(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partinin Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşen 22. Olağanüstü Kurultayı'nın açılışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştireceği görüşmelere dikkat çekti ve "Trump'ın yanına gidilecekse karşısına geçilecekse, karşısına dikilinecek. Filistin meselesi konusunda ağız dolusu açık açık konuşulacak. Filistin’in bu ülkenin milli meselesi olduğu ve kırmızı çizgisi olduğu Trump’a haykırılacak. Perşembe günü Amerika’da yapılacak görüşmeden önce çarşamba günü akşam yapacağımız 56'ncı mitingimizde parti bayrakları yerine hep taşıdığımız Türk bayraklarının yanına Filistin bayraklarımızı alarak, tüm partimizi, tüm partilileri Filistin ile dayanışan herkesi, tüm siyasi partileri Eyüpsultan‘da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz" dedi.
Olağanüstü Kurultay, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılıyor. Bin 127 kayıtlın delegenin oy kullanacağı kurultay, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Açılış konuşmasını yapan Özgür Özel, şöyle konuştu:
"AK Partili bir bakan yardımcısını Yargı Kolları Başkanı olarak İstanbul'a atadı. Bu yapı marifetiyle karanlık bir süreci 9 Ekim 2024'ten itibaren hep birlikte yaşamaya başladık. 30 Ekim'de Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'in tutuklanmasıyla başlayan süreçte bu saldırılara karşı ya teslim olacaktık ya da direnecektik. Biz teslim olmadık. Sizlerle beraber ayağa kalktık ve mücadeleye başladık. Meydan okuduk. Bu bir savaş ilanıdır dedik. Savaş ilan edilmiş bir yapı. "Ne yaparsa biz de onu yapacağız, mücadele edeceğiz, boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız" dedik. Erken seçim istedik. Cumhurbaşkanı adayımızı 23 Mart'ta ön seçimle belirleyeceğimizi, partimizin yetkili kurullarındaki görüşmeler ve kararlar sonucunda ilan ettik. Karşımızdaki karanlık yapı planladığı, tasarladığı darbe girişiminin takvimini öne aldı. Ekrem Başkanımızın ön seçim adaylığını açıkladığı gün diplomasını iptal etmek için mahkemeye başvurdular. Günler sonra 19 Mart günü, yani 23 Mart'taki ön seçimimize dört gün kala Ekrem Başkan'ımızın diplomasını iftar sofrasında iptal edip, sahur vakti harekete geçererek, evine saldırarak Türkiye siyasi tarihinde görülmemiş şekilde kendisine gözaltı yaptılar. 4 günlük gözaltı süresinden sonra milletin oy kullanacağı, Cumhuriyet Halk Partililerin oy kullanacağı sandıklara partiye kayyum atama niyetiyle engel olmaya çalışırken kendisinin gözaltında olduğu için ve tutuklanma tehdidiyle 23'ündeki ön seçimimizi fiilen, siyaseten ve hukuken olanaksız kılmaya çalıştı. Her şey düşündükleri gibi gitti. Tasarladıkları gibiydi. Ama bir tek şeyi hesap edemediler: Cumhuriyet Halk Partisi'nin geri adım atmayacağını, yılmayacağını ve 2 milyon üyesinin yanında esas bu ülkeye sandığı getiren parti olarak millete, onun kararına sığınacağını hesap etmediler ve bu çağrıdan sonra 96 yaşında teyzemin iki bastonla ilçe binasına gidip oy kullanacağını, 3 aylık karnındaki bebesiyle, daha cinsiyeti belli olmayan bebenin geleceği için annelerin sandık başlarına koşacağını hesap etmediler. Ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhuriyet Halk Partisi'nin dayanışma sandıklarına gideceğini, dünya siyaset tarihinin rekorunu kıracağını, Türkiye siyasetinin akışını değiştireceğini hesap etmediler. O gün bu çağrıya uyanlara, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten emanet sandık ile bir darbeyi püskürtenlere, Türkiye'nin önünü açanlara selam olsun. Her birine ayrı ayrı helal olsun.
" Trump yönetiminden icazet almak, bir darbedir. Ahlaki ve psikolojik üstünlük bizde. Enerjimiz üstün, çoğunluğumuz var. 19 Mart darbesine harcanan para tam 160 milyar dolar "
Ben meydanlarda ‘Erdoğan fakir sevmez’ diyorum. Meydanlar doğruluyor. Soruyorum 88 bin liranın üzerinde maaş alan, meydanlarda tek tük ya çıkıyor ve çıkmıyor. Biri çıkarsa bütün meydan dönüp kimmiş diye ona bakıyor. 19 Mart darbesi için harcanan para tam 160 milyar dolar. Bugün 88 bin liranın altındaki her hane geliri o haneyi yoksul yapıyor. Oysa 19 Mart’a harcadığı parayla çiftçiye bir yılda ödenen desteğin 100 katını harcadılar. Yanlış duymadınız, çiftçilere ödenen desteğin 100 katı 19 Mart darbesine gitti. Asgari ücret ücreti 30 bin lira yapmak için önerdiğimiz ve yükü işverenin sırtından alacak destekleme için gerekli paranın 120 katını 19 Mart darbesinde harcadılar. Emekliye verilen zammın 150 katını, emekli maaşını asgari ücrete denk yapmak için gerekli farkın 110 katını harcadılar. Gelelim zenginler için yaptıklarına. Matrahsız 40 haramiler var biliyorsunuz. Hiç vergi falan vermezler. Yetmez, Erdoğan bu bütçede onların 700 milyar liralık da ödemeleri gereken vergilerinden vazgeçti. Kim adına? Güya kendi adına ama hepimizin adına. Kur Korumalı Mevduata tam 2,5 trilyon lira harcadılar. Bu yılın ilk sekiz ayında 1,5 trilyon lira faize ödediler. Bu para millete harcansaydı memlekette ne yoksul kalırdı ne de gariban kalırdı. İşte milletin hakim düzeni değil, AK Parti’nin kara düzeni budur.
". İl Başkanlığı'na kayyum atandığında borsa yüzde 6 düştü "
Bütün dünya bilir ki adalet ve demokrasi birleşirse refah gelir. Hukuksuzluk ve otokrasi birleşirse yoksulluk. Cennet gibi bu güzel ülkenin tek eksiği adalet ve demokrasidir. Nasıl olduğunu hep konuştuk, hep birlikte görelim. 19 Mart’ta darbe girişimi oldu. Borsa yüzde 9 düştü, 30 Haziran’da ilk kurultay davası vardı, ertelendi borsa yüzde 5,5 bir anda yukarıya gitti. 2 Eylül‘e gelirken yüzde 6 düşecek ama, aradaki yüzde 3’e varan sert düşüş; Adıyaman, Adana, Antalya Belediyelerine yapılan operasyon günüdür. 2 Eylül’de İstanbul İl Başkanlığımıza kayyım atandığında borsa yüzde 6 düştü. 15 Eylül’de birileri genel merkezimize kayyım, burada ayrılık, kaos, kavga bekliyordu. Bu gerçekleşmeyince borsa yüzde 6 yukarıya doğru gitti. Demokrasiden kopanlar, milletin ekmeğiyle oynuyorlar. Demokrasiden uzaklaşmanın da yakınlaşmanın da sonuçları bu kadar net. Ve aşağı giden oklarla birlikte biz bu bir avuç insanın ihtirasını, yukarı giden oklarla biz bu memleketin geleceğine duyulan güvenin kime dair olduğunu çok net şekilde görüyoruz.
". Tüm siyasi partileri, Filistin Büyükelçiliği önünde dayanışmaya davet ediyoruz.
AK Parti, Türkiye'ye ve dış politikaya zarar verdi. Özellikle Filistin meselesinde durum endişe verici. 8 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de katliam sürüyor. Ancak Erdoğan, Netanyahu ile sadece söz dalaşında kalıyor. Bu iki lider, zıt görüşlerle kendi güçlerini pekiştirmeye çalışıyorlar. Bugün Filistin'deki katliamların en büyük destekçisi ne yazık ki Trump yönetimi. Netanyahu'ya savaş kahramanı diyen de Trump. Gazze'yi boşaltıp oraya otel ve kumarhaneler yapacağını söyleyen de yine Trump. Amacının Gazze'nin zengin hidrokarbon yatakları olduğunu herkes biliyor. Türkiye'nin bu plan karşısında çıkarı yok, aksine Kıbrıs açısından büyük riskler var. İsrail, bu güçle Gazze'ye saldırılar düzenliyor. Kendisine "küresel lider" diyen Erdoğan, Trump'a karşı sesini çıkarmıyor. Filistin bu haldeyken, randevu almak için Junior Trump ile gizli bir görüşme yaptı. Bu görüşmeyi kayıtlara geçirmeden ve halktan gizli yürüttüler. Biz bunu açığa çıkardık. Amerikan kaynakları bunu onaylayınca kabul etmek zorunda kaldılar. Dahası, "Babanıza söyleyin, 300 Boeing alacağız, F-16 talebimizi konuşacağız" diye mesajlar yolladılar. Görüşmenin ardından Trump, "Erdoğan gelecek, Boeing'i konuşacağız" dedi. Biz Erdoğan'ın Trump'la bu şekilde bir gündemle görüşmesini istemiyoruz. F-16 talebimiz ve parasını ödediğimiz F-35'ler de haklı talebimizdir. Türkiye'ye Eurofighter verilmediğinde, Alman yetkilileri doğrulayana kadar inkar ediyorlardı. Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu konuyu sürekli gündeme getiriyordu. Önemli olan, Trump'ın yanında dururken Filistin meselesini sesli biçimde gündeme getirmektir. Filistin; bu ülkenin milli meselesidir ve Trump'a haykırılacak.
Cumhuriyet Halk Partisi, milleti merkez alıyor
Boeing meselesi, aynı zamanda hisse senetlerini de etkileyebilir. Bloomberg, Boeing'in 250'den fazla sipariş alabileceğini duyurdu. Yani görüşmenin gerçekleşmesi, siparişleri etkileyecek gibi görünüyor. Perşembe günü Amerika'da yapılacak görüşmeden önce Çarşamba akşamı gerçekleştireceğimiz 56. mitingde, tüm partililerimizi ve Filistin ile dayanışma gösteren herkesi, Eyüpsultan'da Filistin Büyükelçiliği önünde buluşmaya davet ediyoruz. Herkes, Erdoğan'ın "Benim Filistin duyarlılığımı sorgulatamazsınız" dediğini hatırlıyor. Ancak, gerçekte bu durumu sorgulamak gibi bir niyetimiz yok. Onun bir Filistin duyarlılığı değil, iktidarını sürdürmek için Trump'a muhtaçlığı var. Bunu görüyoruz. Oyları düşüyor. Millete değil, Trump'a sığınıyor.
(SÜRECEK)