Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) eski Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Kıbrıs sorununda federasyon ve iki devletli çözüm önerilerinin tıkandığını ve Birleşmiş Milletler'in (BM) yeni bir süreç başlatma çabalarına rağmen Türk tarafının dışlandığını belirtti. Denktaş, Türkiye’nin etkisini artıran uygulamalarını ve laiklik tartışmalarını eleştirerek halkın devlete olan inancını kaybettiğini iddia etti.
Türkiye’den gelen bir grup gazeteci, ülkedeki siyasi konjonktürü, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin önerileri, laiklik tartışmalarını ve diploma meselelerini görüşmek üzere Denktaş ve Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay ile bir araya geldi. Görüşmelerde, KKTC’nin nüfus artışına ve etkilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunuldu. Denktaş, yeni atanan BM Genel Sekreter Temsilcisi María Angela Holguín Cuéllar ile yeni bir sürecin başlatılmaya çalışıldığını ancak "3D" (doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas) taleplerine yanıt verilmeden resmi görüşme olmayacağını ifade etti. Geçen eylül ayından beri ABD’de yapılan üçlü gayri resmi toplantıyla başlayan süreçte, Kıbrıslı Türklerin ne olup bittiğinden haberdar olmadığını vurguladı.
Denktaş, federasyon yanlılarının dahi iki toplumlu, iki kesimli federasyon teziyle bir yere varılamayacağının farkında olduğunu, ancak yerine bir alternatif sunamadıkları için bu söylemin devam ettiğini belirtti. Rum tarafının güç paylaşımına yanaşmadığını, BM’yi ise esas suçlu olarak gördüğünü söyledi. İki devlet politikasına inandığını ancak mevcut yol ve yöntemin yanlış olduğunu, halkın devlete inancını yitirdiği bir ortamda dünyaya ayrı devlet olduklarını anlatamayacaklarını ifade etti. Çözüm önerilerini bu hafta CHP’nin Dış İlişkiler Komisyonu’na anlatacağını, AK Parti’den ümidini kestiğini dile getirdi. Denktaş ayrıca, KKTC’de başörtüsüyle okula giden iki öğrenci nedeniyle çıkan tartışmalara değinerek, tepkilerin Atatürk ve laikliğe sahip çıkma amacı taşıdığını, Türkiye’den ise "uyumayın" uyarısı geldiğini söyledi. Laik eğitimi savunan toplumun, dini eğitimi seçmeli derslerle alması gerektiğini, eğitim sisteminin tek taraflı müdahaleyle şekillendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Denktaş, yeni tüzüğün liselerde başörtüsünü serbest bıraktığını, ortaokulda ise aile izni gerektirdiğini ancak benzer hakların diğer inanç gruplarına tanınmadığını söyledi.
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaline ilişkin de konuşan Denktaş, o dönemde KKTC’den Türkiye’ye yatay geçişin yasal olduğunu, İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden geçişinin de doğal olduğunu, diplomasının geçersiz sayılmasının yanlış olduğunu ifade etti. HP Genel Başkanı Kudret Özersay ise, Türkiye’nin federasyon görüşmelerini reddettiğini, federasyon isteyen bir Cumhurbaşkanı'nın ya Türkiye ile çatışacağını ya da geri adım atacağını söyledi. Özersay, Kıbrıs Türk seçmeninin Türkiye ile uyumlu bir yönetimden yana olduğunu, Türkiye’nin desteği olmadan KKTC’nin hareket edemeyeceğini, iki devletli çözümü Rumların kabul etmeyeceğini belirtti. Üçüncü bir yol olarak ABD’nin İbrahim Anlaşmaları’ndaki politikasının uygulanabileceğini, Rumların Türkiye ile pazarlık yapmaya istekli olduğunu söyledi. İmamoğlu’nun diploması konusunda ise Türkiye’deki tartışmalara mesafeli durduklarını, bu tartışmanın sadece diplomaya değil, siyasi mücadelenin bir aşamasına işaret ettiğini vurguladı. Araştırmacı Mete Hatay, KKTC’de nüfusun son 10 yılda iki kat artarak 600 bine ulaştığını, "kök Kıbrıslıların" oranının yüzde 27-28 civarında olduğunu söyledi. Asıl endişenin nüfus artışından çok yeni gelenlerin siyasi iradeye etkisinden kaynaklandığını, vatandaşlık verilerek oy kullanmalarının toplumsal kaygıya yol açtığını belirtti.