(İSTANBUL)- TELE 1 Televizyonuna kayyum atanmasına büyük bir tepki yükseliyor. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Bu basının emekçilerini hiç kimseye yem ettirmeyeceğiz! TELE 1 susturulamayacak. Yayınlar mutlaka devam edecek. Bu, uzun bir mücadelenin başlangıcıdır. Sayın Genel Başkan'ın da belirttiği gibi, şu an kimseye rahat ve huzur vaat etmiyoruz; çünkü karşı karşıya olduğumuz durumu biliyoruz. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, mücadele etmekten ve teslim olmaktan asla yorulmaz. Teslim olmayacağız" ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekilleri Ali Mahir Başarır ve Gökhan Günaydın liderliğindeki bir milletvekili heyeti, kayyum atanan TELE 1'in İstanbul binasına ziyarette bulundu. CHP heyeti, binada kanal yetkilileriyle gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, binanın önünde basın açıklaması yaptı.
Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Kayyum heyeti şu anda kanalı ele geçirmiş durumda"
"Yine güne utanç verici bir kararla uyandık. Maalesef Merdan Yanardağ sabah saatlerinde gözaltına alındı. Daha ifadesi alınmadı ama kanala kayyum atandı. Şu anda kanalda eski tarihî belgeseller yayınlanıyor. Madem bir belgesel yayınlayacaksınız, bari 80 darbesinin belgeselini yayınlayın; çünkü şu anda benzer bir dönemi yaşıyoruz. Kayyum heyeti şu anda kanalı ele geçirmiş durumda. Yayın durmuş, program yapanlar kanala çıkamıyor. Biz grup başkanvekillerimiz ve milletvekillerimizle, birlikte geldik. “Biz buradayız, bari bizimle bir yayın yapaın dedik heyete. Onlara, “O zaman kayyuma da kayyum atanır” dediler Maalesef Türkiye böyle bir durumda.
"Bu platformda yayın mutlaka devam edecektir"
Cumhuriyet Halk Partisi grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve TELE 1 ailesi olarak hep birlikte dayanışma içindeyiz. Bu kanala kayyum atayarak ne kanalı ne de bizleri susturabilirler. Mutlaka başka bir platformda yayın devam edecektir. Ama çok zor bir dönemdeyiz. Her gün güne utanç verici bir gözaltı kararıyla uyanıyoruz. Buna hep birlikte direnç göstereceğiz. Artık bu sorun sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da muhalefetin sorunu değil; 86 milyonun, yani tüm Türkiye’nin sorunu. Bu bir demokrasi sorunu.
"Demokrasimize, irademize, gazetecilere ve televizyonlara sahip çıkacağız"
Bakın, yayın yarıda kesiliyor. Böyle şeyleri ancak darbe dönemlerinde görüyorduk. Haber programı devam ederken gelip yayını yarıda kesiyorlar. Biz demokrasimize, irademize, gazetecilere, televizyonlara hep birlikte sahip çıkacağız. Üç dört muhalif kanal kaldı; onlara bile tahammülleri yok. Ama bu günleri hep beraber atlatacağız. Kayyumların değil, demokrasinin hâkim olduğu günleri hep birlikte yaşayacağız . TELE 1’in yanında olmaya devam edeceğiz.”
24 Ekim’in demokrasi tarihi açısından utan verici bir gün olduğunu dile getiren Grup Başanvekili Gökhan Günaydın ise şunları aktardı:
24 Ekim 2025 demokrasi tarihimiz açısından utanç verici bir gün. Savcılığın bilgi notunu inceledim. Yaşamımın büyük bölümünü ceza hukukçusu olarak geçirmiş biri olarak, o bilgi notundan nasıl bir casusluk iddiası çıkarılabildiğini hayretle ve utançla gördüm. Çok açık söyleyeyim; Bir vatandaş yakalanıyor, tanımayız, bilmeyiz. O kişi Necati Özkan’la konuşmuş. O hâlde Necati Özkan casusluk faaliyetinin içinde ve hiyerarşik olarak alt sırada. Necati Özkan varsa, demek ki Ekrem İmamoğlu da bu işin içinde. Merdan Yanardağ da bu meselenin medya ayağını oluşturuyor, öyle mi? Utanç verici!Neden utanç verici? Çünkü ortada hukuki bir düzlem göremiyorsunuz. Nitekim Necati Özkan bugün bir açıklama yapıyor ve diyor ki:’Sözü edilen kişiyi hayatımda bir kere gördüm. Ticari bir ürün satmak için ısrarlı talebi oldu. 2019 seçimlerinden sonra oturduk. Verdiği pazarlama örneğini beğenmedim ve almadım. O tarihten önce ya da sonra bu adamı hiç tanımam.’diyor. Dolayısıyla ortada bir zincir yok. Bir bağ kurulamıyor.
"Merdan Yanardağ hakkında yapılan "casusluk" iddiası son derece utanç verici"
Merdan Yanardağ’ı yirmi beş yıldır tanırım. Bu medyanın antiemperyalist duruşuyla öne çıkmış, namuslu bir gazetecisidir. Merdan Yanardağ hakkında "casusluk" iddiasında bulunmak utanç vericidir.Açıkça söyleyeyim. Eğer bu iddialar, medyaya, bağımsız ve özgür basına çökme, onları susturma operasyonunun bir parçasıysa; karşınızda Cumhuriyet Halk Partisi dimdik duruyor! İşte burada grup başkanvekilleriyle, milletvekilleriyle, örgütümüzle hep birlikte buradayız. Sabah olacak, yine burada olacağız.
"Bu basının emekçilerini hiçbir şekilde yem ettirmeyeceğiz! TELE 1 susturulamayacak"
Bu basının emekçilerini hiç kimseye yem ettirmeyeceğiz! TELE 1 susturulamayacak. TELE 1 yayını mutlaka bir şekilde devam edecek. Hukuki olarak da bir şey söyleyeyim: Az önce Merdan Yanardağ’la ilgili düşüncemi ifade ettim. Merdan Yanardağ daha ifadesini vermeden kanala çökme gayreti gösteriyorsunuz! Merdan Yanardağ’a kefiliz. Ama bir taraftan da soruyorum: Varsayalım ki Merdan Yanardağ bir suç işledi; peki, TELE 1’in hangi yayınıyla casusluk faaliyetini bağdaştırıyorsunuz?
"Türkiye'nin geleceğini karartmanıza izin vermeyeceğiz"
Yıllardır TELE 1’in televizyon programlarına katılıyorum. Bu kanalın izleyicisiyim. Burada sadece memleketine, memleketinin geleceğine sahip çıkan namuslu gazetecilerin çalıştığı bir yayın çizgisi gördüm. Eğer başka bir bilginiz, gördüğünüz bir şey varsa, paylaşın da kamuoyu bilsin! Buradan açıkça söylüyorum: Bu gece, burada söylüyorum ki Türkiye’nin geleceğini karartmanıza izin vermeyeceğiz! Her türlü engellemeye rağmen bu memlekete demokrasiyi ve adaleti mutlaka getireceğiz.
"Biz onlardan herhangi bir şey dileyecek durumda değiliz, kimseye şu an rahat ve huzur vaat etmiyoruz"
Biz onlardan herhangi bir şey dilenecek durumda değiliz. Onlara bunları yaptırmayacağız. Bugün üç dört tane hukuki işlem oldu. İşte Cumhuriyet Halk Partisi’ne çökme operasyonu. Öyle değil mi? Evet. Kayyum atanması olayı ortadan kaldırıldı. Kayyum uygulamasının son bulması gerekiyordu. Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece duruşmasında beraat aldı. Dolayısıyla bu uzun bir mücadeledir.Sayın Genel Başkan’ın da söylediği gibi kimseye şu an rahat ve huzur vadetmiyoruz; çünkü karşımızdakileri biliyoruz. Ancak şunun kararlılığı içindeyiz: Cumhuriyet Halk Partisi mücadeleden değil, teslim olmaktan yorulur. Teslim olmayacağız ve bu mücadeleyi mutlaka başaracağız. Herkes bu inanç ve kararlılıkla yoluna devam etsin."