(ANKARA) - Cumhur İttifakı dışındaki partiler ve bağımsız milletvekillerinin katılımı ile 260 milletvekili, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını sağlayan 7554 sayılı kanunun yürürlüğünün durdurulması ve iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Anayasa Mahkemesi'ne iki önemli görev düşüyor. Lütfen öncelikle ve derhal yürütmeyi durdurma kararı veriniz ve arkasından da gecikmeksizin iptal kararını veriniz. Bu memleket hepimizin. Toprağımıza, suyumuza, meramıza, ormanımıza, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz" belirtirken, bu durumun son derece ciddi bir sorun yarattığını vurguladı.
Açılan davaya destek giderek artıyor
CHP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ve 5 bağımsız milletvekili ile toplamda 260 imza toplanarak Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldı. Başvurunun ardından SOL Parti, KESK ve birçok sivil toplum örgütü de bu girişimi desteklediklerini açıkladı. Başvuru sonrası siyasi parti temsilcileri ortak bir basın toplantısı düzenledi.
CHP'den çok sert eleştiriler
Gökhan Günaydın, bu yasanın derhal yürütmesini durdurmasını ve iptalini istemek için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını ifade etti. "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, zeytinlik alanlarımıza, meralarımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, aslında tüm ekosistemimize büyük bir saldırı niteliğindeki bir yasayı, tüm gayretlerimize rağmen geçirdiler. Şunu ifade etmek isterim ki, sıklıkla yoklama isteyerek birçok yasayı engelleyebildik. Ancak bu yasa için gece 3'te dahi yoklama istesek, AKP'nin bütün milletvekilleri adeta mecliste asker olmuş, el kaldırmak için bekliyorlardı. Bu durum, sermayenin üzülerek söylüyorum ki, Cumhur İttifakı'na ne ölçüde egemen olduğunun en açık göstergesidir. Bugün Türkiye'nin demokrasi yaşamı adına önemli bir gün. Çünkü Cumhur İttifakı dışında bulunan bütün siyasi partiler, Meclis'te temsil edilen tüm siyasi partiler, birlikte Anayasa Mahkemesi önündeyiz ve bu iptal davasına birlikte imza attık.
Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ve 5 bağımsız milletvekili. İzninizle bağımsız milletvekillerinin de isimlerini saymak istiyorum, Burak Dalgın, Koray Aydın, Ümit Dikbayır, Mustafa Yeneroğlu ve Ediz Ün. Dolayısıyla, 260 civarında milletvekili ile birlikte Anayasa Mahkemesi'ne hem yürürlüğün durdurulması hem de iptal istemi ile bir başvuru yaptık.
" şeklinde konuştu.
Yıkım yasası tepkileri artırdı
DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülüstang Koçyiğit, bu yasanın topluma büyük zarar vereceği uyarısında bulundu ve "Anayasa Mahkemesi'nin hem yürütmeyi durdurma ve hem de yasayı iptal etmesi için hep beraber başvurumuzu yaptık. Her şeyi para gibi gören, sermayeye olabildiğince alan açmak için adrese teslim firmalara yasa çıkaran bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız. Birkaç şirket kar etsin diye, birkaç maden firması rantına rant katsın diye zeytin ağaçlarını kökünden söküp götürüp bunu da bize bilim diye anlatan bir akılla, bir zihniyetle karşı karşıyayız. Siyaset üzerine düşeni yapacak, milletvekilleri, siyasi partiler üzerine düşeni yapacak ama şunu asla unutmayacağız: Esas olan halktır, esas olan halkın direnişidir, esas olan halkın mücadelesidir. Halkın itirazıdır. Bu itirazı büyüttükçe sonuç alacağız. Bu itirazı büyüttükçe doğamızı ve yaşam alanlarımızı da korumuş ve kurtarmış olacağız. Bu talan yasasına hiç razı olmadık, asla razı olmayacağımızın bir kez daha altını çizmek istiyorum." dedi.
Vekillerden birlik çağrısı
Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, "Bu, sermayeye Türkiye'nin yeraltı kaynaklarını peşkeş çekme yasasıdır. Aynı zamanda bu yasa bir tekelleşme yasasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin ben yürütmeyi durdurma kararı vereceğine inanıyorum. Kendilerine de aynı zamanda bir uyarıda bulunduk: Lütfen bir an önce Anayasa'ya uysunlar. Anayasasızlaştırmaya karşı Anayasa, hukuksuzluğa ve keyfiliğe karşı hukuk ve adalet, aynı zamanda liyakatsizliğe, ehliyetsizliğe ve ahlaksızlığa karşı da liyakat, ehliyet ve ahlakla mücadelemizi, yani ahlaki üstünlükle beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Akbelen'de yaptıklarını, Muğla'da yaptıklarını bu yasayla beraber Türkiye'nin her yerinde yapacaklar ve bu yapmış oldukları da yanlarına kar kalacakmış gibi değerlendiriyorlar, kalmayacak." cümleleriyle endişelerini aktardı. Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, yasaya karşı "Büyük Millet Meclisi'nde muhalefet milletvekilleri olarak yaptığımız uzun mücadelede, iktidarın baskın davranışından dolayı sonuç alamadık. Ancak çıkan bu kanun millet vicdanında karşılık bulmamıştır. Millet vicdanında karşılık bulmayan kanunların uygulaması ancak zorbalıkla, zorla olur. O yüzden muhalefet olarak, sizlerin adına bir kere daha bunun gözden geçirilmesi için hukuk müessesine başvurarak bugün Anayasa Mahkemesi'ne bir dava açmış bulunmaktayız." diyerek tepkisini dile getirdi.
Karşı çıkma çağrıları artıyor
Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, yasaya karşı duruşunu şöyle ortaya koydu: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde iktidar partisi dışındaki bütün siyasi partileri bir araya getiren bu toprak konusu, gerçekten Türkiye'nin en önemli gündem konusu olması gereken bir durumdur ve bu konunun bir an önce Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğün durdurulması ve bu kanunun iptal edilmesi son derece büyük önem ifade etmektedir. Eğer geç verilecek bir karar elbette ki Türkiye'de büyük cerahatlere neden olacaktır. Sizlerin temsilcileri olarak biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tek vücut olarak hareketle elimizden geleni yapacağız sonuna kadar."
İşçi temsilcilerinden sert sözler
EMEK Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, "Meclis'te beş AKP'li tüccar siyasetçi başta olmak üzere adrese teslim bir sömürge ve sömürü yasası çıkardılar" ifadeleriyle endişelerini dile getirdi. Türkiye İşçi Partisi Parti Meclisi Üyesi Talya Aydın ise "Dünyanın her yerinde bütün ülkeler kendi topraklarını, kendi doğalarını korumak için adımlar atarken, bizim bunun tam tersine gittiğimiz yerde, gençlere umutsuzluk, gençlere karamsarlık aşılayan bir hükümete karşı hep birlikte direnmekle yükümlüyüz, hep direnme mecburiyetindeyiz. Bugün burada, bu kanunun hukuksuzluğunu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık. Anayasa Mahkemesi'ne tekrardan söylüyoruz, bu kanundaki hukuksuzluklar kaldırılmalı" diyerek konunun önemine dikkat çekti.
Tüketim ve tarım tehdit altında
Sol Parti Sözcüsü İlknur Başar ise, "Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Bizim emperyalist tekellere, sermayeye, şirketlere verecek bir karış toprağımız, suyumuz, ormanımız, ölmez ağacımız yok. Anayasa Mahkemesi'ne bir kez daha başvuru yapıldı. Biz biliyoruz, hukuk ve mahkemeler tek adam rejiminin aparatı haline getirilmeye çalışılıyor. Ve umuyoruz ki, bugün Anayasa Mahkemesi tarihinde bu halkın direnişini görür ve halkın lehine, doğanın lehine, yaşamın lehine, ülkenin geleceği lehine karar verir diyoruz." açıklamalarında bulundu. Halime Şaman ise, "Suyu ve toprağı gasp edilen köylerin ardından, susuz ve ekmeksiz şehirler ortaya çıkacak. İşgal yasasını iptal edin ama öncelikle yürütmeyi durdurma kararı verin" şeklinde uyarılarda bulundu.