Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Akça, sivrisineklerin göçmen ve istilacı türler olarak sınıflandırıldığını ve artan sıcaklıklarla popülasyonlarının çoğaldığını belirtti.
Prof. Dr. Akça, göçmen sivrisineklerin yeni bölgelere adapte olarak yerleşen ve yerli türlerle rekabet eden türler olduğunu, istilacı türlerin ise mevcut türlere baskı yaptığını açıkladı. "Son yıllarda göçmen ve istilacı türlerin sayısı artıyor. Sivrisinekler sulak alanlarda yaşadığı için birçok hastalığın taşıyıcısıdır" dedi. Ayrıca, Adana'daki sivrisinek türünün Karadeniz'de de bulunduğunu, ancak Adana'da sıcaklık nedeniyle daha baskın ve hızlı ürediğini söyledi. "Sıcaklık 8-10 derecenin üzerine çıktığında larvaları görmeye başlıyoruz. Sıcaklık arttıkça popülasyon da artıyor. 25-35 derece, bu böcekler için ideal sıcaklıktır" diye konuştu.
Prof. Dr. Akça, sivrisineklerin sıtma, Batı Nil virüsü, fil hastalığı, dang humması ve sarıhumma gibi hastalıklar taşıdığını, bu nedenle halk sağlığı açısından önlem alınması gerektiğini vurguladı. "Lastik tamircilerinin açıkta bıraktığı eski lastiklerdeki yağmur suyu birikintileri, sivrisinekler için ideal üreme alanlarıdır. Yazlıklarda da aynı şekilde dikkatli olunmalı. Belediye her yeri göremeyebilir. Vatandaşlar, su birikintilerini yok etmeli veya belediyelere bildirmeli. Kurutulamıyorsa larva mücadelesi yapılmalı" dedi. Yeni adapte olan türlerin farklı hastalıklar taşıma riski olduğunu belirten Prof. Dr. Akça, ekosistemdeki dengenin bozulmasıyla bölgede görülmeyen hastalıkların ortaya çıkabileceği konusunda uyardı. "Halkımız, evlerinin çevresindeki su birikintilerini muhtarlıklara veya belediyelere bildirmeli. Kurutma imkanı yoksa larva mücadelesi yapılmalı" diye ekledi.
