(ANKARA) - Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, halkın engellere nasıl tepki verdiğinin en güzel örneğinin Ankara olduğunu söyledi. "Beş yıl içinde, tüm engellemelere rağmen, oy oranımızı yüzde 60'a çıkardık ve belediye sayımızı 16'ya yükselttik. Meclis'te de çoğunluğu elde ettik. Bu durum, Türk halkının engellere karşı nasıl bir direniş gösterdiğinin kanıtı. Neden mi buna dikkat çekiyorum? Önde gelen CHP'li belediyelere yapılan engellemeler, gelecek seçimlerde de aynı etkiyi yaratacak. Meclis'te muhalefet çoğunluğuna ulaşacak, herkesin adalette güven bulduğu ve özgürce dolaşabildiği güzel günlere ulaşabileceğiz," dedi.
Adaletin herkes için eşit uygulanması gerekiyor
Yavaş, İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının uzun süre tutuklu kalmasının anlamsız olduğuna dikkat çekti. "Tutukluluk, istisna olmalı, tutuksuz yargılanma ise standart. Hukukun kuralı budur fakat şu anda durum tersine işliyor. Ayrıca, Murat Çalık ve Muhittin Başkan gibi rahatsızlık yaşayan belediye başkanlarımız var. Bu durum bir eziyet haline geldi. Devletimize bazı yetkiler verdik ama tutuklanan kişinin belediye başkanı olması, onun sağlığının ve hayatının adalete emanet olması gerektiğini unutturmamalı. Bu nedenle derhal tahliye edilmeleri ve duruşmanın şeffaf bir şekilde yapılmasını talep ediyoruz. Adaletin herkes için eşit olması gerektiğini savunuyoruz. Eski döneme ait birçok yolsuzluk dosyasını Ankara'da sunduk. Ancak bugüne dek hiç kimse tutuklanmadı. Hakkında yolsuzluk konusunda kitap yazılacak kadar ciddi iddialar bulunan bir belediye başkanına karşı hiçbir işlem yapılmamış durumda," şekline konuştu.
Yalancı tanıkların iftiralarının yeri yoktur
"Bir örnek vermek istiyorum. Ailece Ankara'ya çökmüş bir yapı var. Eşinin vakfına yetki verilen otopark ve gayrimenkuller var. Oğullarından birine değişik şeyler verilmiş. Yönetim kurulundaki insanlara ihaleler verilmiş. Veli Ağbaba, Meclis'te durumu açıkladı; hayatı boyunca vergi vermemiş olan oğlu, tam 600 milyonluk villa inşa etmiş. Villanın arsası, belediyenin parklarındaki birçok işletmeyle bağlantılı, inşaat alanında iş almış bir kişiyle ilgili. Tüm bunlar göz ardı ediliyor. "400 milyona istediğini veririm" dendiğinde artık yüzsüzlük had safhaya çıkıyor. Unutmayalım ki; hırsıza hırsız olduğunu unutturduğunuzda, size yön vermeye çalışan birine dönüşüyor. Biz hukukun, adaletin adil bir şekilde işlemesini istiyoruz. Yalancı tanıklar ve tutuklama tehdidi ile yapılan iftiralar hukukun içinde asla yer bulamaz," diyerek sözlerini tamamladı.
