(ANKARA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK) 11 Eylül tarihindeki toplantısının özeti yayımlandı. Özette, TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 25 Temmuz'dan bu yana 8,3 milyar ABD doları artarak 5 Eylül itibarıyla 180,1 milyar ABD doları seviyesine ulaştığı belirtildi. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun, talep, kur ve beklenti kanalları aracılığıyla dezenflasyon sürecini güçlendireceği ifade edildi. Ayrıca, Orta Vadeli Program'da öngörülen makroekonomik çerçevenin de bu süreçte katkı sağlanacağı kaydedildi. Kurul, politika faizi ile ilgili alacağı kararların önemine vurgu yaptı. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler yaşanması durumunda, parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği vurgulandı.
TCMB Başkanı Fatih Karahan liderliğindeki toplantıda, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %43'ten %40,5'e indirilmesine karar verildi. Ayrıca, Merkez Bankası'nın gecelik borç verme faiz oranı %46'dan %43,5'e ve gecelik borçlanma faiz oranı %41,5'ten %39'a düşürüldü.
TCMB'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, küresel ticaret politikalarındaki belirsizliklerin yüksek seviyesini koruduğu belirtildi. Küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde şu ifadeler yer aldı:
"Küresel talep görünümündeki bozulma ve arz yönlü gelişmeler ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatları mevcut PPK döneminde gerilemiştir. Diğer taraftan, enerji dışı emtia fiyatları değerli metal fiyatları kaynaklı olarak bir miktar artmıştır. ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve jeopolitik riskler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
Enflasyon üzerindeki riskler küresel ölçekte geçerliliğini korurken, merkez bankaları söz konusu riskleri gözeterek faiz indirimlerini sürdürmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına portföy girişleri devam etmekle birlikte, yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır."
""TCMB, uluslararası rezervlerini 5 Eylül itibarıyla 180,1 milyar ABD dolarına çıkardı"
Mevcut PPK döneminde kredi büyüme oranları, KKM'ye ve komisyon uygulamasına son verilmesi ve KOBİ'lerde esas alınan mali bilanço tutarında yapılan düzenlemeler hatırlatılarak, " Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 25 Temmuz'dan bu yana brüt uluslararası rezervlerini 8,3 milyar ABD dolar artırarak 5 Eylül itibarıyla 180,1 milyar ABD dolarına yükseltmiştir" denildi. Parasal ve finansal koşullara ilişkin, şu ifadelere yer verildi:
" Türk lirası (TL) mevduat faizleri, eylül ayında politika faizinde yapılacak indirim beklentisinin etkisiyle, 25 Temmuz haftasına kıyasla 242 baz puan azalarak 5 Eylül haftası itibarıyla %50,1 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 265 baz puan azalarak %50,2; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 49 baz puan artarak %65,7; konut kredisi faizleri ise 262 baz puan azalarak %39,3 seviyesine düşmüştür. Taşıt kredisi faizleri 300 baz puan azalarak %42 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bireysel kredilerin 4 haftalık b büyüme oranları, 25 Temmuz – 5 Eylül döneminde %3,3 seviyesine yükselmiştir. Bu artışta kredi kartı büyümesindeki yükseliş etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık b büyüme oranı %3 seviyesinden %2,3'e gerilemiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık b büyüme oranı, %0,7 ile bir önceki PPK dönemi seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir.
"Devlet İç Borçlanma Senetleri piyasasına toplamda 1,0 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşti"
Parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla makroihtiyati çerçevede mevcut PPK döneminde bazı değişiklikler yapılmıştır. 16 Ağustos 2025 tarihinden itibaren kullandırılan krediler için kredi b büyüme oranlarının dört yerine sekiz haftada bir hesaplanmasına yönelik değişiklik gerçekleştirilmiştir. 23 Ağustos 2025 tarihinden itibaren KKM hesap açma ve yenileme işlemleri (YUVAM hesapları hariç) sonlandırılmıştır. 29 Ağustos hesaplama döneminden itibaren yenileme ve TL'ye geçiş oranına bağlı komisyon uygulamasına son verilmiş, 26 Eylül'den itibaren geçerli olmak üzere Türk lirası payına göre komisyon uygulamasındaki oranlar; gerçek kişiler için %3'ten %4'e ve tüzel kişiler için %1,5'ten %2'ye yükseltilmiştir. Ayrıca, 7 Ağustos 2025 tarihli Resmi Gazete Kararı ile küçük ve orta büyüklükteki işletme (KOBİ) tanımında esas alınan yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço tutarının 500 milyon TL'den 1 milyar TL'ye yükseltilmesi kararı alınmış ve bu durum kredi büyüme kısıtlarında 15 Ağustos 2025 tarihinden itibaren dikkate alınacaktır.
TCMB brüt uluslararası rezervleri, 25 Temmuz'dan bu yana 8,3 milyar ABD doları artarak 5 Eylül itibarıyla 180,1 milyar ABD doları seviyesine çıkmıştır. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 23 Temmuz'dan bu yana düşerek 10 Eylül itibarıyla 267 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 10 Eylül itibarıyla %10,4 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı ise %20,2'ye yükselmiştir. Bir önceki PPK toplantı haftasından bu yana yurt dışında yerleşik yatırımcıların pozisyon değiştirmesi hisse senedi piyasasında sınırlı kalırken, tüm değişimin büyük kısmı Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına yönelmiş ve toplamda 1,0 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir."
" Kartla yapılan harcamalar Temmuz-Ağustos döneminde artış göstermiştir"
Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla'nın (GSYH), 2025 yılının ikinci çeyreğinde yıllık ve çeyreklik bazda sırasıyla yüzde 4,8 ve yüzde 1,6 oranlarında arttığı hatırlatılan özette, büyümenin öngörülerin üzerinde gerçekleştiği kaydedildi. İkinci çeyrek verilerinin açıklanmasıyla birlikte, TÜİK'in milli gelir istatistiklerinde ana revizyon gerçekleştirdiği belirtilerek, " Revizyondan en çok etkilenen bileşenler; üretim tarafında tarım sektörü, harcama tarafında ise özel tüketim harcamaları ve stok kalemleri olmuştur. Ayrıca idari kayıtların daha etkin ve kapsamlı kullanılmaya başlanması, genel olarak hesaplama yöntemlerinin geliştirilmesi ve mevsim ve takvim etkilerinden ayrıştırma modellerinin gözden geçirilmesi gibi birçok güncelleme yapılmıştır" denildi. Talep ve üretimle ilgili değerlendirme şöyle:
" Revizyon sonrası verilerle ikinci çeyrekte, üretim yöntemiyle yıllık büyümenin temel sürükleyicisi hizmetler sektörü olurken, sanayi sektörünün katkısı ise pozitife dönmüştür. İnşaat sektörü de büyümeyi desteklemiştir. Harcama yöntemiyle ise, özel tüketim ve toplam yatırımların yıllık büyümesi hızlanmış, yıllık büyümeye en yüksek katkı nihai yurt içi talep ile olmuştur. Çeyreklik bazda özel tüketimde görülen daralma, ikinci çeyrekte devam etmiştir. Toplam yatırımların ilk çeyrekte gerilemesinin ardından inşaat ve makine-teçhizat yatırımları ile artış kaydedilmiştir. Böylece, nihai yurt içi talep çeyreklik bazda büyümeyi sınırlamıştır. Bu çerçevede, ikinci çeyrek büyümesi öngörülerin üzerinde gerçekleşirken nihai yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğu değerlendirilmiştir. Diğer taraftan, küresel ticaret belirsizlikleri ve küresel büyüme görünümündeki toparlanmanın sınırlı kalması sonucunda ihracat gerilerken, öne çekilmiş ithalat kaynaklı olarak net ihracat büyümeyi azaltıcı yönde etkilemiştir.
Temmuz ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda %0,2 oranında azalma, çeyreklik bazda ise %1,2 oranında artış gerçekleşmiştir. Altın hariç bakıldığında endeks, aylık bazda sınırlı; çeyreklik olarak ise ana endeksin büyümesine yakın bir artış göstermiştir. Böylece perakende satışların büyümesi yavaşlamıştır. Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi, toptan ticaretteki belirgin gerileme kaynaklı olarak, aylık bazda %6,5, çeyreklik bazda ise %3,2 oranında azalmıştır. Hizmet üretim endeksi Haziran ayında %0,5 oranında gerilemiştir. Çeyreklik bazda ise yılın ilk çeyreğindeki %3,1 oranındaki yükselişin ardından ikinci çeyrekte yatay seyretmiştir. Kartla yapılan harcamalar Temmuz-Ağustos döneminde artmış, ancak kart kullanım oranında son yıllarda gözlemlenen artışın etkisi dışlandığında, tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları Haziran-Temmuz döneminde gerilemişken, otomobil satışları ise Ağustos ayındaki ivmelenmenin etkisiyle Temmuz-Ağustos döneminde çeyreklik bazda artış göstermiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın üçüncü çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki zayıf seyrin sürdüğüne işaret etmektedir. Özetle, yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğunu göstermektedir.
"İmalat sanayi kapasite kullanım oranı temmuz-ağustos döneminde de gerilemeye devam etti"
İkinci çeyrekte sanayi sektörü katma değeri yıllık bazda %6,1, çeyreklik bazda ise %2,3 oranında artarak ilk çeyreğe kıyasla daha güçlü bir sanayi faaliyetine işaret etmiştir. Bu çerçevede, sanayi katma değeri, ikinci çeyrekte büyümesi yavaşlayan sanayi üretiminden ayrışmıştır. Bu dönemde, çeyreklik sanayi üretimi artışına en yüksek katkılar, tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörlerden gelmiştir, bu da sanayi üretimi göstergeleri ile milli gelirdeki katma değer göstergesi arasındaki ayrışmayı kısmen açıklayabilir. Temmuz ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılarak aylık bazda %1,8 oranında gerilerken, takvim etkilerinden arındırılmış yıl bazında %5,0 oranında artmıştır. Çeyreklik bazda sanayi üretimi, Temmuz ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte %0,3 oranında sınırlı bir düşüş kaydetmiştir. Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık azalış daha sınırlı olmakta, çeyreklik bazda üretimde daha yüksek oranlı bir gerileme kaydedilmektedir. İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, üçüncü çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin genel olarak zayıf seyrettiğine işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise gerilemeye devam ederek Temmuz-Ağustos döneminde ikinci çeyreğe kıyasla 0,9 puan azalmıştır. İnşaat üretim endeksi ise, ikinci çeyrekte çeyreklik bazda %0,8 oranında sınırlı bir yükseliş kaydetmiş, bir önceki yılın aynı dönemine göre %19,6 oranında artmıştır.
"Seyahat gelirleri tatil sezonunun etkisiyle aylık bazda 6 milyar ABD dolarına yükseldi"
Temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam 32,6 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda %0,2 oranında artmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak 0,3 puan düşmüş, işsizlik oranı ise 0,4 puan azalarak %8,0 seviyesine gerilemiştir. Anket göstergeleri, yılın üçüncü çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinin tarihsel ortalamanın altında devam ettiğini göstermektedir.
Haziran ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 2 milyar ABD doları açık vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık önceki aya kıyasla 2,8 milyar ABD doları artış göstererek 18,9 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Seyahat gelirleri tatil sezonunun etkisiyle aylık bazda 6 milyar ABD doları seviyesine yükselmiş ve önceki yıl seviyesinin 0,4 milyar ABD doları üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli seyahat gelirleri 58,1 milyar ABD doları olurken, hizmetler dengesi fazlası ise 62,1 milyar ABD doları seviyesinde güçlü seyrini sürdürmüştür.
Ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat ve ithalat azalmış, 12 aylık birikimli dış ticaret açığı bir önceki aya göre gerilemiştir. Bu dönemde fabrika tatilleri, ihracattaki zayıf seyirde etkili olurken, enerji fiyatlarındaki düşüşte ithalattaki daha bariz gerilemede ön plana çıkmıştır. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari açığın Temmuz ve Ağustos aylarında kademeli bir azalış göstermesi beklenmektedir. Altın ithalatı, Ağustos ayında 1,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli rakam 20,4 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, ikinci çeyrekteki artışının ardından Temmuz ve Ağustos aylarında ardışık azalma göstermiştir. Ağustos ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, Eylül ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta sınırlı, ithalatta ise daha belirgin bir gerilemeye işaret etmektedir. Geçici veriler, mücevher ithalatındaki düşüşün Haziran ayından bu yana sürdüğünü göstermektedir.
Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, Haziran ayında %161 civarında gerçekleşmiştir. Bu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık %141 olmuştur. Yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak önümüzdeki dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle birlikte borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir."
" Enflasyonun ana eğilimi Ağustos ayında yavaşlamıştır"
Özette, tüketici fiyatlarının ağustos ayında yüzde 2,04 oranında yükseldiği, yıllık enflasyonun 0,57 puan azalarak yüzde 32,95 seviyesine gerilediği ifade edilerek, B ve C endekslerinin yıllık değişim oranlarının 1,06 ve 1,70 puan düşerek sırasıyla yüzde 32,71 ve 33,00 olarak gerçekleştiği belirtildi. Yıllık enflasyonda, gıda ve alkolsüz içecekler ile alkol-tütün-altın grubunda katkıların arttığı; enerji, hizmet ve temel mal gruplarında bu katkının azaldığı aktarıldı. Enflasyon gelişmeleri ve beklentilerine ilişkin özette şu ifadelere yer verildi:
" Ağustos ayında gıda grubu, fiyat artışlarıyla öne çıkan ana grup olmuştur. Kuraklık ve zirai don hadiseleri, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyerek gıda fiyatları üzerinde eş zamanlı ve gecikmeli olarak yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu dönemde işlenmemiş gıda fiyatları, meyve fiyatları; işlenmiş gıda fiyatları ise ekmek ve tahıllar kaynaklı bir artış göstermiştir. Gıda fiyatlarındaki artış; ekmek-tahıllar, süt ve süt ürünleri, alkolsüz içecekler, taze meyve, bakliyat, kırmızı et ve yumurta gibi alt kalemler genelinde yayılım göstermektedir. Gıda dışında öne çıkan bir diğer alt grup ise sigara olmuştur. Temmuz ayında maktu ÖTV tutarında yapılan artışın bir kısmı, firmalarca Ağustos ayına bıraktığı için tütün ürünleri fiyatlarındaki artış sürmüştür. Bununla birlikte, Ağustos ayında enerji aylık enflasyonu önemli ölçüde zayıflamıştır. Hizmet aylık enflasyonu bir önceki aya kıyasla yavaşlamış, bu grupta havayolu ile yolcu taşımacılığının sürüklediği ulaştırma hizmetleri ve kira dışında kalan alt kalemlerde daha ılımlı bir görünüm kaydedilmiştir. Dayanıklı tüketim malları fiyatlarındaki zayıf seyrin etkisiyle temel mal enflasyonunda olumlu bir seyir sürmektedir.
Enflasyonun ana eğilimi Ağustos ayında yavaşlamıştır. Ana eğilimle ilgili göstergeler, üç aylık ortalamalar bazında yatay bir seyir izlemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B endeksinde bir önceki aya benzer oranda gerçekleşirken, C endeksinde azalmıştır. Bu dönemde, B endeksini oluşturan gruplardan hizmet ve temel mallarda fiyat artışları zayıflarken, işlenmiş gıdada güçlenmiştir. Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergelerinin bir önceki aya kıyasla yavaşladığı gözlemlenmiştir. Tahmin performansı, görece daha iyi olan medyan enflasyonun aylık bazda %1,8'e gerilediği takip edilmektedir.
"Aylık kira enflasyonu kontrat yenileme oranındaki mevsimsel artışın da etkisiyle yüksek seyrini korumuştur"
Ağustos ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda %1,12 gerilerken hizmet sektöründe %2,96 bir önceki aya kıyasla nispeten yatay seyretmiştir. Kira hariç hizmetlerde ise bu oran bir miktar yükselerek %2,61 olmuştur.
Hizmet sektöründeki fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun süre yayılmasına neden olmaktadır. Bu görünüm, hizmet enflasyonunun mallara göre yüksek seyrini sürdürmektedir. Ağustos ayı özelinde hizmet grubu fiyat artışları bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. Grup içerisinde aylık fiyat artışlarında kira ve ulaştırma hizmetleri öne çıkarken, diğer alt kalemlerde daha ılımlı bir görünüm kaydedilmiştir. Aylık kira enflasyonu, kontrat yenileme oranındaki mevsimsel artış etkisiyle yüksek seyrini korumaktadır. Ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki artışta hava yolu ile yolcu taşımacılığı kaynaklı mevsimsel gelişmeler belirleyici olmuştur. Nitekim, mevsimsel etkilerden arındırıldığında aylık enflasyon oranlarının hizmet grubu genelinde bir önceki aya kıyasla yavaşladığı gözlemlenmiştir.
Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerindeki öncü göstergeler, Eylül ayında sözleşme yenileme oranının mevsimsel olarak yüksek seyretmesiyle aylık kira enflasyonunun bir miktar artacağına, yıllık bazda ise yavaşlama eğilimini sürdüreceğine işaret etmektedir. Yıl içerisinde en yüksek kontrat yenileme oranları Ocak ve Eylül aylarında yaşanmaktadır. Bu dönemlerde, yeni ve yenilenen sözleşmelere konu olan artış oranları bir önceki aya kıyasla gerilese de, kontrat yenileme oranındaki mevsimsel unsurlar, kira aylık artış oranlarını yükseltebilmektedir. Nitekim PÖS mikro verilerinden elde edilen ve konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının, TÜFE'deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değer aldığı ve gerilemeye devam ettiği izlenmektedir.
"Yurt içi üretici fiyatları ağustos ayında yüzde 2,48 ile yüksek bir oranda arttı"
Yurt içi üretici fiyatları Ağustos ayında %2,48 ile yüksek bir oranda artmış, yıllık enflasyon 0,97 puan yükselerek %25,16 olmuştur. Bu dönemde, ana sanayi grupları itibarıyla enerji grubunda %6,39 ile belirgin bir fiyat artışı gözlemlenmiştir. Sermaye malı, ara malı ve dayanıklı tüketim mallarında ise aylık fiyat artışı %1,1-1,3 bandına kadar gerilemiştir. Sektörel bazda incelendiğinde; tütün ürünleri, elektrik ile doğal gaz, giyim eşyası ve gıda ürünleri imalatı fiyat artışlarıyla öne çıkan alt gruplar olmuştur.
Ağustos ayında uluslararası emtia fiyatlarında düşüş görülmüştür. Bu gelişme, enerji emtia fiyatlarındaki azalmayla birlikte gerçekleşmiştir. Enerji dışı emtia fiyatlarında ise kısmi bir artış kaydedilmiştir. FAO gıda fiyatları endeksi Temmuz ayında yağ fiyatları kaynaklı artış yaşarken, Ağustos ayında daha ılımlı bir seyir izlemiştir. Küresel gelişmelerle birlikte Ağustos ayında ortalama 68,2 ABD doları seviyesine gerileyen Brent ham petrol fiyatları, Eylül ayının ilk on günü itibarıyla bir miktar daha gerilemiştir.
Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi Temmuz ayında tarihsel ortalamasına yakın seyrini sürdürmüştür. Temmuz ayında düşüşe geçen küresel ve Çin'e yönelik konteyner endeksleri, bu eğilimini Ağustos ve Eylül ayının ilk on günü itibarıyla da devam ettirmiştir. Döviz kuru sepetindeki yükseliş Ağustos ayında daha sınırlı olmuştur. Ağustos ayına ilişkin mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri, girdi fiyatlarında sınırlı artışa ve ürün fiyatlarında ise yavaşlamaya işaret etmiştir.
Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ile küresel gelişmelerin dezenflasyon sürecine etkisi...
Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,2 puan artarak %29,9 seviyesine ulaşmıştır. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi ise 0,4 puan artışla %20,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Öte yandan, gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,6 puan ve 0,1 puan aşağı yönde güncellenerek %22,3 ve %16,8 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise görece yatay seyretmiş ve %11,2 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında, firmaların on iki ay sonrasına yönelik yıllık enflasyon beklentisi, Ağustos ayında 1,3 puan azalarak %37,7 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri 0,5 puan düşerek %54,1 seviyesinde kalmıştır. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmeler, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
"Aylık hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisi öncülüğünde artacağı öngörülmektedir"
Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tutmaya devam etmektedir. Ön verilere göre Eylül ayında tüketici enflasyonu üzerinde hizmet ile gıda fiyat gelişmeleri öne çıkmaktadır. Göstergeler bu dönemde ana eğilimin bir miktar yükselebileceğini ima etmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisi öncülüğünde artması beklenmektedir. Bu ayda okula dönüşün hizmet alt kalemlerinin geneline yayılan etkileri gözlemlenmektedir. Özel üniversite ücretlerinin etkisiyle eğitim hizmetleri ve okul servis ücretlerine bağlı olarak ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar yükselmekte; yurt ücretlerinde artışların lokanta-otel grubundaki konaklama fiyatlarını yukarı çektiği izlenmektedir. Kreş ücretlerindeki artışlar ise diğer hizmetler kalemine yansımaktadır. Bu hizmet kalemlerinde fiyatlamaların genelde yılda bir kez yapılması sebebiyle, bu dönemlerde bahsi geçen alt kalemlerdeki fiyat artışlarının yüksek gerçekleşmesi mümkün olmaktadır. Ayrıca, kayıt döneminden kaynaklı bir önceki yıl fiyat endeksine Ağustos ve Eylül aylarında yansıyan özel üniversite ücret artışları, bu yıl sadece Eylül ayında yansıyacaktır. Ön verilere göre gıda fiyatları, kuraklık kaynaklı arz yönlü unsurların da etkisiyle, görece olumsuz seyretmektedir. İşlenmemiş gıda fiyatları, sebze, beyaz et ve yumurta gibi ürünlerdeki gelişmelerle, işlenmiş gıda fiyatları ise sıvı yağ ve süt ürünleri gibi kalemlerle yükselmektedir. Diğer taraftan, gıda dışındaki tüketici kalemlerinin artışı ise daha ılımlı bir seyrin izlenmesine neden olmaktadır."
" Orta Vadeli Program'da öngörülen makroekonomik çerçeve sürece katkı sağlayacaktır. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu, talep, kur ve beklenti kanalları aracılığıyla dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Orta Vadeli Program'da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul, politika faizi ile ilgili atılacak adımları; enflasyon gerçeklerini, ana eğilimleri ve beklentileri göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Atılacak adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla değerlendirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmelerin yaşanması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları dikkatlice izlenmeye devam edilecek ve likidite yönetimi araçları etkin bir şekilde kullanılacaktır. Kurul, politika kararlarını, enflasyonu orta vadede %5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak biçimde belirleyecektir. Kurul, kararlarını ön görülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.