Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında Mart ayında imzalanan anlaşma doğrultusunda, SDG kontrolündeki kuzeydoğu Suriye’yi temsilen oluşturulan bir heyet, 30 Mayıs Cuma günü Şam’ı ziyaret edecek. Ziyaretin amacı, kuzeydoğu Suriye’deki yönetimin Suriye yönetimine entegrasyonu ve anayasal hakların güvence altına alınması konularında görüşmeler yapmak.
Kuzey Demokratik Güçleri’nin üst düzey yöneticisi Ebu Ömer el-İdlibi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, komitenin 30 Mayıs'ta Şam'a gideceğini duyurdu. El-İdlibi, ziyaretin, Cumhurbaşkanı Şara ile General Mazlum Abdi arasında varılan ve ulusal istikrarın güçlendirilmesinde dönüm noktası niteliği taşıyan anlaşmanın resmileştirilmesi için önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, görüşmelerin "kapsayıcı ve sürdürülebilir bir çözüme" kapı aralamasını umut ettiklerini belirtti.
Bu ziyaret, mart ayında Şam’da SDG lideri ve Suriye Cumhurbaşkanı arasında imzalanan anlaşmanın ardından gerçekleşen ilk üst düzey temas olma özelliğini taşıyor. Anlaşma, Suriye’nin kuzeydoğusunda fiili özerklikle yönetilen bölgelerin yeni geçici yönetime entegrasyonunu, tüm Suriyelilerin temsil hakkının tanınmasını, ülke genelinde ateşkes ilan edilmesini ve yerinden edilen sivillerin evlerine dönüşünü öngörüyor. Anlaşmanın imzalanmasından bir ay sonra, Şam’dan bir heyet Mazlum Abdi’yi ziyaret etmişti. Bu görüşmenin ardından SDG, kuzeydoğu Suriye’nin farklı bölgelerini temsil eden beş kişilik bir heyetin Şam’a giderek müzakerelere devam edeceğini açıklamıştı. Bölgedeki Kürt siyasi parti ve oluşumları ise taleplerini Şam’a resmen iletmek üzere ortak bir komite kurmak için görüşmeler yürütüyor. Bu girişim, geçen ay Kamışlı’da düzenlenen Kürt Ulusal Konferansı’nın ardından başladı. Şam yönetimi, söz konusu konferansı ayrılıkçı bir hamle olarak nitelendirerek kınadı. Ancak Mazlum Abdi, konferans sırasında yaptığı açıklamada, amacın Suriye’yi bölmek değil, güçlendirmek olduğunu savundu. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ise 10 Mart’ta SDG ile varılan anlaşma sonrası yaptığı açıklamada, Kürt toplumunun Suriye devletinin yerli ve ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplumun vatandaşlık hakkı ile anayasal tüm haklarının güvence altında olduğunu belirtmişti.