Haber: Güler SUBAŞI / Kamera: Gurbetelli YALÇIN
(AMSTERDAM) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da düzenlenen Avrupa Sosyalistler Partisi (PES) kongresinde önemli bir konuşma yaptı. Özel, "Türkiye'de yapılacak seçimler bir referandum olacak. Seçimlerde otokrasi mi, demokrasi mi tercih edilecek? Türkiye, otokratların koalisyonunun bir parçası mı olacak, yoksa demokratik Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası mı? Türkiye'nin, demokratik Avrupa'nın bir parçası olmasını sağlamalıyız. Bu hepimizin başarısı olacaktır. Dünden beri dünyanın tüm demokratları ile birlikte bu mücadeleyi yürütüyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber" diye konuştu.
Özgür Özel, PES Başkanı Stefan Löfven'in davetiyle katıldığı kongrede, "Türkiye ile dayanışma" başlıklı oturumda söz aldı. PES Genel Sekreteri Giacomo Filibeck'in, "Bir zafere daha ihtiyacımız var. Türkiye'de, potansiyel rakiplerden kurtulmak için rehin alınmış bir rejimle bu zafere ulaşmalıyız" sözleriyle sahneye davet edilen Özel, şöyle devam etti:
'İlk olarak Stefan ve onun değerli ekibini kutlamak istiyorum. Gerçekten çok zorlu bir süreçte hepimiz adına önemli bir misyonu başarıyla sürdürüyorlar. Ülkemiz, uluslararası alanda birçok kritik sorunun tam ortasında yer alıyor. Diğer yandan, sevgili Giacomo'nun da belirttiği gibi, Türkiye'de demokratik değerlere sahip çıkmak adına büyük bir mücadele vermek zorundayız. Çünkü demokrasimiz, insan haklarımız ve seçme-seçilme hakkımız saldırı altında. Böyle bir günde Türkiye ile dayanışma gösterdiğiniz için, Ekrem Başkan'ın mesajını dinlerken ayakta dakikalarca alkışlayarak destek verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Demokrasimize ağır saldırılar var
Türkiye'de, demokrasi üzerine ağır saldırılar gerçekleştiriliyor. Sadece partimize yönelik saldırılar değil, iktidarı rahatsız eden aydınlar, gazeteciler, iş insanları ve sendikacılar da hedef haline getiriliyor. İktidara muhalif olan herkes gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve adeta ön infaza maruz kalıyor. Geçtiğimiz hafta muhalif sanatçılara karşı yapılan baskılar, sabahın erken saatlerinde zorla yapılan testlerle gündeme geldi. Bu durum, muhalefeti hedef almanın bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Avrupa'nın tarihi hak ihlalleri karşısında sessiz kalması ilginç
Kardeş partilerin gösterdiği dayanışmanın değeri büyük. Ancak bazıları, bu dayanışma içerisinde yer almaktan uzaklaşıyor ve Erdoğan ile ilişkiler tesis etmeye çalışıyor. Bu, son 50 yılın en büyük hak ihlallerinin yaşandığı bir Avrupa ülkesinde kabul edilemez. Durumun ciddiyetini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sol siyasetin yükselişi
Unutmayın, 17 belediye başkanımız tutuklu. Partimiz sistematik saldırılara maruz kalıyor. Seçildiğimiz kongreler iptal edilip, kayyumlar atanıyor. Ama Türkiye'de aşırı sağın yükselmekte olduğu iddialarının aksine, sosyal demokrasi ve sol güçleniyor. Son yerel seçimlerde belediyelerin %65'ini kazanmış durumdayız ve anketlerde önde gidiyoruz.
Sandığa sahip çıkıyoruz
Gençleri, işçileri ve mağdur olan herkesi örgütleyerek, İstanbul'da büyük mitingler gerçekleştirdik. Sandığa ve geleceğine sahip çıkanların katılım oranı %86. Türkiye, her şeyini sevdiği sandığa sarılıyor ve bırakmıyor.
19 Mart olayını darbe olarak tanımlıyoruz
Erdoğan, devletin tüm kurumlarını ele geçirerek haksızlık yapıyor. Türkiye'deki siyasi altyapıda adeta bir yargı kolu oluşturmuş durumda. Biz dayanışmamızı sürdürürken, böyle bir duruma sessiz kalmayacağız. 19 Mart'ı bir darbe olarak nitelendiriyoruz. Bu durum, geleceğin yöneticilerine yapılan bir darbedir.
Türkiye'deki antidemokratik uygulamalara dikkat çekiyoruz
Avrupa'nın değerlerini korumak, antidemokratik uygulamalara göz yummamak elzem. Biz Avrupa'nın güvenlik kaygılarını anlıyoruz. Ancak bunları, Erdoğan gibi bir lider ile değil, demokratik değerlere bağlı bir yönetim ile sağlamalıyız. Türkiye'nin güçlü ordusunu yüceltirken, antidemokratik uygulamaları göz ardı etmemek önceliğimiz olmalıdır.
Türkiye'de artık bir referandum gerçekleşecek: Demokrasimi, otokrasi mi?
Türkiye'de yapılacak seçimler bir referandum niteliği taşıyacak. Soru şu; Türkiye, otokratların koalisyonu mu olacak, yoksa demokratik Avrupa'nın bir parçası mı? Bunu başarmak için dayanışma içinde olmalıyız. Ukrayna ve Filistin ile dayanışma duygularımızı burada dile getiriyorum. Barışın yanında duruyoruz ve her türlü düşmanlığa karşıyız. Dünyanın demokratları olarak birlikte başaracağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.