Doğu Karadeniz Bölgesi'nin yüksek rakımlı dağlarında uzun süre depolanan kar ve buz kütleleri, "ağır su" olarak bilinen ve nükleer santrallerde kullanılan bir su türünün üretiminde önemli bir potansiyel barındırıyor. Bu bölgeler aynı zamanda birçok endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Ağır su, tatlı su ve yer altı sularında az miktarda bulunurken, kar, deniz ve göl sularında daha sık rastlanıyor. Doğu Karadeniz'in zirvelerindeki kar ve buz kütlelerinin erimesiyle ortaya çıkan ağır sular, özellikle Kaçkar Dağları'nda dikkat çekiyor.
KTÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Gültekin, ağır suyun normal sulardan farklı olarak hidrojen 2 izotopu içerdiğini belirtti. Oksijen 18 izotopunun da ağır su oluşumunda etkili olduğunu söyleyen Gültekin, "Ağır sular her yerde bulunmazlar, kıymetlidirler. Son yıllarda yapılan çalışmalar, üst üste birikmiş, yıllanmış kar ve buz kütlelerinde ağır suların daha fazla bulunduğunu göstermektedir" dedi. Ağır suların nükleer santraller, reaktörler, sağlık sektörü ve diş hekimliği gibi alanlarda kullanıldığını da sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Gültekin, Kaçkar Dağları'nın yılın büyük bir bölümünde karla kaplı olduğunu ve bu bölgedeki eriyik suların ağır su potansiyeli taşıdığını vurguladı. "Bu kaynakların ağır su içerikleri araştırılıp belirlenerek, bu potansiyel değerlendirilmelidir" diyen Gültekin, ağır suların içilmesinde bir sakınca olmadığını da ifade etti.