Mesleki yolculuğum 32'nci yılında beni Yeniçağ'a getirdi.
Madem bir kişi değiştiği için bu kurumsal yazıyı yazıyoruz, ben de kişisel geçmişime çok kısa dönüp düşündüm. Meğer tek sözcükle izah edilecek kadar basitmiş: Emek.
Emek üzerine sayfalar yazılabilir, üzerine kurulu bir ideoloji bile var.
Ama bu yazı kısa olacak.
Güncel bir yayın söz konusu olduğunda haber takipçilerinin neyi sorduğu bellidir: Ne değişecek?
Türk medya geleneğinde güncel yayın iki ana departmana ayrılır.
İlki, temel fonksiyonumuz habercilik... Varlık nedenimiz budur.
Mottom şudur: Habere süt gibi ekmek gibi her gün ihtiyacımız var.
Yeniçağ bugün olduğu gibi günceli yakından takip etmeye devam edecek. Ama artık daha fazla özel haber, analiz, röportaj olacak.
Güncel yayının ikinci bölümü, yazar ve yorumcu kadrosudur. Yayına kimlik verir.
Pozitif milliyetçi, daha doğrusu Atatürk milliyetçisi mevcut Yeniçağ kadrosu kimlik anlamında övgüleri hak ediyor.
Kaldı ki Yeniçağ'ın patronu Ahmet Çelik'in çizgisi zaten yayının Atatürkçü kimliğini en güzel şekilde anlatmaya yeter.
Kendisine, yayının dümenini emanet ederken gösterdiği güven için çok teşekkür ediyorum.
32 yılda Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl, Radikal, Posta, Halk TV ekranlarında ve kuruluş aşamasında yer aldığım internet mecraları.
Farklı kitleler farklı ihtiyaçları oldu. Ben hep dirsek çürüten kişi oldum.
Yorum tarafı başka. Habere nerede olursa olsun bir angajmanla yaklaşmadım. Halkın her kesiminin gerçeği öğrenme ihtiyacını öne alarak motive olacağız. Sunum tavırlı olabilir ama içerik asla yalan ya da saptırma olmayacak.
Haberi kutsal sayan benim neslimden birçok gazetecinin başı gerçekler iktidar aleyhine olduğu için uzun süredir belaya giriyor. Gerçeklerin doğası muhaliftir. Muhalif gazetecilik tamlaması oradan gelir.
Ez cümle...
Temel ideolojim emekse, diğer ideolojim herkesin haber alma hakkıdır.
Hakikatlere ihanet etmeyeceğiz. Merak etmeyin 32 yıllık emeği çöpe atmam.
Bu arada... yenicaggazetesi.com.tr'de clickbait yapmayacağız.