(İSTANBUL- Türkiye İşçi Partisi (TİP), Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde Ayberk Kurtuluş tarafından öldürülen 15 yaşındaki Hilal Özdemir için, üniversite önünde düzenlenen eyleme katılan dört öğrencinin gözaltına alınmasını Çağlayan Adliyesi önünde protesto etti. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Vatan Emniyet'te gözaltındaki öğrencilere "Kadınların katili Saray rejimi" sloganını neden attıkları sorulduğunu belirterek, "Kadın katilleri için yapılan bir eylemde, siz neden siyasi slogan atıyorsunuz, diye soramazsınız kadınlara" diyerek kuvvetli bir tepki gösterdi.
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde 15 yaşındaki Hilal Özdemir'in Ayberk Kurtuluş tarafından öldürülmesi üzerine yapılan protesto eylemine katılan dört öğrenci, gece saatlerinde evlerinden gözaltına alındı. Gözaltındaki öğrenciler, Vatan Emniyet'teki işlemlerinin ardından savcılık işlemleri için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne götürüldü. TİP, aralarında 19 yaşındaki Nehir'in de bulunduğu dört öğrencinin gözaltına alınmasını adliye önünde protesto etti. "Öğrenciyi değil, failleri yargıla" sloganı atan öğrenciler, gözaltındaki arkadaşlarının serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
Eylemde yapılan basın açıklamasında, TİP Milletvekili Sera Kadıgil de bir konuşma gerçekleştirdi. Kadıgil, "Çağlayan Adliyesi'nin önünden, henüz 15'inde katledilen Hilal'in katilinin hak ettiği cezayı aldığı müjdesini vermek için seslenmiyoruz" diyerek başladığı konuşmasında, Vatan Emniyet'te gözaltındaki öğrencilere, "Kadınların katili Saray rejimi sloganını niye attınız?" şeklinde bir soru sorulduğunu ifade etti.
"Dün gece saat 1 buçuktu, telefonlarımız çalmaya başladı. Nehir yoldaşım, gencecik bir üyemiz, evine polis baskını yapıldı. Kıskıvrak ele geçirmişler Nehir'i" diyen Kadıgil, "Bravo, tebrik ediyorum tüm emniyet güçlerimizi. O emri Emniyet'e veren bütün savcıları yürekten bir tebrik ediyorum. Gencecik bir çocuk var yukarıda Ağrı'da üniversite öğrencisi. Meryem var, Yağmur var Demir Leblebi'den. Onların hepsi, saat 1 buçukta polis baskınıyla evlerinden gözaltına alındılar. Peki, suçları neydi? Ben size söyleyeyim. Henüz on beş yaşında bir kız çocuğu var ya, Hilal, Boğaziçi'nde katlettiler. Hani, o kayyum rektörün, hocalar, mezunlar sokmadığı, yer yer milletvekillerini sokmadığı Boğaziçi'ne, elini kolunu sallayarak giren bir kadın katilinin, bir çocuk katilinin katlettiği o çocuk için Boğaziçi Üniversitesi'nin önündeydi Nehir, Arda, Yağmur, Meryem. Boğaziçi Üniversitesi'nin önünde bir eylem yaptılar."
"Kadın katilleri için yapılan bir eylemde siz neden siyasi slogan atıyorsunuz diye soramazsınız kadınlara"
Dün Vatan Emniyet'te ne sormuşlar biliyor musunuz Nehir ve diğerlerine? Bütün Türkiye duysun bunu, "Kadınların katili Saray rejimi" sloganını niye attınız diye sormuşlar. Buradan, bütün merak eden emniyet güçlerine, bu soruyu sorduran savcılara, bunu suç sanan bütün hukuk mensuplarına ben cevap vereyim. Çünkü bu ülkede katledilen bütün kadınların katili Saray rejimidir. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi'nden bir erkeğin lafıyla çıkanlardır bu ülkede katledilen kadınların katili. Ve şimdi kadın katillerinin peşine düşmeyenler, bu kadınlar bu çocuklar neden katlediliyor diye sormayanlar, bilakis o zehirli, o kirli dilleriyle, o erkek katillere her yerde kol kanat olanlar, dün gece on sekiz yaşında bir kadına, gencecik bir kız çocuğuna utanmadan bu soruyu sormuşlar. "Katledilen kadınların katili Saray rejimi" nasıl dermişsin? Artık Türkiye'de uygulanan hukuk ne biliyor musunuz? Hani sorsak şimdi arkamda oturan savcılara? Kaynağınız ne? Kaynak gönlüm diyebilirler herhalde. Çünkü, artık kaynak olarak gösterebilecekleri bir kanun yok, bir Anayasa yok. Kaynak, bu arkadaki paşaların paşa gönülleri artık. Kadın katilleri için yapılan bir eylemde, siz neden siyasi slogan atıyorsunuz diye soramazsınız kadınlara. Soramazsınız.
"Bu ülkedeki kadınlar; hiçbirinize itaat etmeyecekler, hiçbir kadının katilinin hesabını sormaktan da vazgeçmeyecekler"
Şu an dört gencecik çocuk savcının önünde ifadeye başladılar. Birazdan o savcı bey kararını verecek. Ya denetimli serbestlik isteyecek ya tutuklama talebiyle sulh cezaya sevk edecek. Ya da "bu çocukların burada ne işi var" diye dönecek, bu emri veren savcıya, eğer gerçekten savcıysa bir soru soracak. Ama şunu da hiç kimse unutmasın. Bu ülkedeki kadınlar, bu erkek zulmüne karşı, Saray rejiminin bu ataerkil, faşist uygulamalarına karşı korkmadılar, susmadılar, susmayacaklar. Ve emin olun ki hiç birinize itaat etmeyecekler, hiçbir kadının katilinin hesabını sormaktan da vazgeçmeyecekler. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Herkes bunu kafasına çok iyi yazsın.
"Adalet isteyenler suçlanıyor"
Eylemde yapılan açıklamada, "Adalet isteyenler suçlanıyor. Katilleri yargılamayan düzen, arkadaşlarımızı yargılıyor. Soruyoruz; üniversitelere polis sokan, kampüsleri kameralarla donatan, öğrencileri işkenceyle gözaltına alanlar Hilal katledilirken neredeydi? Kadınların ve LGBTİQ artıların yaşam hakkını korumayan iktidar şimdi ses çıkaranları susturmaya çalışıyor. Politikaların kadın düşmanıdır, LGBTİQ artı düşmanıdır. Kadınları eve, LGBTİQ artıları görünmezliğe mahkum eden bu düzen, mücadelemizi bastıramayacak. Hilal'in ölümünden sorumlu olan, bu eril düzenin ta kendisi. Saray, bu düzenin koruyucusudur" ifadelerine yer verildi.