Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Rüzgar Hasan Kalkan

Rüzgar Hasan Kalkan

DİJİTAL İMGELER

Doğanın direnişi

Hidroelektrik Enerji Santrallerinin çevreye olan etkilerini anlatan Muzaffer Özdemir''in yazıp yönettiği belgesel tadında olan ''Yurt'' filmini izlerseniz eğer, çevreyi harap edip yaşadığımız dünyayı ''çöplük''e dönüştüren insanoğluna olan nefreti göreceksinizdir.

Yurt, Türkiye''nin dört bir yanını tahribata uğratan HES''leri Gümüşhane özelinde lanetleme işlevi üstlense de, tek derdinin bu olmadığı açık. Doğaya saygı duymayan otoritenin günahlarına ortak olan halkı da hedef tahtasına oturtuyor film; iş işten geçene kadar kılını kıpırdatmayan halkın, sonrasında ağıtlar yakmasının anlamsızlığına vurgu yapıyor. Evet, doğanın hiç edilmesinin temel sorumlusu olarak iktidarı gösteriyor, hatta onları ''münafıklık''la suçluyor, ama küçük hesaplar peşindeki halkı gözüne kestirmeyi de ihmal etmiyor. Muzaffer Özdemir de tıpkı ''geç kalmış; halk gibi'' ağlıyor doğanın ardından, o da geç kaldığının farkında çünkü. Bu günah çıkarmanın gösterdiği şeylerden biri de, insanın onca kötülüğüne rağmen yaşamaya devam eden doğanın direnişi. Film, çirkinliği bolca hissettirmesiyle birlikte, doğanın o tarifsiz güzelliğine şapka çıkarmayı da ihmal etmiyor.

Her akarsuyun üzerine bir santral kurarak ve bu konuda sağlıklı bir ÇED raporu hazırlanmayıp veya bu çevre etkileri göz ardı edilerek, geleceğimiz, hayatımız tehlikeye atılmaktadır. Doğaya ve çevreye ne gibi zararlar verdiği ve bir zamanlar dağlarında koşarak oyunlar oynadığımız, akarsularının sularını içtiğimiz ülkemizin, köylerimizin, mahallelerimizin kendi kurduğumuz HES''ler ile yok ettiğimizin bir göstergesi olan Yurt filmi, tüm bu olumsuzlukların ve kapitalist düzenin ve çıkar sağlamak uğuruna yararcı yöneticilerin daha fazla para uğruna yaptığı doğal katliamlara odaklanmaktadır. Kısaca HES diye tanımlanan santrallerin bir çoğunun nasıl ve ne amaçla yapıldıklarından bahseden film, bir zamanlar yaylarında çiçeklerin açtığı, sularının içinde yüzdüğü ve suyunu içtiği derelerin nasıl heba edildiğine parmak basmaktadır. Ve böyle tehlikeli projeler için ÇED raporlarının tutulmadığı, bölge halkının fikirlerinin alınmadığı, karşı çıkanların ise bir şekilde susturulduklarına vurgu yapmaktadır.

Muzaffer Özdemir tüm bu sorunları anlatırken, genel bir bakışın ardına saklanmaktansa, durumu özelleştirip ''yurt; kavramına tutunuyor ve hedef tahtasındaki tek bir noktaya odaklanıyor. Baş karakterini bunaltıyla baş başa bıraktıktan sonra, memleketi Gümüşhane''ye gönderip huzura ermesini sağlamaya çalışıyor film. Ancak onun büyük kentteki ruh sıkışıklığı, yerini çok daha büyük bir ''daralmaya'' bırakıyor burada. Çocukluğunun geçtiği ''cennetin'' insan eliyle ''cehenneme'' dönüştürüldüğünü gören karakter, evi olduğu halde artık bir yabancı gibi gözlemliyor durumu, tespitlerde bulunuyor. Müdahale etmeden ağlıyor yurdunun ardından, dövünüp bunaltısını katlıyor, ama isyan bayrağını açmak gelmiyor aklına.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları