89 yaşında hayata veda etti
Latin Amerika solunun önemli isimlerinden, Uruguay’ın eski Devlet Başkanı Jose "Pepe" Mujica, 89 yaşında hayatını kaybetti. Sade yaşamıyla bilinen ve "dünyanın en yoksul başkanı" olarak anılan Mujica, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir direnişçi ve filozof olarak da tanınıyordu. 2014 yılında kendisine atfedilen "dünyanın en yoksul başkanı" unvanına, "Asıl yoksul çok şeye ihtiyaç duyandır" şeklinde yanıt vermişti.
1935 yılında Uruguay’ın başkenti Montevideo’nun kenar mahallelerinden Paso de la Arena’da doğan Mujica, 6 yaşında babasını kaybetti. 14 yaşından itibaren çiçekçilik yaparak ailesine destek oldu ve gençlik yıllarında işçi hakları için düzenlenen eylemlere katıldı. 1960’lı yıllarda Tupamaro gerilla hareketine katıldı ve örgütün önde gelen isimlerinden biri haline geldi. Bu süreçte defalarca tutuklandı, işkence gördü ve toplamda 13 yıl hapis yattı. Yedi yılını ise kitap, ışık ve penceresiz bir hücrede geçirdi. Mujica, yıllar sonra bu deneyimini "Delirmemek için kurbağaları evcilleştirdim, fareleri besledim" sözleriyle anlatacaktı.
1985’te askeri rejimin sona ermesiyle serbest bırakılan Mujica, çiftliğine döndü ancak siyasete devam etti. 1994’te milletvekili, 1999’da senatör, 2005’te Tarım Bakanı oldu. 2010’da ise yüzde 55 oyla Uruguay Devlet Başkanı seçildi. Başkanlık konutunda oturmayı reddeden Mujica, maaşının yüzde 90’ını yoksullara ve kooperatiflere bağışladı. Eşiyle birlikte mütevazı evinde yaşamaya ve 1987 model Vosvos’una binmeye devam etti. 2012’de kürtajı, 2013’te eşcinsel evliliği yasallaştırdı ve esrarın devlet denetiminde üretim ve satışını sağlayan yasayı yürürlüğe koydu. Diktatörlük döneminde yaşadığı işkencelere rağmen, iktidara geldiğinde uzlaşı yolunu seçti ve "Bazı yaralar kapanmaz. Onlarla yaşamayı öğrenmek gerek. İntikam değil, barış seçilmeliydi" dedi. 2014’te Türkiye’yi ziyaret ederek Cumartesi Anneleri’nin oturumuna katıldı.
Hayatının son yıllarında kanserle mücadele eden Mujica’ya 2021’de yemek borusu kanseri teşhisi konuldu. Hastalık daha sonra karaciğerine sıçradı. 2024 Kasım’ında El País gazetesine verdiği röportajda, "Dünyayı değiştiremedim ama eğlendim. Anlamlı bir hayat yaşadım. Mutlu öleceğim" dedi. Son isteği, çiftliğindeki sekoya ağacının altına, köpeği Manuela’nın yanına defnedilmekti.
