(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentin sürdürülebilirliğini sağlamak adına köklü değişiklikler yapma niyetinde olduklarını belirtti. Tugay, "Bundan dolayı cesur adımlar atmak gerekiyor. Bazı yerlerde trafiği kısıtlamayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
2024 Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu tanıtıldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi 2024 Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporunun lansman toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya; Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Tire Belediye Başkanı Hayati Okuroğlu, İzmir Ticaret Borsası (İTO) Genel Sekreteri Erçin Güdücü ile iş dünyası ve meslek odalarının temsilcileri katıldı.
Tugay, burada yaptığı konuşmada raporun bir yol gösterici rolü üstleneceğini vurguladı. Bu raporun, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çeşitli birimlerine dair olduğunu ifade etti.
Kendinden başka bir şey düşünmeyenler var
Bireysel sorumluluk bilincinin artmasının önemine dikkat çeken Başkan Tugay, şunları söyledi:
"Belediye su ve yol ile ilgilenmiyor diyenler olduğunu biliyoruz. Ancak bu çok büyük bir yanlış. Biz bu konuda harekete geçmeliyiz. Dünya, herkesi doyurmaya yetecek zenginliğe sahip ama aşırı tüketim yapanların ihtiyacı karşılamıyor. Bir şeylerin yanlış gittiğini herkes yaşıyor. Örneğin; çiftçilerin topraklarından eskisi kadar verim alamaması veya fiyatların anormal şekilde yükselmesi sıkça gözlemleniyor. Biz insan olarak dünyanın dengesini bozduk. Sadece kendimiz için değil, diğer canlılar için de dünyayı yaşanmaz hale getiriyoruz. Kendi lüks yaşamlarının peşinde koşan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen insanlar var. Bu durum hem onların çocuklarını hem de diğer canlıların yaşamını tehdit ediyor. Herkes sormalı: Yaşadıklarımız bir tesadüf mü yoksa yaptıklarımızın sonucu mu?"
İhtiyacımız kadar tüketelim, israf etmeyelim
Tugay, raporun toplumsal bir bilinç oluşturma amacının da olduğunu vurguladı. Belediye olarak daha iyi bir Türkiye ve dünya için bu çalışmaları yürüttüklerini belirtti ve şöyle devam etti:
"Yeşil yakalı arkadaşlarımızın gönüllü katılımı ile bir kültür oluşturmaya çalışıyoruz. Bu bilinci önce çevremizdeki insanlara, ardından da tüm topluma anlatıyoruz. İzmir, 2030 yılında karbon nötr olmayı taahhüt eden bir şehir. Bu sadece devletin değil, herkesin görevi. Karbon salınımını azaltmak, iklim dostu beslenme kavramını benimsemek gerekiyor. Gıda israfını önlemenin en basit yolu, gereksiz yere gıda atılmamasıdır. Gıda çöpe gittiğinde, hem üretim aşamasındaki kaynaklar heba ediliyor hem de o gıdanın nakline harcanan enerji israf oluyor. Sadece ihtiyacımız olanı tüketecek kadar basit bir anlayışa çekilmeliyiz."
İZBB, GRI standartlarına uygun rapor sunan ilk belediye
Tugay, sürdürülebilirlik konusunda kentsel düzeyde önemli kararlar alacaklarını ifade etti. Bunun sadece bir kişi veya birkaç duyarlı insanla olmayacağını belirten Tugay, "Bazı kararlar alma zamanımız geldi. Bu kararlar çerçevesinde yeni bir yaşam tarzı benimsememiz şart. Bulunduğumuz nokta geri dönülmez bir sınırın eşiğinde. Dünyanın tüm güzelliklerini kaybetme tehlikesindeyiz. Kendi keyfimiz için bir adım atamadığımız sürece, geleceği kendi ellerimizle yok edeceğiz. Biz kamu çalışanları geçici süreli görevde olsak da, insanlara ve doğaya olan sorumluluğumuz kalıcı. Bu raporlamayı gerçekleştiren ilk belediye olduğumuz için gurur duyuyoruz, İzmir Büyükşehir Belediyesi, uluslararası GRI standartlarına uygun rapor sunan ilk belediyedir."
Toplumun desteği hayati önem taşıyor
Şehir merkezini mümkün olduğunca trafikten arındırmak gerektiğine dikkat çeken Tugay, "Cesur adımlar atmamız şart. Henüz kesin kararlar almadık ama dünya genelindeki diğer örnekler bizi cesaretlendiriyor. Bazı noktalarda trafiği kısıtlamamız gerekiyor. Bu süreçte toplumun desteğine ihtiyacımız var. İnsana ve doğaya olan sorumluluğumuzun bilincinde hareket etmeliyiz."
Sürdürülebilirlik bir yaşam tarzı olmalı
Toplantıda İTB Genel Sekreteri Erçin Güdücü söz alarak sürdürülebilirliğin hem kamu hem de özel sektörde standart bir yaşam tarzı haline gelmesi gerektiğini belirtti. Güdücü, "Bu rapor yerel yönetimlerin yanı sıra tüm kent paydaşları için yol gösterici bir referans niteliği taşıyacak. Sürdürülebilirlik, artık yalnızca çevresel bir mesele değil; sosyal, ekonomik ve yönetsel boyutlarıyla da ele alınmalı. Bu nedenle, sadece belediyelere bırakılmamalıdır. Herkes bu konuda sorumluluk almalıdır. Kamu kurumları, kapsayıcı bir çerçevede harekete geçmeli; özel sektör ise sürdürülebilirliği rekabet avantajına dönüştürmelidir. Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri, toplumsal farkındalık yaratacak çalışmalara imza atmalıdır. Sürdürülebilirlik artık bir zorunluluk ve bu raporun, hepimiz için bir başlangıç noktası olmasını umuyoruz."
