(ANKARA) – Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), bu yıl 61. Ulusal Psikiyatri Kongresi'ni Ankara'da "Bireyden Topluma: Koruyucu Ruh Sağlığı ve Eşit, Ulaşılabilir Tedavi" temasıyla başlattı. Kongrede, Türkiye'de psikiyatri ilaçlarına ulaşım sorunları, sağlık hizmetlerinde yaşanan zorluklar, torba yasa uygulamaları ve manevi danışmanlık girişimleri gibi konular ele alındı. Ayrıca, cinsiyet değişimi süreçlerinde yaşanan zorluklar, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, toplumsal şiddet ve suça sürüklenen çocuklar gibi meseleler üzerinde de duruldu.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan TPD Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkanı Prof. Dr. Serap Erdoğan Taycan, savaşların halk sağlığı ve ruh sağlığı açısından temel bir sorun olduğunu vurguladı. Gazze'deki yıkımlar ve dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan benzer olayların, insanlığın hafızasında derin izler bıraktığını ifade etti. Taycan, "Savaşların, bireylerde kalıcı travmalar oluşturduğunu unutmamak gerekiyor." dedi.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Nalan Kalkan Oğuzhanoğlu, etkinliğin 1400 katılımcıyla yüz yüze başladığını ve 406 konuşmacının 149 oturumda yer aldığını belirtti. Oğuzhanoğlu, etkinlikte 131 sözlü ve 134 poster bildirinin sunulduğunu ifade ederek, 91 kişinin burs kazandığını açıkladı.
Ruh sağlığı evrensel bir hak
TPD MYK İkinci Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, ruh sağlığının evrensel bir insan hakkı olduğunu söyledi. Yıldırım, sağlıklı bir ruhsal gelişimin güvenli bir yaşam ortamı, eğitim, sağlık ve gelecek hakkıyla mümkün olduğunu belirtti. "Ruh sağlığı tedavi ile sınırlı kalmamalı, koruyucu ve geliştirici hizmetlerle de desteklenmelidir. Toplumun ruhsal sağlığına yönelik ulusal bir program oluşturulmalı ve hastalıkların önlenmesi hedeflenmelidir. Örneğin, çocuk işçilik başta olmak üzere, kadın cinayetleri gibi sorunlarla karşı karşıya kalmamalıyız. İnsanlar, cinsel kimlikleri nedeniyle tedavi haklarından mahrum bırakılmamalı. Tedavi ihtiyacı olduğunda, ulaşılabilir ve nitelikli hizmet alabilmeli." şeklinde konuştu. Ayrıca, ilaçlara erişimin zorlaştığını ve bilim dışı uygulamaların arttığını vurguladı.
Yıldırım, "Ruh sağlığı hizmetlerinin bilimsel ve etik temellere dayanması gerekiyor. Cinsel kimlik hakları, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin yaşam hakları, beden bütünlüğü ve sağlık hakları korunmalıdır. Cinsiyet kimliğine dayalı her türlü ayrımcılığa karşıyız." dedi. Son olarak, şiddetin bir hastalık değil, öğrenilen ve sürdürülen bir uygulama olduğuna dikkat çekerek, suça sürüklenen çocuk sayısının artışının toplumsal eşitsizlik ve cezasızlık kültürüyle bağlantılı olduğunu ifade etti. Çocukların ceza yaşını düşürmek yerine, mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkiye Psikiyatri Derneği, ruh sağlığının bilimsel, eşit ve hak odaklı bir anlayışla ele alınması gerektiğinin altını çizdi.