Ziraat Bankası Genel Müdürü Alparslan Çakar hakkında flaş bir iddia gündeme geldi. Gerçek Gündem'den Hatice Turhan, Çakar hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Şeytan haykırdı: "En sevdiğim günah kibirdir" diye. İşte geçtiğimiz hafta bunun vücut bulmuş halini yaşadık. Bu ülke ne çektiyse atanmışların, halkın ve halka hesap veren seçilmişlerin üzerindeymiş gibi davranmasından çekti.
Atanmış bir bürokrat olmasına rağmen halkın parasını kendi parasıymış gibi davranan Ziraat Bankası Genel Müdür’ü Alpaslan Çakar, 6 Şubat Depremleri Anma Programı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “En çok parayı ben verdim” diyerek yeni bir skandala imza attı.
Çakar, depremzedelere yapılan yardımlardan bahsederken "Burada en büyük hayırsever benim, en çok parayı ben verdim" dedi. Erdoğan da "Koskoca devlet bankası, bırak sen, ben verdim deme, devlet verdi" ifadelerini kullanmıştı.
Bu sözler kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuş, günlerdir çok konuşulmuştu. Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar şimdi başka bir olayla gündemde yerini aldı. Çakar'ın kendisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arasında geçen diyaloğu haber yapan kuruluşları aratıp tehdit ederek sansür uygulatmaya çalıştığı ortaya çıktı. Basın kuruluşlarını arayıp tehdit eden kişi ise Alpaslan Çakar'ın yakın çalışma arkadaşı Levent Marmara.
‘BEN VERDİM DEME, DEVLET VERDİ’
Atanmış bir bürokrat olup emekli olduktan sonra kimsenin adını bile anmayacağı Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, 80 milyonun gözü önünde Cumhurbaşkanı'nın huzurunda "Depremzedelere en çok ben yardım ettim" dedi. Halkın parasını sanki kendi parasıymış gibi anlatan Çakar, bu sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kızdırdı. Erdoğan ciddi bir ses tonuyla uyardı: "Ben verdim deme. Devlet verdi.”
Erdoğan daha sonra izleyicilere dönerek "Bazen devlet kurumları hava atıyorlar da diyorum ki millet verdi, devlet verdi... Sizler de aracı oldunuz" ifadelerini kullanmıştı.
Şimdilerde, kendince "Önemli mi önemli" olan "Saygıdeğer" Genel Müdürümüz basına sansür peşinde. Kendisini yerle bir ettiği görüntülerin medya kurumlarının arşivinden kaldırılmasını ve bu konuda bir daha haber yapılmasını önlemeye çalışıyor. Kullandığı silah ise yine kullanmaya alışık olduğu halkın parası. Sansür etmeye çalıştığı görüntüler Cumhurbaşkanı'nın görüntüleri.
Çakar, medyaya verdiği reklamlar ile haberleri engellemeye çalışıyor. Bankası'nın çalıştığı reklam ajansı Native aracılığı ile herkesi aratıyor. Bu yetmez ise devreye yakın çalışma arkadaşı, bankanın iştiraki bilmem kaç şirketin yönetim kurulu üyesi Ziraat Bankası Kurumsal İletişimden sorumlu kişisi Levent Marmara ortaya çıkıyor.
Levent Marmara, kurumların reklam müdürlerini arayarak, "Sizinle çalışmayız" tehdidinde bulunuyor. Türkçesi; "Size reklam vermeyiz." Keşke reklamcıları değil, habercileri arasa. O zaman alacağı cevap onu üzebilir. Levent Marmara'nın bu tavrı belli ki Genel Müdürü Alpaslan Çakar'dan kaynaklanıyor.
'VARLIĞINA DEVAM ETTİRMESİ MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR'
Hatice Turhan yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
"Kahin değilim ancak muhtemel Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar gidici olmalı. Çünkü Cumhurbaşkanı'nın bu kadar göz önünde "fırça attığı" bir bürokratın varlığına devam ettirmesi mümkün gözükmüyor."
