Altın piyasasında son dönemde yaşanan gelişmeler dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. 2023 yılında, küresel altın rezervlerindeki payın yüzde 17.6'ya yükselmesi, son 27 yılın en yüksek seviyesine ulaşması, altın piyasasında kayda değer bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor.
Bu artışın temelinde, merkez bankalarının altın alımlarını hızlandırması yatıyor. 2016'dan bu yana neredeyse iki kat artan bu oran, merkez bankalarının altına olan taleplerinin giderek arttığını gösteriyor.
Artık altın, küresel merkez bankaları rezervlerinde Euro'yu geçerek en büyük ikinci varlık haline gelmiş durumda. ABD doları hala listenin başında yer alsa da, küresel payı son yıllarda azalmış durumda, bu da altının önemini artıran bir faktör olarak öne çıkıyor.
2024 yılının ilk çeyreğinde, merkez bankalarının net altın alımlarının 290 tonla yeni bir rekor kırması, altın piyasasındaki ivmenin devam ettiğini gösteriyor.
Dünya genelinde, merkez bankaları hala altın rezervlerini artırmaya devam ederken, bu durum altının güvenli liman olarak tercih edilmesini destekliyor. Altın rezervlerindeki artış, merkez bankalarının ekonomik belirsizliklere ve jeopolitik risklere karşı güvenli bir liman olarak altına olan taleplerini artırıyor.
Son yıllarda hız kazanan altın alımları, merkez bankalarının stratejik rezerv yönetiminde altına verdiği önemi de vurguluyor. Ayrıca, merkez bankalarının altın alımlarındaki artış ve ABD doları payındaki düşüş, küresel ekonomik dengelerde önemli değişikliklere yol açıyor.
Tüm bu gelişmeler göz önüne alındığında, yatırımcıların piyasada dikkatli olmaları gerektiği açıktır. Altın piyasasında yaşanan bu değişimler, yatırımcılar için önemli fırsatlar sunarken aynı zamanda dikkatli ve bilinçli hareket etmeyi gerektiriyor.
Bu bir yatırım tavsiyesi değildir.
