Bilişsel Çarpıtmalar: Etiketleme
Bilişsel çarpıtmalara giriş yapmışken, en yaygınlarından biri olan etiketlemeden (labeling) bahsetmezsek olmaz.
Etiketleme, geçen yazımda bahsettiğim ya hep ya hiç ile birlikte çalışmayı çok sever.
Kişi bu düşünme biçimiyle kendini veya bir başkasını tüm karakteristik özelliklerden yalnızca birine ya da birkaçına indirger. Kendisini belirli bir durumdaki bir davranışıyla tanımlar. Ancak bu tanım, hayatının farklı noktalarına da sirayet edecektir.
Örneğin, sınavdan kaldıysam, "başarısızım" derim. Dolayısıyla, diyeti de bozabilirim.
"Ben bir aptalım" derim. Böylece, falanca filmi izlememe gerek kalmaz çünkü aptal olduğum için kesinlikle filmi anlamayacağımı düşünürüm!
Arkadaşımın kaba eleştirilerine sınır çizemeyince, "ben bir ödleğim" derim ve toplantıda fikrimi söylemekten de geri dururum.
Bahsettiğim gibi bu yalnızca kendimize yönelik düşüncelerimizi içermez.
Evdeki rutin görevlerini düzenleyemediğini gördüğüm arkadaşıma "sorumsuz" derim ve ondan bir yardım talep etmem gereken durumda bundan vazgeçerim.
Ancak kendimize yönelik yaptığımız etiketlemelerdeki temel sorun, aşırı bir olumsuz öz-eleştiriye sebep olmasıdır.
Kişi kendiyle o kadar ağır konuşabilir ki bunları bir başkasına söylese onunla arkadaşlık edecek çok az kişi kalır.
Fakat o kendi ile baş başadır ve bunlara maruz kalarak hem kendine bir şiddet uygular hem de kendisini manipüle eder.
Sunumda birkaç dil sürçmesi yapmamdan dolayı zaten "beceriksizin biri" olduğumu düşünürsem, spor antrenmanımı da yapmamaya başlarım.
İşte size manipülasyon!
Kendiyle bu kadar ağır ve negatif konuşan kişi, kendisine bedeli çok ağır olan bir hediye bırakır:
Stres, hüzün, hayal kırıklığı, çaresizlik ve kaygı. Bu olumsuz duygular karmaşık biçimde yaşanınca da depresyon misafirimiz olur.
Burada karıştırılmaması gereken bir nokta var.
Bazen yaptığım etiketleme değil de tespit yapmış da olabiliriz.
Ancak bunu genellememek buradaki ayrımı sağlıyor.
Yani "Sunum kötü geçti sonuç olarak epey düşük not aldım. Dolayısıyla, başarısız oldum." Tespit doğru.
Ama bu başarısızlık beni başka görevlerimde de başarısız olacağım sonucuna vardırırsa bu tespitten çıkıp, etiketlemeye dönüşür.
Oldukça otomatikleşen bu değerlendirme biçimlerimizin farkına varmak ve bunları durumlara indirgemek, başa çıkmak için kilit noktadır.
Kendimize nazik ve şefkatli olmaksa beklenenin ta kendisidir.