(ANKARA) - Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, ABB'ye yönelik bir soruşturmaya dair önemli açıklamalarda bulundu.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, bu yıl 28'incisi gerçekleşen Uluslararası Beypazarı Festivali'ne katıldı. Festival öncesinde Beypazarı Belediyesi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yavaş, ABB'ye yönelik yürütülen soruşturma hakkında, "Hukukun genel prensipleri geçerlidir. Bu sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için değil, Türkiye'deki bütün uygulamalar içinde böyle olmalıdır. Bu iktidar döneminde yasa çıktı. Artık kimse, gece yarısı evine basılıp zorla alınmayacak. Davetiye ile çağrılması gerekiyor. Hangi konuda çağrıldığı da tebligatta açıkça ifade edilecektir. Ancak bu kurallar artık ihlal ediliyor. Evlerin aranması ve insanlar zorla götürülmesi son derece yanlıştır. Bu kişiler yıllardır kamu görevindedirler. Çağırıldıklarında zaten ifade vereceklerdir. Mülkiye müfettişleri de bu konuları incelemişti," dedi.
Mansur Yavaş, "Ankara'da Melih Gökçek ve ailesinin yolsuzluklarla anılması dikkat çekiyor. Gökçek, gecenin ilerleyen saatlerinde operasyonları sosyal medya üzerinden duyuruyor. Şimdi bu operasyonları Ankara Adliyesi mi yürütüyor, Emniyet mi, yoksa Gökçek ailesi mi? Bu durumun nereden kaynaklandığı belirsiz! Daha sonra, "bilmiyordum" gibi açıklamalarda bulunuyorlar fakat operasyonun içinde oldukları aşikâr. Burada önemli olan, mülkiye müfettişlerinin bir tespit yapmasıdır," şeklinde konuştu.
Tutuklamalarda adalet arayışı
Yavaş, bürokratik süreçlere dikkat çekerek, "Bürokratlarla ilgili büyük bir organizasyon söz konusu. Bu organizasyonla ilgili kullanılan makinelerin modelli ya da adını bilmemiz mümkün değil. Bu nedenle dedik ki; bakın, aynı işi yapan makineleri, aynı model araçları ve fiyatlarını kıyaslayın. Eğer pahalı alındıysa, herkes cezasını çekecektir. Ama "bu konuda hiçbir şey bilmeyen birisine dayanarak rapor hazırlandı" dedik. Ankara Başsavcılığı da aynı mülkiye müfettişleri raporuyla basın toplantısı düzenleyip 153 milyonluk bir kamu zararı tespit etti. Peki, bu zararın kaynağı nereden geliyor? Kimse bilmiyor! Nasıl bir tespit yapmışlar?" açıklamalarında bulundu.
Yavaş, "Atatürk Orman Çiftliği'nde 1.5 ay önce yapılan konserlerin fiyatlarıyla ilgili sorularımıza şu ana kadar bir cevap verilmedi. Bu durum savcının lehe olan delilleri toplama yetkisini kullanmadığını gösteriyor. Asıl problem, bu raporun ortaya çıkmasının ardından gözaltılar yapılması ve ifadelerin alınması. Şu an şüpheli sayısı 14'e çıkmış durumda. Bunun nedeni, mülkiye müfettişinin 9 kişi hakkında soruşturma izni istemesi ve sadece 6 kişiye izin vermesi. Ancak etkin pişmanlıktan yararlanan kişinin adı bu listede yok," şeklinde vurgu yaptı.
Yolsuzluk açığa çıkacak
"MASAK raporuna göre, bizim bürokratlarımızın tersine, bir çalışanın bu şirketlerden para aldığı ortaya çıktı. Ancak bunu hiç kimse bilmiyordu. Bu kişi, sanki "başına taş düşmüş gibi" birdenbire Osman Gökçek'e gidip, şikayetçi olduğunu bildiriyor. Bu, operasyonun nasıl yönlendirildiğini gösteriyor. Eğer etkin pişmanlık dilekçesi verecekse, bunu savcılığa vermesi gerekiyor. Dolayısıyla, yaptığı yolsuzluklar gün yüzüne çıktıkça diğer çalışanları suçlayarak, onların tutuklanmalarına sebep oluyor," dedi Yavaş.
"Adaletin herkese eşit yürütülmesi gerekiyor. Önceki şikayetlerimde 1.5-2 milyarlık kamu zararlarını ayrıntılı bir şekilde dile getirdim. Gözaltı uygulamaları yapılmıyor ve ifadelere geçilemiyor. Böyle bir adalet anlayışı olamaz. Asıl kamu zararı burada. Bilinçli bir şekilde ihaleler belirli kişilere verildi, işler yapılmadı ve ifadeler alınmıyor. İfade alınmadığında, suç zaman aşımına uğruyor. Dolayısıyla biz adaletin eşit uygulanmasını istiyoruz. İnsanların lekelenmeme hakkı var. Tutuklanmadılar ama ifade alınmalı. Davalar açılmalı ve yargılanmalıdır. Eğer suçluysanız cezanızı çekin. Kimse adaletten kaçmak istemiyor," şeklinde konuştu.
Gökçek ailesinin hesap vereceği gün gelecek
Yavaş, "Bu kişilerde yer alan mal varlıkları arasında kimlerle iş birliği yaptıklarını tespit etmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda, şimdiye kadar yaptıkları ihaleleri ve kendi oğullarına verdikleri ihalelerdeki harcamaları incelemekteyiz. Yolsuzluk yapılaması amacıyla teşekkül kurduklarına ilişkin şikayet dilekçemiz hazırdır. Bütün harcamalarımın incelendiği belli. Eğer bir şey bulsalardı çoktan açık ederlermiş. Siyasetçiler şeffaf olmalılar. 600 milyonluk villayı kimlerle inşa ettikleri ve bu süreçte ne kadar vergi ödedikleri konusunda şeffaflık talep ediyorum," dedi.
Yavaş, son olarak, "Bu aile, Ankara'nın malını veya belediyenin malını şahsi mülkü gibi kullanmaya devam ediyor. Bu sorumlularla ilgili kamuoyunu bilgilendireceğiz. Gökçek ailesinin, suçu olanların hesap vereceği bir gün mutlaka gelecektir. Yolsuzluk yapanlardan hesap sorma görevimizi sürdüreceğiz," ifadelerini kullandı.
