Yük yine dar gelirliye
Merkez Bankası (MB) Başkanı Fatih Karahan tarafından açıklanan "Enflasyon Raporu 2025-II", uygulanan politikaların ve hedeflerin yükünü milyonlarca ücretli, dar gelirli ve emekliye yıkacağını gösteriyor.
Karahan, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 24, alt ve üst sınır tahmin aralığını ise yüzde 19-29 seviyesinde koruduklarını açıkladı. 2026 ve 2027 enflasyon tahminleri ise şubat ayındaki raporda olduğu gibi yüzde 12 ve yüzde 8 olarak kaldı. Piyasaların ve yabancı finans kurumlarının beklentilerinin aksine, MB'nin yıl sonu enflasyon hedeflerini aynı seviyede tutması, iktidarla MB yönetimi arasında, özellikle temmuz ayındaki ücret ve emekli maaşı zamları konusunda mutabakatlar olduğunu gösteriyor. CHP lideri Özgür Özel'in, işçi sendikalarıyla temmuzda asgari ücrette yeni bir artış için ortak mücadele başlatacaklarını açıklamasına rağmen, MB yönetimi asgari ücrete "ara zam" yapılmasını öngörmüyor.
MB Başkanı, asgari ücret ve diğer maaş artışları konusunda karar verici konumda olmadıklarını ve herhangi bir tavsiyede bulunmadıklarını belirtti. Ancak, MB ve ekonomi yönetimi ile iktidar arasında, asgari ücrete ara zam yapılmaması, temmuzda memur ve emekli maaş zamlarının düşük tutulması ve kamu kesimi toplu sözleşmelerinde işçi zam oranlarının düşük tutulması konusunda örtülü bir mutabakat olduğu anlaşılıyor. 19 Mart'tan bu yana yaşanan ekonomik sarsıntılara ve kur-faiz artışlarına rağmen yıl sonu enflasyon hedefinin değiştirilmemesi, bu mutabakatın en somut göstergesi. Karahan ve yardımcıları Hatice Karahan ile Cevdet Akçay'ın açıklamaları, MB yönetiminin iktidarın asgari ücrete ara zam yapmayacağından ve temmuz zamlarını düşük tutacağından emin olduklarını gösteriyor. "Talepten dezenflasyona destek bekliyoruz" sözleri ise, düşük maaş zamlarıyla alım gücünün zayıflatılması ve tüketimin kısılması politikalarının devam edeceği anlamına geliyor. İkinci enflasyon raporu, sanayicinin ve reel sektörün finansa erişiminin bir süre daha zor olacağını ve faiz indirimleri için yaz ortası veya sonbaharın bekleneceğini gösteriyor.
19 Mart siyasi operasyonlarının etkilerini henüz atlatamayan MB yönetimi, siyasi risklere yönelik soruları geçiştirdi. Rezerv biriktirme politikası öncelikler arasında yer alıyor. Son iki haftadaki kısmi artışa rağmen MB rezervleri, 19 Mart öncesi düzeye ulaşamadı. Karahan ve yardımcıları "siyasi risk" ifadesini kullanmaktan kaçınırken, rezervleri şoklara dayanıklı hale getireceklerini ve uluslararası kriterlere uyumlu bir rezerv politikası sürdüreceklerini belirttiler. Bu söylemler, MB yönetiminin 19 Mart şokunu atlatamadığını ve benzer şoklar konusunda endişe taşıdığını gösteriyor. Enflasyon Raporu toplantısında dikkat çeken bir diğer değişiklik ise, TÜİK'te olduğu gibi veri gizleme anlayışının MB'ye de bulaşması. MB yönetimi, aylık ve üç aylık enflasyon tahminlerini artık paylaşmayacağını açıkladı. Karahan bu kararı, "Piyasanın tahmin patikasını doğru okuyamaması" gerekçesiyle savundu. 19 Mart operasyonları ve yükselen ülke risk puanı, hazinenin borçlanma maliyetini artırdı. Geçen hafta 2 milyar dolarlık tahvil ihraç eden hazinenin 29 Mayıs 2032 vadeli tahvillere ödeyeceği dolar faizi yüzde 7,450 oldu. Bu faiz, bankaların dolar mevduatlarına ödediği en yüksek faizin yaklaşık iki katı.