(TBMM) - Hak İnisiyatifi Derneği Genel Başkanı Fatma Bostan Ünsal, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndaki konuşmasında önemli mesajlar verdi. Ünsal, Kürt meselesinin çözümü için gösterilen iradenin, gelecekte kardeşçe yaşayabileceğimiz bir Türkiye umudu taşıdığını belirtti. Ancak, bu umudun arkasında derin bir acının yattığını ifade etti. Yıllardır bu topraklarda annelerin gözyaşlarının döküldüğünü ve mezarlıkların sessizliğini koruduğunu söyledi.
Ünsal, "Artık mesele Kürtlerin varlığı değil, birlikte nasıl yaşayacağımızdır" diyerek güvenlik, ayrılıkçılık ve terör kavramlarının bu gerçeği açıklamakta yetersiz kaldığını vurguladı. Sorunun tam olarak aidiyet, eşitlik, yurttaşlık, temsil ve adalet meselesi olduğunu vurguladı. Kürt meselesinin eğitimden kent yaşamına, yerel yönetimlerden dijital alana kadar tüm alanlarda etkili olduğunu belirtti. Çözümün yalnızca teknik bir yaklaşım değil, siyasi, kültürel ve vicdani bir düzlemde gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Her başarısızlık, çözümün adresinin ne olmadığını gösteriyor" diyen Ünsal, baskı girişimlerinin direnişi güçlendirdiğini ifade etti. Gelecek için mücadele etmek gerektiğini belirtti ve çözümün tek adresinin siyaset olduğunu açıkça ifade etti. Ancak, siyasetin bu süreci yönetmek için anlaşma, karşılıklı tanıma ve rahatsız edici gerçeklerle yüzleşme cesareti gerektirdiğini belirtti. Siyasetin aynı zamanda eylem ve icraat gerektirdiğini de vurguladı.
İnfaz düzenlemeleri bir an önce yapılmalı
Ünsal, cezaevlerinde yaşlı ve hasta mahpusların durumunu gündeme getirdi. Bu kişilerin mevcut hukuka dayanarak faydalanması gereken infaz düzenlemelerinin bir an önce uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Siyasi mahpuslara yönelik ayrımcılğın sadece bireyi değil, temsil ettikleri kimlikleri de etkilediğini söyledi. Covid döneminde şiddet kullanan hükümlülerin denetimli serbestlikten faydalanırken siyasi mahpusların bunun dışında bırakıldığını dile getirdi.
Ayrımcı uygulamalar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasında zorluk yaşandığını ifade etti. Siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı düzenlemelerin kaldırılması gerektiğini belirtti.
Yeni anayasa tarihi bir yüzleşme fırsatı
Yeni anayasanın yalnızca teknik bir düzeltme değil, aynı zamanda tarihsel bir yüzleşme fırsatı sunduğunu ifade etti. Çoğulculuk anlayışının benimsenmesi gerektiğini ve vatandaşlık tanımının etnik kökenler üzerinden değil, anayasal ilkelere dayanarak tanımlanması gerektiğini savundu. Yine, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve anadilinde eğitimin güvence altına alınacağı anayasal değişikliklerin önemine vurgu yaptı.
AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasının hukuksuzluk olduğunu belirten Ünsal, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Osman Kavala gibi bireysel hak ihlaline dair kararların uygulanmamasının yanı sıra, KHK ile ilgili olan ve on binlerce insanı ilgilendiren kararların da gündeme gelmesi gerektiğini söyledi. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve örgütlenme haklarının bu süreçteki taşıyıcı unsurlar olduğunu dile getiren Ünsal, bu sütunların yıkılması halinde barış ortamının zedeleyeceğini vurguladı.
"Artık o sınır Anayasa’nın 42. maddesinden silinmelidir"
Çözüm önerileri sıralandı
Hak İnisiyatifi Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Arif Koçer de taleplerini ve çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
Şeyh Said, Seyit Rıza, Said-i Nursi gibi tarihi figürlerin mezarlarının bile olmadığına dikkat çekti.