Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet Burak Kabaklı

Ahmet Burak Kabaklı

GÜN IŞIĞINDA

Bir Rumeli efsanesi “Debreli Hasan”

Kıymetli okurlarım, malumunuz geçtiğimiz gün Ankaradaydım, dönüş yolunda karışan radyo frekanslarında bir Rumeli türküsüne denk geldim. Güzel de bir hikayesi olan Türküyü bugünki yazımda hikayesi ile birlikte sizlere aktarmak istiyorum;

Rumelili halk kahramanı eşkiya Debreli Hasan'ın hikâyesi

Debreli Hasan, Drama’da yetişmiş. Debreli namıyla mübadele öncesi donemde Drama-Serez-Sarısaban bölgelerinde faaliyet göstermiş bir halk kahramanı eşkıyadır.

Drama köprüsünü,o devrin haksızlıkla para kazanan halkı ezen zenginlerinden aldığı haraçla yaptırmıştır. Debreli Hasan’ın yaşadığı,donem kesinlikle bilinmemekle beraber Cakırcalı Efe ile çağdaş olduğu görüşleri, hatta atıştıklarına dair hikayeler onun 1870-1920 yılları arasında Makedonya dağlarında egemen olduğunu göstermektedir. Bu konuda halk arasında söylenen menkıbeye göre; Selanikli Yahudi bir tüccar ticaret için İzmir’e gidecektir. “Eğer bu civar dağlarda hükümran olan Debreli’den geçsen, Ege dağlarında Cakırcalı’dan geçemezsin.” denir, kendisine. Nitekim de öyle olur.

Debreli’nin çetesinde pek çok kişi yoktur. Bilinen Kara kedi namıyla bir tek kızanı olduğudur. Halka onu sevdiren eşkıya kişiliğinin en ustun tarafı ise fakirlere yardim etmesi,bilhassa birbirini seven yoksul gençleri evlendirmesidir. Bu konuda şöyle bir menkıbe de vardır. “Evlenmek niyetinde olan dağlı bir genç,tek danasını almış, İskece pazarına inmektedir. Yolu, Debreli Hasan tarafından kesilir. Delikanlının evlenmek için parası olmadığını anlayanca Debreli kendisine düğün için yetecek parayı verir ve ayrıca danasını satmamasını salık verip uğurlar.”

Makedon dağlarının Debreli’si sonunda padişah affına uğrar veya söylentiye göre mübadelede güvenlik güçlerinin elinden kaçmayı başarır ve Türkiye’ye göç eder.

Kısacası Rumeli Türklerinin gönlüne yerleşmiştir efsanesiyle Debreli Hasana.

Drama köprüsü Hasan dardır geçilmez

Soğuktur suları Hasan bir tas içilmez

At martinini Debreli Hasan dağlar inlesin

Drama mahpusunda Hasan Kara kedi dinlesin

Mezar taşlarını Hasan koyun mu sandın

Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın

At martinini Debreli Hasan dağlar inlesin

Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin

Drama köprüsü Hasan dardır daracık

Çok istemem Yanko Corbaci bin beş yüz liracık

At martinini Debreli Hasan dağlar inlesin

Drama mahpusunda Hasan Kara kedi dinlesin

Drama köprüsünü Hasan gece mi geçtin

Ecel şerbetini Hasan ölmeden mi içtin

At martinini Debreli Hasan dağlar inlesin

Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin.

Eşkıya Debreli Hasan Kimdir ?

Sevgili okurlarım Asil bir insan olarak Makedonya Vilayeti’nin Kayılar Kazası’nın Debre Köyü’nde doğmuştur. Eşkıya olması da, bir halk adamı olan Debre’li Hasan’ın dağa çıkması şöyledir: Askerdeyken kendisine hakaret edenYüzbaşısını vurup, dağlara kaçarak Drama civarında eşkıyalık yapmaya başlamış, bu sırada halkın sevgisini de kazanmıştır. Hasan’ın ölümü üzerine onu öven “Drama Köprüsü” türküsü yakılmış; günümüze kadar bazı sözleri değişikliğe uğrasa da, hep söylenegelmiştir.

Gayrimüslimleri soyar, fakir Türklere dağıtır, bekârları da evlendirirmiş. Bacısı, Erdemuş’taki İbrahim Beylere gelin gitmiş; zaman zaman jandarmadan kaçak olarak Drama’dan Kayılara, akrabalarına, bacısı Esma’ya ziyarete gelir, oralarda saklanırmış Yaptıklarına çok pişman olmuştur, ama çare yoktur. Artık geri dönülmez yola girmiş, her yerde aranmaktadır…

Yakın köylerden bir kızla nişanlanmış, eşkıya olunca; “Bu kızcağıza benim yüzümden kötülük ederler” düşüncesiyle nişanı bozmuş, kızı da, başka bir kısmetiyle evlenmeye zorlamıştır. Kalbi kırık kızın düğününde gizlice köye gelip, geline 7 tane “beşibiryerde” ve bilezikler takmış, böylece kızın gönlünü almıştır.

Debreli Hasan’ın kesin doğum ve ölüm tarihleri, nasıl öldüğü, mezarının nerede olduğu çok tarihçi ve müzisyen tarafından araştırılmasına rağmen, sağlıklı ve belgeli bilgilere bir türlü ulaşılamamıştır.

Bunda, biz Türklerin kabahati büyüktür! Çünkü bizde “Arşiv Tutma, Belge Saklama” kültürü bir türlü gelişemedi. Böyle namlı ve özel insanların Rumeli’deki yaşayanları da, güzel Anadolu’muzda yaşayanları da; kendileriyle birlikte ölüp, unutulup gitmiş, geride belgeler bırakılmadığı için çok yazık olmuştur! Bir Rum müzisyenin kayıtları olmasa, bu güzel türkünün sözleri de bugünlere gelmeyecekti belki, kim bilir?

Orta Asya’dan çıkan ve dünyaya yayılan atalarımızın zapt ettiği yaşadığı toprakları, çektikleri sıkıntıları anlatan bu türküleri ne unutalım, ne de unutturalım! kıymetlerini bilelim…

Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları