HABER: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) - Kahramanmaraş'taki 6 Şubat depremlerinde 29 kişinin yaşamını yitirdiği Özlem Bayraktar Apartmanı davasının altıncı duruşmasında, tek tutuklu sanık durumundaki müteahhit Kadir Atmaca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Duruşmaya katılan mağdurlar, bu tahliye kararına sert bir şekilde tepki gösterdi. Depremde anne ve babasını kaybeden Osman Nadir Akıllı, ANKA Haber Ajansı'na konuşarak duygularını paylaştı.
Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde yaşanan depremler sonucunda yıkılan Özlem Bayraktar Apartmanı, 29 cana mal oldu; 13 kişi ise yaralandı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Kadir Atmaca ile birlikte, statik proje müellifi Hikmet Doğanay, şantiye şefi Beyza Aygün Bağdatlı ve yapı denetim şirketi yetkilileri Hakan Çirişoğlu, Mehmet Kara, Mehmet Numan Aydoğan ve Nevzat Bol hakkında, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep etti.
Dava sürecinde sanıkların sorumlulukları belirlendi
Özlem Bayraktar Apartmanı'yla ilgili bugüne kadar Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Pamukkale Üniversitesi'nden uzmanlar, üç ayrı bilirkişi raporu hazırladı. Bu raporlara göre, binanın yıkılmasında müteahhit, şantiye şefi, statik proje müellifi, yapı denetim şirketi yetkilileri, statik ve uygulama denetçileri ile kontrol elemanları sorumlu olarak belirlendi.
İlk iki raporda suçlu olarak değerlendirilen belediye görevlilerine ise Pamukkale Üniversitesi'nin raporunda herhangi bir atıf yapılmamıştı.
Mağdurlar adalet bekliyor
Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın altıncı duruşmasında, Kadir Atmaca'nın adli kontrol şartıyla serbest bırakılması, duruşmaya katılan taraflarca büyük bir üzüntü ve öfkeyle karşılandı.
Osman Nadir Akıllı, tahliye süreçlerini değerlendirirken, hissettiklerini ANKA Haber Ajansı'na şöyle ifade etti:
"Davamızda müteahhit Kadir Atmaca'nın tahliye edilmesi bizleri derinden yaraladı. Yüreğimizdeki adalet inancı sarsıldı, umutlarımız incindi. Bu karar sadece bizleri değil, adalete güvenmek isteyen herkesi derinden hayal kırıklığına uğrattı. Ancak biz, bu mücadeleye haklılığımıza olan inancımızla ve adaletin mutlaka bir gün yerini bulacağına dair umudumuzla devam ediyoruz. Ne yaşarsak yaşayalım; sevdiklerimizin hatırasına, vicdanımıza ve toplumun adalet beklentisine sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Adalet arayışımızı asla yarım bırakmayacağız. Çünkü biliyoruz ki, gerçek adalet er ya da geç mutlaka tecelli edecektir."