Afgan kızı Gula'nın parıldayan gözleri
Size "Amerikalı kızın fakir Türk sevgilisi" başlıklı makalemde Türk medyasındaki asparagas haberleri, "AB, eğri muzları yasaklayacak mı?" makalemde de Avrupa basınındaki asparagas haberleri anlatmış, buna karşılık Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun asparagas haberlere karşı açtığı savaşı anlattım. Şimdi de Amerikan basınında yer alan asparagas haberleri değerlendireceğim. Gelin sizle Batı'nın şimendiferi durumundaki Amerikan basınının uydurma ve yalan haberlerini hem de bunu "devlet ideolojisi" için yaptıklarını dile getirelim.
*
İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkan Amerika Birleşik Devletleri, savaş sonrasını tüketim ve lüks yaşamı baş tacı ederek yaşıyordu. 1950'lerle beraber Türkiye'nin de bu toplumsal ve siyasal değişimden nasıl etkilendiğini "Amerikalı kızın fakir Türk sevgilisi" başlıklı makalede detaylıca anlatmıştım. Şimdi onu tekrar etmeden, konuya girmek istiyorum.
Bir kere şunu aklınızdan çıkarmayın. Hoolywoud nasıl Amerikan gizli servisi CIA'nın güdümündeyse, ABD medyası da CIA'nın güdümündedir. Bunu ısrarla belirttikten sonra konumuza dönelim:
ABD ordusunun girdiği ülkelerde bir laf söylenir durur. O da "İlk gazeteci, daha sonra asker gelir!" Çünkü "gazeteci görünümlü istihbaratçılar", Amerikan Devleti'nin niyetlerini kamuoyuna dikte ettirmek için görev yapar!
Irak ve Afganistan'a müdahale mi edilecektir; uydurma ve yalan haberleriyle bu sözde gazeteciler iş başındadır. Amerikalı gazeteci artık propaganda üretmek için vardır! Times muhabiri Judith Miller, "Saddam'ın kitle imha silahlarının" varlığı yalanını CIA ile işbirliği halinde ilk yazan "gazeteci" olma ünvanını kazandı.
Yalanı ortaya çıkınca yüzü hiç kızarmadı. Aradan yıllar geçti. Aynı Times bu kez Esad'ın Şam banliyölerinde kimyasal silah bulundurduğu yalanına sarıldı! Tüm o Birleşmiş Milletler kararları filan bu yalan haberlere bakılarak alındı! Irak'la Suriye'nin durumu şimdi gözler önünde...
Steve Mc Curry adı bizim insanımıza pek birşey hatırlatmaz. Kendisi fotoğraf sanatçısıdır.
Yıl 1984… McCurry, Afganistan'dan kaçan mültecilerin Pakistan sınırında kurduğu kampta genç Sharbat Gula'yı görüp deklanşöre bastı. Genç Afgan kızının delip geçen gözleri, korku içindeki bakışı çok etkileyiciydi.
Ünlü Afgan kızı fotoğrafının dünyada bu kadar bilinmesinin nedeni, tabidir ki CIA idi…
Amerikan Psikolojik Harp Merkezi, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgalini bu fotoğrafla simgeleştirdi. Muazzam bir örtülü faaliyetle Afgan kızının fotoğrafı bir sanat eseri haline getirildi. Aslında insanların bilinçaltını etkiliyorlardı; "İyi bakın Kızıl Ordu'nun acımasız askerleri, Afgan kızını ne hale getirdi!..."
Ve 18 yıl sonra… McCurry 2002'de Sharbat Gula'nın bir fotoğrafını daha çekti. Hem de Afganistan ABD bombalarının altında inim inim inlerken. Ancak Afgan kızı çok mutluydu etrafa gülücükler atıyordu! Varsın tepelerine bomba yağsın, Afgan kızı mutluydu ya siz ona bakın!...
Nedense McCurry, Amerika ordusunun Afganistan'da yaptıklarını bir türlü fotoğraflayamadı!
Şimdi…
Amerikalı McCurry bizim medyada bile dünyanın en büyük fotoğraf sanatçısı olarak sunuluyor.
Örnekler çok… Ha Afgan kızı yeniden gündemde. Steve McCurry tarafından 1985'te fotoğrafı çekilen ve National Geographic dergisine kapak olmasıyla ünlenen "Afgan Kızı" Sharbat Gula, Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinden sonra ülkesini terk ederek İtalya'nın başkenti Roma'ya geldi.
Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 1985 yılında Peşaver'deki bir mülteci kampında henüz genç bir kız iken McCurry tarafından çekilen fotoğrafının National Geographic dergisinde kapak olmasıyla ün kazanan Gula'nın ülkesi Afganistan'dan tahliye programı çerçevesinde ayrılarak İtalya'ya geldiği bildirildi. Gel de işin içinde yine bir bit yeniği var deme...