Haber: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) - 6 Şubat depremlerinde Adana'da yıkılan Tutar Yapı Sitesi'nde 63 kişi hayatını kaybetmişti. Dava sürecinde yarın sonuç bekleniyor. Cumhuriyet savcısı, ağır tadilattan sorumlu tuttuğu sanık Bekir Baloğlu'nun tahliyesini istemekle birlikte, diğer sanıkların tutuklanmasını talep etti. Mağdurların avukatı Gülümsüm Özdoğru, arkadaşlarının haklarının gasbedildiğini vurguladı.
Adana'nın Çukurova ilçesi Yurt Mahallesi'ndeki Tutar Yapı Sitesi'nin C bloğu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkıldı ve bu olayda 63 kişi yaşamını yitirdi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın ardından önce teknik uygulama sorumlusunu, inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya'yı yargılamaya aldı. Zemin katındaki dairede tadilat gerçekleştiren sanıklar Bekir Baloğlu ve oğlu Osman Baloğlu hakkında önce takipsizlik kararı verdi. Ancak daha sonra bu sanıklara yönelik 22 yıl 6 ay hapis cezası istemiyle dava açıldı. Cüneyt Akkaya ile Bekir ve Osman Baloğlu'nun davaları birleşti.
Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17 Ekim'de yapılan duruşmada, savcı esas hakkındaki görüşünü sundu. Zemin ve birinci katların ağır tadilatla birleştirildiğine, dairelerin işlevinin değiştirildiğine dikkat çekildi. Savcı, Osman Baloğlu'nun ağır tadilatın sorumlusu olduğunu, Bekir Baloğlu'nun ise sürecin başından sonuna kadar müdahil olduğunu ve apartman sakinlerini tehdit ettiğini belirtti.
"Tadilat nedeniyle 63 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldukları belirlenmiştir"
Görüşte, "Bu kapsamda, sanıkların zemin ve birinci katlarda yaptıkları tespit edilen ağır tadilat ve değişiklikler nedeniyle, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem sonucunda yıkılan söz konusu binada, göçük altında kalan 12 kişinin yaralanmasına ve 63 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldukları; öngörülebilir bu sonuç bakımından, sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, dolayısıyla "bilinçli taksir" koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
Savcı, Cüneyt Akkaya ve Osman Baloğlu'nun tutukluluk halinin devamını, Bekir Baloğlu'nun ise yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını istedi.
"Savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile yeniden yıkıldık"
Tutar Yapı Sitesi'nde yakınlarını kaybedenlerin avukatı Gülümsüm Özdoğru, süreci ANKA Haber Ajansı'na şu şekilde değerlendirdi:
"Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yıkım boyutundaki tadilatı yapan Osman ve Bekir Baloğlu hakkında yalnızca 4,5 aylık bir soruşturma sonucunda takipsizlik kararı vermesi ve diğer sanık Cüneyt Akkaya'nın Karadağ'da firari olması nedeniyle yaklaşık iki yıl boyunca boş sanık sandalyelerini suçladık. Sanıkların yüzünü ilk kez 22 Kasım 2024 tarihli duruşmada görebildik. Bu süreçte, tüm acılarımıza rağmen delil topladık ve duruşmalara katıldık. Tam "Bitti artık, nihayet adalet yerini bulacak, dosya karara çıkacak, tüm suçlular hak ettiği cezayı alacak" dediğimiz anda, savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile yeniden yıkıldık.
Biz, ne esas hakkındaki mütalaada yer alan "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suç vasfını kabul ediyoruz ne de savcının Bekir Baloğlu yönünden talep ettiği ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı ile tahliye edilmesi talebini kabul ediyoruz. Biz, sanıkların "olası kastla adam öldürme ve adam yaralama" suçlarından müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını ve tutuklu yargılanmalarını istiyoruz.
Sanıklar Osman ve Bekir Baloğlu, halihazırda kaçma hazırlıklarında bulunmuşlardır; taşınmazlarını ve şirket hisselerini devretmişlerdir. Aynı sanıklar delil de karartmışlardır. Dosyaya sunduğumuz tadilatlara ilişkin sosyal medyada yer alan fotoğraflar yok edilmiştir. Sanıkların ne yaşları ne de sundukları sağlık sorunları tutuklu yargılanmalarına engeldir. Eğer 60 yaşındaki bir sanık tahliye ediliyorsa, ülkemizde 60 yaş ve üzeri tüm sanıkların da tahliye edilmesi gerekir. Aynı şekilde, ülkemizde son evre kanser hastaları dahi tutuklu yargılanıyorken, Bekir Baloğlu'nun sağlık sorunları sebebiyle tahliye edilmesi kabul edilemez.
Savcı, esas hakkındaki mütalaada açıkça sanıkların suçlu olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bugüne kadar hiçbir deprem dosyasında, hükümle birlikte tutukluluğun sona erdiği görülmemiştir. Biz adalete inanmak istiyoruz ve 17 Ekim Cuma günü saat 10.30'da, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde yapılacak olan karar duruşmasında adil bir karar çıkacağını ümit ediyoruz."