Hali
Sinemada izleyiciler üzerinde belirli bir etkinin yaratılabilmesi için görsel ögelere başvurulduğunu biliyor musunuz? Teknolojik gelişmelere bağlı olarak sıklıkla kullanılan dijital efektlerin yanında çizgi, yön, büyüklük, biçim, doku ve özellikle de renk görsel dilin oluşumuna büyük katkı sağlamaktadır. Görsel sanatlarda rengin kullanımı anlatı dilinin oluşumuna temel teşkil etmektedir. Görsel kompozisyon; farklı bilgilerin izleyiciyle buluşmasını, böylelikle izleyicinin farklı düşüncelere yönelmesini sağlamaktadır. Metinler ve alt metinlerin tümü sayılan öğeler eşliğinde görsel kompozisyonun içerisine yüklenmektedir. İletişimin sözlü olarak gerçekleşmediği ortamlarda görsel dil yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Filmlerde renkler ve çağrıştırdıkları sembolik anlamlar, yani gösteren ile gösterilenler (mavi, özgürlük; kırmızı, aşk, sevgi; beyaz saflık, temizlik vb.) arasındaki ilişki Saussure'e çoğu kez toplumsal uzlaşıma dayanır. Görsel ögeler arasında anlatı dili oluşmasını sağlayan en temel unsur ise renktir. Renkler, insan hayatının vazgeçilmez bir parçası durumundadır. Her nesnenin kendine özgü bir rengi bulunmaktadır. Renkler aracılığıyla anlatı dili oluşmaktadır. Çünkü her renk farklı bir anlam yükü ve derinliğine sahiptir
Gerek sinemada, gerek tiyatroda ve gerekse de televizyon sektöründe görsel tasarımın en önemli öğelerinden biri şüphesiz ki renktir. Anlaşılacağı üzere her rengin kendine özgü bir anlam yükü bulunmaktadır. Bununla birlikte renklerin birbiriyle ilişkili bir şekilde kullanılması renk uyumunu ortaya çıkarmaktadır. Renk uyumu, renklerin diline uygun bir şekilde oluşturulabileceği gibi yönetmenin bakış açısına göre de şekillenebilmektedir.
Örneğin Seren Yüce’nin 2010 yapımlı Çoğunluk filminde yönetmen bir anlam yaratma süreci olarak sinemada karakteri tanıtmak ve içsel dünyasının anlamlandırmak için mavi rengi kullanır. Mavinin anlamlarından biri özgürlük olmasına rağmen filmde karakterin aslında özgür olmadığı ve özgürlüğünü istediği mavi renk üzerinden belirtilmiştir. Filmin başından sonuna kadar sürekli baskı altında kalan Mertkan karakteri bu baskıdan, ezilmişlikten ve kendini dinlemesi için yönetmen, karakteri mavinin açık veya koyu tonlarıyla bir odaya koyar. Gebze’ye gitmesi için babasına, ‘biraz da kafa dinlerim’ demesi yönetmenin bu maviliğe ortam hazırladığı görülmektedir. Seren Yüce, sinemada mavi rengi kullanarak bir anlamak yaratmak istemiştir. Ve bu anlamı karakteri sakinleştirmek, özgürleştirmek yer yerde dinlendirmek için kullanmıştır. Çoğunluk filminde mavinin tonlarını çok sık görmemekteyiz, gördüğümüz yerler ise Mertkan’nın kendini en çaresiz hissettiği ama en anlamlı hissettiği yerlerdir. Karakter Mavi ile özgüvenli olduğu, mavi ile özgürleştiği, mavi ile sessizleştiği anlaşılır.