Türkiye'nin beşeri sermayesi eriyor: Gençler umutsuz, 7 milyon çocuk aç

Türkiye'nin beşeri sermayesi eriyor: Gençler umutsuz, 7 milyon çocuk aç

Dünya Bankası ve TÜİK'in araştırması, Türkiye'nin beşeri sermaye endeksinin düşüşte olduğunu ortaya koydu. Gençlerin umutları azalırken, 7 milyon çocuk açlık sınırında yaşıyor.

Zülfikar Doğan

(ANKARA) - Dünya Bankası ve TÜİK tarafından hazırlanan araştırmaya göre, Türkiye'nin nitelikli ve eğitimli insan gücü hızla azalıp, Avrupa Birliği (AB) ortalamasının çok altında kalıyor. Veriler, beşeri sermayenin ülke genelinde düştüğünü gösterirken, Çanakkale en yüksek insani sermayeye sahip il olarak öne çıkıyor.

Dünya Bankası'nın geliştirdiği Beşeri Sermaye Endeksi (BESE), ülkelerin geleceğine olan katkılarını 0 ile 1 arasında değerlendiriyor. 1'e yakın değerler, o ülkede eğitim, sağlık ve kişisel gelişim gibi alanlarda güçlü bir beşeri sermaye bulunduğunu gösteriyor. Ancak 2023 yılının sonuna gelindiğinde Türkiye, bu endeksin 0,690 seviyesine düştüğünü ve 2022'ye göre yüzde 0,9 azaldığını ortaya koydu. 2021'de bu oran 0,693, 2022'de ise 0,696 olarak kaydedilmişti. 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş-Hatay depreminin ardından bu değerler sert bir düşüş yaşadı. AB üyelerinin ortalaması ise 0,730 ile 1'e yaklaşıyor.

Çanakkale, Antalya ve Eskişehir öne çıkıyor

AB içinde en yüksek BESE puanına sahip ülkeler sırasıyla 0,796 ile Finlandiya, 0,795 ile İsveç ve 0,793 ile İrlanda olarak sıralanıyor. Türkiye'de ise 2023 sonunda en yüksek BESE değerine ulaşan il, Çanakkale oldu ve 0,781 puan aldı. Çanakkale'yi 0,761 ile Antalya, 0,756 ile Erzincan, 0,755 ile Eskişehir ve 0,749 ile Rize takip etti. Şırnak ise 0,599 ile en düşük beşeri sermaye endeksine sahip il. Gençlerin en çaresiz olduğu diğer iller ise Şanlıurfa, Ağrı, Muş ve Gümüşhane. BESE endeksinin eksiye düştüğü iller arasında Adıyaman, Manisa, Malatya, Hatay ve Kahramanmaraş da var.

Alt bileşenlerde de durum iç açıcı değil

Dünya Bankası'nın 174 ülkeyi kapsayan Küresel BESE verilerine göre Türkiye, 2023 yılında 0,690 değerine ulaşarak geride kalıyor. Türkiye, endeksin alt bileşenlerinde de kötü bir performans gösteriyor. Hayatta kalma oranı yüzde 0,3 azalarak 0,985'e düşerken, eğitimde ise bu rakam yüzde 0,8 gerileyip 0,725 oldu. Sağlık ise yüzde 0,2 artış göstererek 0,966 puana ulaştı. Bu artış, depremler sonrası sunulan sağlık hizmetlerine bağlı olarak gelişti.

Beşeri sermayedeki düşüşte, 6 Şubat depreminin yarattığı ağır ekonomik ve insani hasar etkili oldu. Okullar, hastaneler ve altyapı sisteminin ağır biçimde zarar görmesi, Türkiye genelinde ekonomik krizin devam etmesi de önemli nedenler arasında yer alıyor. Yüksek enflasyon, faiz oranları, düşük maaşlar ve asgari ücretle geçinenlerin sayısının fazla olması özellikle çocuk yoksulluğunu arttırıyor.

Gelecek için umut yok

Dünya Bankası'nın endeksi, yeni doğan çocukların 18 yaşına geldiğinde beklenen beşeri sermayelerini ölçmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin verileri, hayatta kalma, eğitim ve sağlık bileşenlerinde yetersiz kaldığını gösteriyor. Gençlerin yaşam standartları ve temel hakları, eğitim fırsatları, iş bulma olanakları konusunda da ciddi bir karamsarlık mevcut. Üniversite mezunu gençlerin yüzde 70'i yurtdışında yaşamak istiyor. Türkiye, genç işsizlikte OECD ve AB ortalamalarının üstünde bir konumda.

Açlık çeken milyonlarca çocuk

Dünya Bankası'nın verileri Türkiye'nin geleceği adına karamsar bir manzara sunuyor. TÜİK'in gerçekleştirdiği Türkiye'de Çocuk 2025 Araştırması'na göre, 15 yaş altındaki her 100 çocuktan 32'si, toplamda 7 milyon 39 bin çocuk açlık çekiyor. Çocuklar arasında yoksulluk oranı oldukça yüksek. 15 yaş altındaki 6,7 milyon çocuk, günde bir öğün et ve süt ürünleri yiyemiyor. 7,8 milyon çocuk bisiklet sürmemiş, parklarda eğlenceli anlar geçirememiş.

2,5 milyon çocuk ise temel giyecek imkânlarından yoksun ve birçokları doğum günü partisi ya da arkadaş buluşmalarını bilmiyor. 5,5 milyon çocuğun oyuncak almak gibi bir olanağı yok. Yaklaşık 4 milyon çocuk ise yaşına uygun kitap, gazete veya dergileri okuyamıyor. 14 milyon çocuk, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılmaktan uzakta yaşamaktadır. Bu durum, sinema ve tiyatro gibi aktivitelerden yoksun kalmalarına neden oluyor. Türkiye'de tatil hayal etmek bile milyonlarca çocuk için imkânsız. 11 milyon çocuk, ailesiyle tatil yapmanın ne demek olduğunu bilmiyor.

Ülkede yoksulluk oranı yüzde 28,4 iken çocuk yoksulluğu bu rakamın 5 puan üzerinde, yani yüzde 35,3 düzeyinde. Türkiye, çocuk yoksulluğunda ikinci en yüksek orana sahip ülke olarak Kosta Rika'dan sonra geliyor.

Türkiye, her yıl yüzyıllarca sürecek beşeri sermaye kaybı yaşıyor ve gelecek nesillerin durumu da oldukça kaygı verici.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.