Türkiye Otizm Meclisi ve Otizm Konfederasyonu üyesi 140 sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve aileler, Sakarya Arifiye’deki Hamit-Fatma Atay Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde kalan otizmli Abdülkerim Musti’nin vefatı üzerine bir açıklama yayınladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı merkezde yaşanan bu olay sonrasında, engelli bireylerin kaldığı tüm bakım merkezlerinin bağımsız sivil toplum denetimine açılması gerektiği vurgulandı. Otizm Meclisi Dönem Sözcüsü Sedef Erken, yaptığı açıklamada, otizmli bireyler ve diğer engelli grupların hakları için mücadele eden sivil toplum temsilcileri, aileler ve insan hakları savunucuları olarak bir araya geldiklerini belirtti. Erken, "Sessizliğin bedeli hayattır" diyerek, her sessizliğin yeni bir şiddete, her gecikmenin yeni bir ihmale ve her görmezden gelmenin yeni bir ölüme yol açtığını söyledi.
Bakım merkezlerinde kalan bireylerin çoğunun kendini ifade edemeyen, sesi duyulmayan kişiler olduğunu belirten Erken, bu insanların sesi olmanın ortak sorumlulukları olduğunu vurguladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumların daha işlevsel ve koordineli bir şekilde sürece dahil olması gerektiğini ifade eden Erken, engelli bireylerin kaldığı tüm bakım merkezlerinin bağımsız sivil toplum denetimine açılmasını ve denetimlerin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını talep etti. Bakım merkezlerinde çalışan personelin liyakat esaslı seçilmesi, eğitim denetiminin ve özlük haklarının güçlendirilmesi gerektiğini belirten Erken, ihtiyaç halinde psikiyatrik destekleri de içeren acil sağlık veya yatılı tedavi hizmetlerinin bakım süreçlerine entegre edilmesini istedi.
Erken ayrıca, kamera sistemlerinin sadece izleme değil, caydırıcılık ve adli denetim aracı olarak da kullanılması gerektiğini, ancak mahrumiyet haklarının da gözetilmesi gerektiğini ifade etti. Ülkemizde otizmlilere yönelik sadece dört bakım merkezinin olduğunu ve mevcut otizmli sayısına hizmet verme konusunda yeterli olmadığını belirten Erken, otizmlilere yönelik özel bir yönetmelik ile otizm alanında uzmanlaşmış bakım merkezlerinin çoğaltılmasını talep etti. Hak temelli bakım modeline geçilmesi ve bireyin özgürlüğünü, sosyal ilişkilerini, eğitim ve sağlık hakkını koruyan destekli yaşam sistemlerinin yaygınlaştırılmasını isteyen Erken, ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu merkezlerde söz ve denetim hakkına sahip olması ve karar alma süreçlerine katılımlarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Erken son olarak, yıllardır ve defalarca Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na sundukları çözüm önerilerinin yeniden değerlendirilerek yaşama geçirilmesi gerektiğini belirtti ve bir toplumun uygarlık seviyesinin, en kırılgan bireylerine sunduğu yaşam kalitesiyle ölçüldüğünü hatırlattı.
