(AYDIN) - Aydın Ticaret Borsası Başkanı Fevzi Çondur, 7 Ekim Dünya Pamuk Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Pamuk üretiminin stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Çondur, iklim değişikliği, su kıtlığı ve artan maliyetlerin sektörü zorladığını ifade etti.
Aydın Ticaret Borsası ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı olarak yaptığı açıklamada, pamuk üretiminin Türkiye tarımı ve sanayisi için önemine dikkat çekti. Üretimin er geç çiftçilerle sınırlı kalmayacağını, tarım, sanayi ve ihracat gibi geniş bir sürecin dahil olduğunu ifade eden Çondur, "Pamuk sadece tarımsal bir ürün değil; tekstil ve hazır giyim gibi geniş bir değer zincirinin temel hammaddesi olarak ülkemiz için büyük önem taşıyor. Ulusal Pamuk Konseyi olarak sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte çözüm arayışlarımızı sürdüreceğiz," dedi.
Türkiye pamuk üretiminde 7. sırada
Dünyanın en büyük pamuk üreticisi ülkeleri sıralamasında Çin, Hindistan, Brezilya, ABD, Pakistan ve Avustralya'nın ardından Türkiye'nin 7. sırada yer aldığını belirten Çondur, Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi verilerini paylaşarak şunları söyledi:
"ICAC verilerine göre, 2024-2025 sezonunda dünya genelinde 30 milyon 692 bin hektar pamuk ekim alanında 25 milyon 287 bin ton pamuk üretimi gerçekleşti. Ülkemiz, pamuk ekim alanında 465 bin hektarla 12'nci sıradaki yerini korurken, üretim açısından 840 bin ton ile 7. sırada yer aldı. Pamuk ithalatımız ise 1 milyon ton ile 4'üncü sırada bulunuyor."
"ICAC'ın 2025-2026 sezonu tahminlerine göre, dünya genelinde 30 milyon 418 bin hektar ekim alanında 25 milyon 438 bin ton pamuk üretimi bekleniyor. Ülkemizde ise pamuk ekim alanlarının 430 bin hektara düşmesi ve üretimin 780 bin tona gerilemesi öngörülüyor. Pamuk ithalatının da 1 milyon ton civarında devam etmesi bekleniyor."
İklim değişikliği pamuk üretimini tehdit ediyor
İklim değişikliğinin tarım üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çeken Çondur, son yıllarda artan kuraklığın pamuk üreticilerini ciddi verim kayıplarıyla yüzleştirdiğini vurguladı.
Türkiye'nin pek çok pamuk üretim bölgesinde yağış düzeninin değiştiğini, yer altı su seviyelerinin düştüğünü ve sulama imkanlarının her geçen gün kısıtlandığını ifade eden Çondur, "İklim değişikliği ve su kaynaklarındaki daralma, pamuk üretimi açısından büyük tehditler oluşturuyor. İklimle kaynaklanan su yetersizliği, üretim planlamasını neredeyse imkansız hale getiriyor. Sulama maliyetleri artarken, suya ulaşamayan üreticiler pamuk ekiminden vazgeçiyor. Bu durum sadece tarımsal bir sorun değil, aynı zamanda kırsal kalkınma ve ekonomik istikrar için de ciddi bir meseledir," dedi.
Sürdürülebilir pamuk üretimi için su yönetimi şart
Pamuk üretiminin iklim değişikliğinden en fazla etkilenen alanlardan biri olduğuna dikkat çeken Çondur, basınçlı sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Yeni sulama projelerinin devreye alınması ve suyun etkin yönetimi konusunda ortak bir irade gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İklim koşullarına dayanıklı, suyu daha verimli kullanan pamuk çeşitlerinin geliştirilmesi ve üreticilerle buluşturulması gerektiğini ifade eden Çondur, "Bu alandaki AR-GE çalışmalarının desteklenmesi büyük öneme sahip. Sürdürülebilir pamuk üretimi için su yönetimi artık ertelenemez bir konudur. Eğer iklim şartlarına uyum sağlayan bütüncül stratejiler geliştirilmezse, yaşanacak kayıplar sadece üretici ile sınırlı kalmaz; ülke ekonomisini de olumsuz etkiler," şeklinde konuştu.
Girdi maliyetleri üretimden vazgeçme riskini artırıyor
İklim değişikliğinin yanı sıra pamuk üreticilerinin yaşadığı girdi maliyetlerindeki artışa da değinen Çondur, "Girdi maliyetleri, üreticilerin sürdürülebilirliğini tehdit etmekte. Mevcut fark ödemesi destekleri, pamuk üretimini teşvik etmede yetersiz kalıyor. Desteklerin günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi, ödeme takvimlerinin üreticilerin finansal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesi ve planlı üretim modelinin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Belirsizlik ortamı, özellikle küçük ölçekli çiftçilerde üretimden kopma riskini artırıyor. Ayrıca, finansmana erişim üretim sürecinde belirleyici bir faktör. Finansmana erişimin önündeki engellerin kaldırılması, üreticilerin uygun faiz oranlarıyla daha geniş kapsamlı finansmana ulaşabilmesini sağlamak gerekiyor; bu, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için kritik bir meseledir," diye ekledi.
Tekstil ve hazır giyim sektörü düşük maliyetli ülkelere kayıyor
Türkiye'nin yıllık pamuk ihtiyacının yaklaşık 1,6 milyon ton olduğunu belirten Çondur, "Ülkemizin ihracat ve istihdamda lokomotif sektörleri arasında yer alan tekstil ve hazır giyim, hammaddesi pamuk ile besleniyor. Yüz binlerce üreticimizin geçim kaynağı olan ve milyonlarca insana istihdam sağlayan stratejik bir üründür. Tekstil ve hazır giyim sektörü Türkiye ihracatında yaklaşık %30 paya sahiptir. Ancak son dönemlerde yaşanan maliyet artışları nedeniyle sanayiciler, özellikle iş gücü ve enerji maliyetlerinin düşük olduğu ülkelere yönelmeye başladı. Pamuk üretimimiz, sektörün ihtiyacı olan hammaddeleri karşılamamakta, pamuk ithalatımız ise artmaktadır. Tekstil ve hazır giyim sanayinin ihracattaki öncü rolü yadsınamaz. Sektörün en büyük gücü, kendi hammaddesini üretme kapasitesidir. Üretim zincirinin korunması ve rekabet gücünün sürdürülmesi için acil olarak yeni destek politikalarının devreye alınması gerekiyor. Yerli pamuk üretiminin artırılması, lisanslı depoculuk sisteminin etkinleştirilmesi, elektronik ürün senedi piyasalarının geliştirilmesi ve üretici-sanayici bağının güçlendirilmesi öncelikler arasında yer almalı," ifadelerini kullandı.
Pamuğumuza sahip çıkmalıyız
Dünya Pamuk Günü, pamuğun tarımdan sanayiye kadar olan geniş rolünü hatırlatmak için önemli bir fırsat yaratıyor. Çondur, "Pamuk çevre dostu, doğayla uyumlu ve geleceğimiz için vazgeçilmez bir üründür. Daha fazla üretim, daha fazla istihdam ve daha güçlü bir ekonomi için pamuğumuza sahip çıkmalıyız. Pamuk üretimi, ülkemiz için stratejik bir öneme sahiptir. Üreticimizin, tıccarımızın ve sanayicimizin sürdürülebilirliğini sağlayacak güçlü bir tarım-sanayi politikası artık elzemdir. Ulusal Pamuk Konseyi olarak sektörün tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde çözüm arayışlarımızı sürdüreceğiz," şeklinde konuştu.