Özgür Özel: Tarihe geçmek için adliye önünde olun

Özgür Özel: Tarihe geçmek için adliye önünde olun

CHP Genel Başkanı, İstanbul Adliyesi önünde toplanan destekçilere seslenerek tarihe geçme çağrısında bulundu.

(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun soruşturması nedeniyle İstanbul Adliyesi önünde destekçilerine hitap etti. Özel, "Bu meydana gelin, tarihe geçin" dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "casusluk" soruşturması çerçevesinde ifadeye çağrılan İmamoğlu'na destek olmak amacıyla, CHP'nin çağrısıyla vatandaşlar Çğlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde toplandı.

Adliye önündeki kalabalığa seslenen Özgür Özel, "Hep birlikte buradayız ve bu haklı mücadelede ısrarcıyız" şeklinde konuştu.

Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Özel, İstanbulluları tekrar adliye önüne davet etti. "Bu cevabı birlikte verelim" diye ekledi.

"Özgür basın susturulamaz"

Özel, "casusluk" soruşturmasıyla ilgili olarak TELE1 Televizyonu'na kayyum atanması ve Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın gözaltına alınması hakkında da yorum yaptı:

"Bambaşka bir sürecin bambaşka bir evresindeyiz. Sesimizi duyuran, meydanları gören bu otobüsü çarşamba akşamı canlı yayınlayan üç kanalımız var. Bunlardan birine, TELE1’e bu mevzu ile ilişkilendirerek Sayın Merdan Yanardağ’ı, hem de kanal kendisinin değil, oğlununken, hem de yalan iftira ama dediği doğru olsa el koyma işlemi için mevzu ile alakalı olmak varken, kameralara, kayıt cihazlarına, canlı yayın cihazlarına el koyup o kanaldan normal yayına engel olup belgesel yayınlattıranlara, o kanala TMSF eliyle Yeni Şafak yazarını kayyum diye atayanlara yazıklar olsun. İlk geceden itibaren il başkanımız, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz iki gündür TELE1 ile dayanışma gösteriyorlar. Sizler de gösteriyorsunuz. TELE1 emekçilerini yalnız bırakmayacağız. Özgür basın susturulamaz."

"500 sayfa iddianame saatler içinde çöp oldu"

İBB ve CHP'li belediyelere yönelik soruşturmaların iddianamelerinin yazılmadığına da değinen Özel, "Savcılar sonuna kadar gaza bastılar ama işin sonunda baltayı taşa vurdular" dedi.

"Bugün içeride Ekrem Başkan’a diğer iftiralar, milletin vicdanından geri döndüğü için, ortalama vatandaşın aklına yatmadığı için, hele hele geçmişte Tayyip Erdoğan bu görevde tutuksuz yargılanıyorken, bir gün gözaltına alınmamış, bir gün tutuklanmamış, ceza almamış, telefonla davet edilmişken, şimdi daha hakkında iddianame bile yazılmayan, yazılamayan Ekrem Başkan’ı ve arkadaşlarımızı yakında mahkeme karşısına çıkarmak zorundalar. Sayın Bahçeli söylüyor, "İddianame lazım." Aklı başında AK Parti’nin yöneticileri söylüyor, "İddianame lazım." Aylardır biz söylüyoruz ama iddianameye somut kanıt lazım. Geçtiğimiz günlerde 500 sayfa bir iddianame saatler içinde çöp oldu. Önümüzdeki günlerde biz o iddianameyi bekliyoruz ki bugüne kadar atılan bütün iftiraların nasıl çöktüğünü, nasıl büyük yalanların kanıtlanamadığını, yapılanın bir algı operasyonu olduğunu dost ve dost olmayana gösterelim.

"FETÖ bu tarz işlere cüret ederdi"

O iddianamenin bu hale geldiğini gördükleri için panik halindeler. Diyorlar ki "Yazdık iddianameyi, verdik." Bakın, şu yedinci kattaki odalarda yapılan toplantılarda konuşulan şu: "Bunun hepsi bir iddianame olmaz. Birbirine bağlayamayız. Ayrı ayrı davalar açalım. Buradaki iftirayı söyleyelim. Hâkim ne derse ona uyalım. Bu dosyayı kapatalım. Hepsini birleştirelim dersek birbiriyle ilişkilendirilemez" diyorlar. Ama başsavcı diyor ki; "Adama ahtapot dedirttik. Kolları var dedirttirdik başları Ekrem dedirttik. Yani yazacaksınız iddianameyi." Şimdi o iddianame bu zorlamalarla, dünya kadar iftirayla, birbirine bağlanamayan hatta birbiriyle çelişen ifadelerle ve aslında hiç ilgisi olmayan insanları suçlamak için birilerini "şunu söyle çık dışarı" kumpaslarıyla yazılıp verildiğinde mahkeme bakacak ve kuvvetle ihtimal yargılamaları tutuksuz yapacak. Oysa beyefendinin ekibine, "AK Toroslar" çetesine verilen vazife "Ekrem gün yüzü görmesin, Ekrem seçime kadar içeride dursun, Ekrem benimle yarışamasın." İşte bu yüzden tam da bu yüzden nasıl geçmişte her şeyi geneller sonra başka bir şey bulamayınca FETÖ’cüler "casusluk" derlerdi şimdi de son çare, iddianameyi mahkemeye getirip, tutukluluk hakimin bileceği bir iş haline geldiğinde başka bir dosyadan aylarca tutabilmek için şimdi böyle iddiada bulunuyorlar. 19 Mart darbesinin başındaki "hadi bakalım Akın, Ekrem İmamoğlu'nu gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar içeri tut" demiş. O da "ahtapot" dedi, "yüzyılın yolsuzluğu" dedi. Altındaki savcılara verdi gazı ama en sonunda baltayı taşa vurdular.

"Başka birinin itiraf ettiği gibi bir kişi, "Ben İngiliz ajanıyım" demiş."

Bugün biraz önce yukarıda öğrendik ki, hani ‘Necati Özkan ile birlikte bilgileri sızdırdı’ deyip de, Necati Özkan'ın ‘2019 seçiminden sonra bir kez gördüm. Sosyal medya analizi satmaya geldi ve almadık, gitti. Bir daha görmedim’ dediği kişi, Ekrem Başkan ile ilişkilendirmeye çalıştıkları kişi, biraz önce itirafçı olmuş ve ‘Ben İngiliz ajanıyım’ demiş. Vallahi İngiliz istihbaratıyla Suriye'de çalışan, Suriye rejimi için plan yapan, İngiliz istihbaratının çizdiği plana göre ‘Suriye'de olan bitenden haberin vardı’ deyip de hava yapan ben değilim. İngiliz istihbaratıyla çalışmaya biz değil, AK Partililer alışıktı. İtirafçı olan kişi, buradan açıklıyorum; Hüseyin Gün, 4 Temmuz’da tutuklanmış, Silivri’de dururken alınmış, Ankara Sincan’a götürülmüş. Aylarca Ankara’da tutulmuş. Kendisiyle birçok görüşmeler yapılmış. Sonra dönmüş gelmiş burada sorgulanmış. Daha ilk gün itirafçı olacakmış. Buradan açık açık söylüyoruz. Bizim arkadaşlarımıza burada attıkları suç, güya ‘İstanbul Senin’le toplanan veriler, hepinizin kişisel verileriymiş. Yabancı devletlerin eline geçmiş. Be Allah’ın adamları gidin de Ankara Ağır Ceza 23, bilhassa Ağır Ceza 28, 33’üncü mahkemelerde ve 27’nci idare mahkemesindeki dosyalara bakın. Dikkatle dinleyin. Ağır Ceza 28, şimdiki Dışişleri Bakanı MİT Başkanıyken, Hakan Fidan MİT’teki bütün bilgileri çaldırmış. Aynı dönemde Gelir İdaresi’nden gelir ve vergi bilgilerimiz, SGK’dan sağlık bilgilerimiz, İçişleri Bakanlığından nüfus bilgilerimiz, sekiz bakanlık ve kurumdan bütün bilgilerimiz çalınmış. Dark Web'te hackerların elinde Tayyip Erdoğan’ın da T.C.’si var, benimki de seninki de.

"Tayyip Erdoğan'a yarayan bir şey bizim için günah olamaz. Ya bu durumu değiştireceksin ya da Erdoğan'ın ezici baskısıyla baş başa kalacaksın.'

(SON)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.