(İZMİR) - Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, kadınların sanat, siyaset, teknoloji ve ekonomide daha etkin olmalarına yönelik panellerle devam ediyor. "Medya ve Kadın" panelinde gazeteci Şirin Payzın, medya tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşadığımızı söyledi.
Bu zirvede yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar, sivil toplum ve iş dünyasından kadın liderler bir araya geliyor. Kadınların ekonomik, siyasal ve sosyal alanlardaki etkisini artırmak amacıyla ortak politikalar ve dayanışma ağları üzerine tartışmalar yürütülüyor.
Zirvenin önemli oturumlarından birinde, "Medya ve Kadın" konulu panelde moderatörlük yapan Payzın, medyanın tarihinde kadınların nasıl daha görünür hale geldiğini ele aldı. Payzın, medyanın siyasetle iç içe olduğunu ve darbeler gibi dönemlerin medya üzerindeki etkilerini vurguladı. Payzın, şunları ifade etti:
"Gazetelerde erkekler hakimken, televizyonda kadınlar daha görünür oldu."
Özellikle Türkiye'de kadınların medya içindeki rolü, gazetelerin güçlü olduğu dönemlerde oldukça sınırlıydı. Kadınlar, genelde gazetelerde daha pasif bir konumda yer alıyordu; bazıları ise evli ve geleneksel rollerdeydi. Bireysel başarılar elbette vardı ama bunlar genellikle istisnai durumlarda ortaya çıkıyordu. Erkekler medya alanında daha baskın ve siyasetle iç içe bir konumdalar. Darbe dönemleri ve siyasi krizler, gazetelerin ve televizyonların haber üretim süreçlerini etkiliyordu. Türk televizyonculuğunun ilk adımları, 1990'ların başında atıldı ve özel televizyonların kurulmasıyla birlikte medya yüzü değişmeye başladı. 1992'deki Magic Box girişimi, özel kanalların habercilik anlayışını dönüştürdü. Bu süreçte kadınlar daha fazla görünür olmaya başladı. Gazetelerde erkeklerin hâkim olduğu bir ortamda, televizyon sayesinde kadınlar kameraların önünde daha fazla yer buldu.
Dijital medya kadınların sesi olma yolunda fırsatlar sunuyor
1990'ların sonlarında kurulan haber kanalları (ilk olarak ATV, ardından CNN Türk), Türkiye'de medyanın ve kadınların rolünü köklü bir şekilde değiştirdi. Kadınlar, artık medyada yönetim kademelerinde daha belirgin olmaya başladı. Özellikle CNN Türk'te haber süreçlerinin düzenlenmesinde ve arka planda kadınların aktif rolde olduğu bir döneme tanıklık ettik. Günümüzde televizyon ve gazeteler, eski gücünü kaybetti. Türkiye'de özel televizyon kavramı neredeyse önemini yitirdi. Çok fazla siyasete girmek istemem ama dün TELE1'e kayyım atanmasının sonuçları hepimizi düşünmeye sevk ediyor. Zaten uzun zamandır bu durumun sürdüğü söylenemez. CNN Türk'ün zoraki satışı, ardından NTV'nin pasifize edilmesi gibi gelişmelerin çok fazla örneği var. Türkiye'de medya maalesef kalmadı. Artık medya daha çok dijital platformlara kaymaya başladı. YouTube ve dijital medya, kadınlar için yeni bir güç alanı yaratıyor. Bugün Türkiye'de dijital medyada en etkili isimlerin çoğu kadınlardan oluşuyor. Bu platformlarda kadınlar, hem gazetecilik yapma fırsatı buluyor hem de bağımsız içerik üretebiliyor. Artık patronlara bağımlı değiller ve kendi alanlarını özgürce yönetebiliyorlar. Medya dünyasında kadınların güçlenmesi, geçmişten bugüne büyük bir değişim sürecini simgeliyor. Dijital medya, kadınların seslerini daha güçlü bir şekilde duyurabileceği bir alan sağlıyor ve bu durum, medyanın geleceği açısından umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor.