Ankara'da, Yeni Yol Partisi'nin TBMM grup toplantısında Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.
Arıkan, terör örgütü PKK'nın silah bırakma ve fesih kararının, akan kanın durması ve şiddetin son bulması için atılmış kıymetli bir adım olduğunu belirterek, iktidarın şiddeti önleme çabalarını destekleyeceklerini ifade etti. Ancak "Terörsüz Türkiye" tanımlamasının yetersiz olduğunu, "Yaşanabilir bir Türkiye" idealinin terör, kayyım, şiddet, gözaltılar, kin, nefret, inkar ve asimilasyon politikalarının olmadığı bir ülkeyi ifade ettiğini vurguladı. Arıkan, yaşanabilir bir Türkiye'de hukukun üstünlüğünün, emeğe saygının ve hakça paylaşımın önemine dikkat çekerken, devletin işleyişinde adaletin belirleyici olması gerektiğini söyledi. PKK'nın silah bırakmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirten Arıkan, iktidarın da baskı ve tahakkümden vazgeçerek ülkeyi şeffaf bir şekilde yönetmesi ve TBMM'yi gerçek bir müzakere platformuna dönüştürmesini beklediklerini ifade etti.
Ali Babacan ise PKK'nın silah bırakma ve fesih kararını duyurduğu açıklama metnindeki bazı ifadelerden rahatsızlık duyduklarını dile getirdi. İktidarın toplumun hassasiyetlerini dikkate alarak gerekli adımları atması gerektiğini belirten Babacan, örgütün fesih süreciyle ilgili karmaşık gelişmeler yaşanabileceği konusunda uyardı. Babacan, sürecin her aşamasında Cumhurbaşkanı'nın toplumu ve Meclis'i doğrudan bilgilendirmesi ve her adımı şeffaf bir şekilde sahiplenmesi gerektiğini vurguladı.
Ahmet Davutoğlu da Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğini belirterek, yürütülen sürecin tüm bölgeyi etkileyeceğini söyledi. Davutoğlu, örgütün silahlarını Türk ve Iraklı yetkililerin gözetiminde kamuoyu önünde teslim etmesi, insan unsurunun dağıtılması ve finansal ağının çözülmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Şam yönetimi ve Suriyeli Kürtlerin demokratik temsilcileriyle birlikte terörün Suriye ayağının da dağıtılması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, sınır ötesindeki Kürt toplulukların haklarının hiçbir yabancı gücün iradesine terk edilmemesi gerektiğini ve bölgedeki Kürtlerin huzur ve barışının teminat altına alınması gerektiğini belirtti. Davutoğlu, bu kapsamda Mezopotamya havzasında Türkiye, Suriye ve Irak arasında ikili ve üçlü ekonomik entegrasyon projeleri geliştirilmesi gerektiğini önerdi. Ayrıca, geniş kapsamlı bir demokrasi ve hukuk reformu çağrısında bulunan Davutoğlu, düşünce özgürlüğünün genişletilmesi, tutuklu aydın, gazeteci ve siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Davutoğlu, sürecin tüm partilerin katılımıyla TBMM'nde şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve şehit, gazi dernekleri ile sivil toplumun sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Son olarak, Cumhurbaşkanı'nın kamuoyundaki kaygıları giderecek bir ulusa sesleniş yapması ve muhalefet partilerine bir yol haritası sunması gerektiğini ifade etti.
