Adeta elektronik bir sihirbaz da...
Salgın nedeniyle Sensormatic'in temassız geçiş kontrol çözümlerine de yoğun bir talep yaşanıyor. Bu çözümler sayesinde çalışan ve ziyaretçiler, önceden tanıtılan yüz, iris gibi biyometrik verileri veya cep telefonlarıyla herhangi bir yere dokunmadan sadece birkaç saniye gibi kısa bir sürede giriş-çıkış yapabiliyor.
Bu konuda CEO İsmail Uzelli, "Sensormatic olarak müşterilerimizi dinliyor ve onların ihtiyaçlarına özel çözümler geliştiriyoruz. Müşterilerimizden gelen öneri ve talepleri, Sensormatic bünyesinde yer alan Ar-Ge ekibimize iletiyoruz. Onlar da yazılım kabiliyetleri ile çözümlerimizin katma değerli hale gelmesine olanak sağlıyorlar" diyor. İsmail Uzelli, buna örnek olarak, işletmenin girişinde mevcut bulunan kartlı geçiş sistemine entegre olarak çalışan maske kontrolü ve ateş ölçüm çözümünü gösterdi. Çözüm, vücut sıcaklığının doğal değerler dışında olduğu veya maske takılmadığı durumlarda geçiş izni vermeyerek şirketlere ek bir kontrol katmanı sunuyor.
Sensormatic'in sunduğu diğer geçiş kontrol yazılımı ile işletmeler içinde oluşturulan yeni senaryolara göre, çalışanların ofis içindeki dolaşımları pandemiye uygun şekilde düzenlenebiliyor. Örneğin; bu yazılımla ateş ölçümü ve maske kontrolü yapılan geçiş noktaları dışındaki kapılardan giriş-çıkış yapılmasına izin verilmiyor. Yazılım aynı zamanda, belirlenen alanlara sadece belirlenen kişi sayısı kadar girişe izin veriyor. Maksimum kişi sayısına ulaşıldığında, çıkış yapılmadan yeni girişe izin vermiyor. İsmail Uzelli, bu çözümün özellikle kalabalık plazalarda, mesai saati başlamadan önce asansör önünde oluşan kalabalığı kontrol altına almak için kullanılabileceğini söyledi. Bu yazılımla geriye dönük olarak çalışanların bina içindeki hareketleri de kontrol edilebiliyor. Örneğin; hastalığa yakalanan kişilerin geçtiği kapılardan başka kimlerin geçtiği bilgisi raporlanabiliyor.
Türkiye'de ilk kez Sensormatic tarafından geliştirilen Yoğunluk Ölçüm Çözümü de bu dönemin en çok tercih edilen çözümlerinden biri. Gerçek zamanlı analiz yeteneğine ve tak-çalıştır özelliğine sahip çözüm sayesinde, 3D kamera veya beam sensörler ile içeride kaç kişi olduğu, kaç kişinin girebileceği bilgisi verilebiliyor. Benzer çözümlerden farklı olarak, giriş kapısına yerleştirilen ekranda, eğer içerisi doluysa bekleyen kişilere içeri girmemesi gerektiğini gösteren uyarının yanı sıra yaklaşık bekleme süresi de gösteriliyor. Çözüm, yemekhaneler, WC'ler, dinlenme alanları gibi insan yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda kişi sayısının kolayca kontrol edilebilmesini sağlıyor.
Sensormatic'in Türkiye'de salgının baş gösterdiği ilk günlerde uzaktan çalışma modeline geçtiğini söyleyen İsmail Uzelli, "Salgın ilk konuşulmaya başlandığında acil durum eylem planlarımız hazırdı. Bu planlara sadık kalarak altyapımızı hızla uygun hale getirdik ve kademeli bir şekilde uzaktan çalışma sistemine geçtik. Çalışma arkadaşlarımızın yüzde 80'ini uzaktan çalışmaya yönlendirdik. İşimizin doğası gereği sahada ve ofiste çalışmaya devam etmesi gereken ekiplerimiz için gerekli tüm önlemleri alarak çalışmalarına aktif olarak devam etmelerini sağladık. 1 Haziran'dan itibaren de kademeli olarak ofislerimize dönmeye başladık. Bu süreçte çalışma arkadaşlarımızın hijyen ihtiyaçlarını karşılamak ve kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak için önemli tedbirler aldık. Sorumluluk sahibi bireyler olarak bu önlemlere dikkat ettiğimiz takdirde sürecin sorunsuz bir şekilde yürüyeceğine ve başarıya hızla ulaşacağımıza inanıyorum. Kısacası artık geleceğe bakma zamanı…" diye konuştu.
Evet gerçekten de Uzelli'nin dediği gibi "Artık geleceğe bakma zamanı…" Ancak bir noktada uyarmak istiyorum: Yüksek teknoloji; insan hayatına pekçok kolaylık getiriyor da ya gelecekte insanoğlunu yönetmeye kalkarsa?