(TBMM) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni yasama yılının başlangıcında yaptığı konuşmada, Türkler ile Kürtler arasına fitne sokmaya çalışanların başarısız olacağını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın açılışı Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un yönetiminde gerçekleştirildi. Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Genel Kurul'a hitap etti.
Önceki yasama döneminde gerçekleştirilen çalışmalara değinen Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ardından gösterilen tepkilere ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına katkıda bulunan partilere teşekkür etti. Yeni bir anayasayı hazırlama sorumluluğuna dikkat çeken Kurtulmuş, Meclis'in günümüz gereksinimlerine uygun, modern, kapsayıcı bir yapı kurması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yeni Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası gibi alanlarda değişiklik yapmanın önemine işaret etti. Kurtulmuş, ABD Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack'ın açıklamalarına da tepki gösterdi.
Kurtulmuş'un ifadeleri şu şekilde oldu:
"Yasama yılında yapacağımız faaliyetlerin milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve bütün insanlık için hayırlı olmasını temenni ediyorum. İnşallah çok başarılı işlere imza atacak bir çalışma yılını gerçekleştirmiş oluruz. TBMM hepimizin yakinen bildiği gibi devlet kuran bir parlamentodur. Aynı zamanda da darbelere karşı milletin iradesini en zor şartlarda savunan, her zaman milletin iradesinin tecelli etmiş olduğu önemli bir demokrasi meydanıdır. TBMM, halkın talep ve beklentilerinin dile getirildiği, karşılandığı ve ülkenin, milletin ihtiyaç duyduğu yasaların milletin gözetiminde yasalaştığı bir mekandır. TBMM, bu anlamda yasama faaliyetlerinin yanı sıra millet adına devletin fonksiyonunu hakkıyla yerine getiren fevkalade önemli bir demokrasi platformudur.
Bu özelliklerinin yanında hiç şüphesiz TBMM’nin en önemli özelliklerinden birisi de sadece iç meselelere odaklanmak değil, aynı zamanda bölgemizin ve dünyanın meselelerine karşı da milletimiz adına duyarlı bir şekilde hareket etmek olmuştur. Bu çerçevede özellikle içinden geçmekte olduğumuz bu dönemde başta bölgemiz olmak üzere dünyada yaşanan bütün önemli gelişmelerde TBMM üzerine düşeni yapmış, bu sorumluluğu yerine getirmiş ve dünya parlamentolarına örnek olmuştur. Bu çerçevede özellikle son iki yıldır İsrail’in Gazze’yi işgali başta olmak üzere bölgedeki ülkelerin egemenliklerine, bağımsızlıklarına karşı açık saldırıları karşısında TBMM her zaman bir, beraber olmuş, kenetlenmiş ve bu saldırganlığı, barbarlığı ittifakla kınamasını başarmış demokratik bir parlamentodur. Ayrıca TBMM, bütün uluslararası platformlarda parlamenter diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak Türkiye’nin fikirlerini, uluslararası alandaki önceliklerini başta KKTC’nin hak ve hukuku olmak üzere her alanda parlamenter diplomasinin imkanlarını kullanarak görüşlerini millet adına dile getirmiştir.
TBMM hiç şüphesiz bu faaliyetlerinin yanı sıra siyasetin de merkezidir. Farklı siyasi partilerin, görüşlerin bir araya geldiği, görüşlerini müzakere ettiği, görüşleri çerçevesinde mücadele ettiği, gereğinde en sert sözlerle ama en olgun tavırlarla fikirlerini ifade edebildiği bir demokrasi platformudur. Özellikle 28. Yasama Yılı’nda 6 siyasi parti grubu ve 6 partinin parlamentoda grubu olmadan temsil edildiği fevkalade güçlü bir temsil gücüne sahiptir. Bu çerçevede TBMM’nin bu yasama yılında da fevkalade güçlü bir çalışma dönemini gerçekleştireceğine inanıyorum. Hiç şüphesiz bu çalışmalarımızı gerçekleştirirken milletimizin milli birlik ve beraberliğini esas alan yaklaşımımız, aynı zamanda siyasette dil ve üsluba dikkat eden değerli milletvekillerimiz TBMM’nin seviyesini yükseltecektir. Siyaset, en keskin tartışmaların yapıldığı bir mücadele alanıdır. Sözleri keskinleştirmek başka şey, dili sivrileştirmek başka bir şeydir. Dolayısıyla en keskin demeçleri ortaya koymak ama dilimizi de yapıcı, yol gösterici ve milletin menfaatine olacak şekilde ayarlamak da herhalde hepimizin en temel ödevlerinden birisidir.
" Bu tarihi fırsatı, tarihi komisyonun fedakar ve gayretli çalışmalarıyla taçlandıracağız.
"
Üçüncü yasama yılında TBMM’nin başarmaya devam ettiği en önemli görevlerden birisi Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu kurarak Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin 50 yılına mal olmuş terörü artık tamamıyla ortadan kaldırmak ve tam manasıyla kadim kardeşliğimizi tahkim etmek için yapılan çalışmalardır. Bu çalışmalara 5 grubu bulunan siyasi partimiz, 6 grubu bulunmayan siyasi partimiz katılmışlar ve fevkalade demokrat bir tavırla, kırıcı olmayan bir üslupla, en aykırı fikirleri bile olgun bir şekilde dinleyerek toplumun farklı kesimlerinin bu konudaki fikir ve görüşlerini paylaşmasına zemin hazırlamışlardır. Bu komisyonumuza katkı sunan bütün siyasi partileri, siyasi partilerin genel başkanları başta olmak üzere tebrik ediyorum, TBMM adına teşekkür ediyorum.
Hiç şüphesiz bu tarihi fırsatı, tarihi komisyonun fedakar ve gayretli çalışmalarıyla taçlandıracağız. Artık milletin ayağına vurulmuş olan bu pranga geride kalacak. Türklerin ve Kürtlerin arasına sokulmaya çalışan fitne tamamıyla tarihin gerisinde kalacak. Hiç şüphem yoktur ki başaracağız, sonuç alacağız ve Türkiye’de kardeşlik sonuna kadar hakim olacaktır. Komisyona katılan arkadaşlarımızın gösterdiği yoğun çabalarla fikirlerimizi, kararlarımızı olgunlaştırdıktan sonra 3 kararımızı da ittifakla aldık. Bu da bu parlamentonun demokratik standartları çok yüksek bir çalışmayı ortaya koyacağının tek başına en önemli delillerinden birisidir. İnanıyorum terörsüz Türkiye, aynı zamanda terörsüz bölge olacak ve Türkiye’nin uluslararası alandaki gücünü artıracaktır.
" Günün gereklerine uygun, çağdaş, demokrat, kapsayıcı, kuşatıcı, yeni bir anayasa...
"
Hiç şüphesiz bu parlamentonun üzerinde önemli başka sorumluluklar da vardır. Bunlardan birisi günün gereklerine uygun, çağdaş, demokrat, kapsayıcı, kuşatıcı, yeni bir anayasayı hazırlama sorumluluğudur. Meclis’te herkesin sesinin daha güçlü olabilmesini sağlamak için yeni bir Meclis İçtüzüğü çalışmasını da ortaya koymak durumundayız. Türkiye siyasetinin demokrasi çıtasını yükseltmek için Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası’nda da yeni düzenlemeler yapmak hiç şüphesiz TBMM’den önemli beklentilerdendir.
" Milletten başka hiçbir gücün bu ülkeye meşruiyet sağlamak gibi ne hakkı ne de bir haddi olur.
"
Son günlerde Türkiye’deki yönetimle ilgili kimi çevrelerce dile getirilen meşruiyet tartışmaları TBMM bakımından yok hükmünde bir tartışmadır. Çünkü Türkiye’de siyasi meşruiyetin bir tane kaynağı vardır. O da bizatihi milletin iradesidir, milletin verdiği meşruiyettir. Milletten başka hiçbir gücün bu ülkenin yönetimine ya da bu ülkeye herhangi bir meşruiyet sağlamak gibi ne bir hakkı ne de bir haddi olur. TBMM farklı kanatlarıyla, farklı fikirleriyle milletin fikirlerinin tecelli ettiği bir yerdir ve siyasi meşruiyetin de yegane ve hiçbir şekilde sarsılmaz kaynağıdır. Bunu bu tartışmalara not düşmek bakımından dile getirmeyi TBMM Başkanı olarak bir sorumluluk olarak telakki ediyorum.
TBMM’nin 28. Yasama Dönemi dördüncü yılında üstün başarılara imza atmasını diliyorum. Başta Terörsüz Türkiye meselesinde komisyonumuzun çalışmalarının başarıyla sonuçlanarak elde edilen sonuçların TBMM Genel Kurulu’na bir tavsiye niteliğinde nihai bir raporla iletilmesini temenni ediyorum. İnşallah bu dönemde yapılacak çalışmaların da hem milletin önünü açmasını hem Türkiye Cumhuriyeti devletimizin gücünü artırmasını temenni ediyorum."