TBMM Genel Kurulu'nda, terör örgütü PKK'nın kamuoyuyla paylaştığı fesih ve silah bırakma kararı, grup başkanvekilleri tarafından değerlendirildi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, PKK'nın açıklamasının Kürt halkı başta olmak üzere tüm Türkiye toplumunun barış talebine verilmiş en güçlü yanıt olduğunu belirtti. Koçyiğit, çözüm ve toplumsal barış için geçmişin yüklerinin dürüstçe omuzlanıp geleceğin birlikte inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Farklı toplumsal kesimlerin kendilerini içinde görebileceği yeni bir dönemin kurgulanması gerektiğini ifade eden Koçyiğit, Meclis'in çözüm ve barışın dili olması gerektiğini, kin ve nefret yerine uzlaşma ve eşit yurttaşlığın konuşulması gerektiğini söyledi. Koçyiğit ayrıca, hakikat, adalet ve hafıza komisyonları kurulması ve yasal reformlarla demokratik Türkiye'nin yeniden inşası çağrısında bulundu. Kalıcı barışın ve halkların eşitliğinin mümkün olduğunu belirten Koçyiğit, Meclis'in irade göstermesi ve tarihi sorumluluktan kaçılmaması gerektiğini ifade etti. "27 Şubat’ta Sayın Öcalan tarafından yapılmış olan barış ve demokratik toplum çağrısına PKK tarafından tarihsel bir yanıt verildi" diyen Koçyiğit, bu yanıtı çözüm ve toplumsal barışla taçlandırmak gerektiğini söyledi.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya ise PKK'nın silah bırakma kararının olumlu bir gelişme olduğunu ancak her şeyin güllük gülistanlık olmasını beklemenin iyimserlik olacağını söyledi. Kaya, sürecin ismi üzerinde bile mutabakat olmadığını, konuya mutlak doğru veya mutlak yanlış olarak yaklaşılmaması gerektiğini belirtti. Kaya, süreçle ilgili talep ve önerilerin pazarlık veya şart olarak değerlendirilmemesi, kaygı ve endişelerin de barışa karşıymış gibi yaftalanmaması gerektiğini vurguladı. İki yıl önce benzer konuları dile getiren muhalefet partilerinin terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlandığını hatırlatan Kaya, bugün aynı siyasi hareketin sürece önderlik etmesini eleştirdi. Kaya, tüm değerlendirmelerin mecrasında TBMM'nin olması gerektiğini ve kanunların dışarıda pişirilip Meclis'e sipariş kanun maddesi olarak getirilmesinin millete yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu söyledi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, terörsüz Türkiye tartışmasının aylardır yaşandığını ve İYİ Parti olarak teröristsiz Türkiye'yi savunduklarını belirtti. Çömez, terörle arasına mesafe koyamayanları kınadığını ve lanetlediğini ifade etti. AK Parti iktidarına 23 yıldır terör sorununun neden çözülmediğini soran Çömez, İmralı'dan gelen bir mektupla sorunun çözüleceği iddiasını eleştirdi. Çömez, PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okuduğunu ve iktidarın bunu alkışladığını iddia ederek, Lozan'a itiraz eden bir terörist bildirgenin nasıl alkışlanabileceğini sordu. Çömez ayrıca PKK'nın "Türkiye Cumhuriyeti devleti soykırım yapmıştır" ifadesini de kınadı.
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, terör örgütlerinin ülkeyi ve yakın coğrafyayı istikrarsızlaştırdığını, silah bırakma ve teslimiyetle tehditlerin sona erebileceğini belirtti. Kılıç, ayrımcı ve yıkımcı söylemlerin yerini insan onuruna saygılı düşüncelere bırakması gerektiğini, modern devletin gücünün vatandaşlarının sadakatinde olduğunu söyledi. Kılıç, Türk milletinin farklılıkları zenginlik olarak gördüğünü ve birliğini kardeşlikte bulduğunu ifade etti.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP'nin tarihsel olarak barışın yanında olduğunu ve teröre karşı olduğunu belirtti. PKK’nın silah bırakma kararının Türkiye için kritik olduğunu söyleyen Günaydın, sürecin başarılı olmasının atılacak adımların samimiyeti ve hukukiliği ile ilgili olduğunu vurguladı. Günaydın, Kürt sorunu dahil tüm sorunların çözümünün hukuk devleti, adalet ve demokrasiden geçtiğini, sürecin günlük hesaplarla değil kapsayıcılıkla yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Toplumsal barışın güvencesinin millet iradesi ve Lozan Anlaşması olduğunu belirten Günaydın, demokratikleşme için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuksuz yaklaşımların terk edilmesi gerektiğini söyledi. Günaydın, kayyum uygulamalarına ve Kürtlerin belediye meclislerine girmesinin suç sayılmasına son verilmesi gerektiğini, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ümit Özdağ ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini belirtti.