TÜİK tarafından açıklanan nisan ayı enflasyon verileri, ekonomik çevrelerde ve iş dünyasında yoğun tartışmalara neden oldu. TÜİK, nisan ayı enflasyonunu yüzde 3 olarak açıkladı. Bu oran, Merkez Bankası'nın (MB) beklentilerini aşarken, yıllık tüketici enflasyonunu (TÜFE) yüzde 37,8'e geriletti. Ancak sanayiciler, ihracatçılar, üreticiler, çalışanlar ve emekliler TÜİK’in verilerine inanmadıklarını ifade ettiler.
134 yıllık geçmişe sahip olan TÜİK, özellikle son yıllarda güvenilirliğini yitirdiği eleştirileriyle karşı karşıya. Günümüzde İTO, ENAG, TEPAV, BETAM, Koç Üniversitesi gibi birçok kurum kendi enflasyon verilerini hesaplıyor ve yayınlıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıllık TÜFE'nin yıl sonunda MB hedefleri aralığında (yüzde 19-29) kalacağını öngörürken, diğer kurumların ve beklenti anketlerinin tahminleri yüzde 30-40 arasında seyrediyor.
19 Mart operasyonları sonrası ekonomik göstergelerdeki bozulma, MB'yi bir dizi yeni karar almaya yöneltti. Döviz mevduatlarına uygulanan zorunlu karşılık oranı artırılırken, ihracatçıların döviz gelirlerini MB’ye satma zorunluluğu da yükseltildi. Ancak bu önlemlere rağmen MB'nin döviz rezervlerindeki azalma durdurulamadı ve 19 Mart'tan bu yana rezervlerdeki azalma 60 milyar dolara yaklaştı. Dolar küresel çapta değer kaybederken, TL karşısında değer kazanmaya devam ediyor. Yeni alınan kararlar sonucunda, tüzel kişi mevduatlarının yüzde 60’ının TL olması zorunluluğu getirildi. Bu durum, bankaları TL mevduat faizlerini artırmaya yönlendirdi. MB politika faizi yüzde 46'ya, gecelik repo faizi yüzde 49'a yükseltilirken, bankaların TL mevduat faizi yüzde 50-55 düzeyine, bireysel ihtiyaç ve ticari kredi faizi ise yüzde 70'e ulaştı.