Kooperatif davasında çarpıcı açıklamalar: Defne Soyer'den babası için savunma

Kooperatif davasında çarpıcı açıklamalar: Defne Soyer'den babası için savunma

Defne Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki Başkanı'nın davasında gerçek dışı bir savunma yaptıklarını vurguladı.

Haber: TENZİLE AŞCI

(İZMİR) – Kamuoyunda "kooperatif davası" olarak bilinen süreç, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZBETON A.Ş.'deki yolsuzluk iddiaları üzerine açılmış durumda. Davada, sanık avukatlarının ifadeleri alınmaya devam ediliyor. Duruşmada, savcı mütalaasına yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki Başkanı Tunç Soyer'in kızı ve avukatı Defne Soyer, "Gerçek dışı bir durumla karşı karşıyayız. Ben de gerçek dışı bir savunma yapıyorum. Kendisinin de belirttiği gibi, hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum" diye belirtti.

Davada, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş'de, taşeron firmalar aracılığıyla yolsuzluk yapıldığı iddia ediliyor. Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın bulunduğu 65 sanık, toplam 11 kişi tutuklu yargılanıyor.

İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde avukatların beyanları alınmaya başladı.

Savcının mütalaası doğrultusunda yapılan savunmalarda, Tunç Soyer ve avukatları savunmalarını gerçekleştirdi.

Hukuki geçerlilik dile getirildi

Soyer'in avukatı İsmet Köymen, sanıklar arasında iş birliği olmadığını vurgulayarak, "Danıştay kararı şöyle ifade ediliyor: "Bazı şüpheliler hakkında soruşturma kararı alınmış olsa da, eylem İZBETON'un faaliyetlerinde usulsüzlük olduğu için davayı açtık." Ancak Danıştay bu durumu belirtmiyor. İddianamede en baştan beri bir iş birliği yapıldığı ifade ediliyor. Herkesi dinlediniz ancak böyle bir iş birliği görmek mümkün değil. Bir sanık, "Beton dökümünde Büyükşehir Belediyesi ile anlaşamadık. Başkalarından sonuç alamadık, İzBB talimatıyla burayı yıktık" diyor. Dolandırıcılık, birine iş birliği yaptığı birine böyle talimat vermesi mümkün mü? İzBB ile İZBETON arasındaki sözleşme, klasik bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi. İzBB arsa sahibi, İZBETON ise işi yapacak. İZBETON, bu işi kooperatif ile görüştü. Bu bir proje. Dirençli bir kent için hayata geçiriliyor. İZBETON, "Bana İzBB'den bu kadar hak gelecek, sen bu inşaatı yaparsan ben sana bu haklarımı devrederim" diyor. Bu alacağın devri sözleşmesi. Bu durum hukuki bir geçerlilik taşımaktadır" dedi.

Dolandırıcılık suçu gündemde

Soyer'in diğer avukatı Murat Aydın, dolandırıcılık iddialarıyla ilgili yaptığı savunmada, "Biz bir torba ile mücadele ediyoruz. Suyun ıslak olduğunu 3 gündür anlatmaya çalışıyoruz. Torbada 7 adet rapor var. Bu raporlar dava taraflarıyla birlikte hazırlanmış. Dolandırıcılık suçlamasıyla ilgili günlerdir dile getirilen bu konulara dikkat çekiyoruz. Bu suçun oluşabilmesi için mağdur iradesinin fesada uğraması gerek. Kimi kandırdılar? Bu olayın içinde İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketi de vardır. Bu konu hakkında gurur duymak lazım. İzBB hala bu işin sahibidir. Protokoller düzenlenmeye devam ediyor. Sayıştay, böyle önemli bir kararın yönetim kurulu ile alınması gerektiğini belirtiyor. İZBETON, bu kararı yerine getirdiği için yargılanıyor. Davanın davacısı kendi davası için nasıl rapor düzenler? Bu bir yap-sat sözleşmesi değildir. Kooperatif böyle çalışmaz. Yeri yapan üyeler olmak zorundadır. İşin teslimine ilişkin süreler, birer öngörüdür. Kooperatif dolandırıcılığı, birilerinin kooperatif kurup, insanların parasını alarak kayıplara karışması durumudur. İzBB burada, İZBETON burada, kooperatif yöneticileri burada. Bunlar arasında dolandırıcılık kurbanı var mı? Dolandırıcılık, ekonomik çıkar amacıyla işlenen bir suçtur. Bu sanıkların hiçbiri menfaat elde etmedi. Üçüncü şahıslar diyorsunuz. Attila İlhan'ın "Üçüncü Şahsın" şiirine döndük. Kim bu üçüncü şahıslar? Etkin pişmanlıktan yararlanacak isek, bize rakam veremezsiniz" ifadelerini kullandı.

Hileli eylemler arasında illiyet bağı olmalı

Mevcut kira yardımı ise uydurma bir rakam. Yardım kararı meclisten çıkmıştır. O dönemde ben de meclis üyesiydim. Meclisten oy birliğiyle geçmiş bir sosyal yardımdır. Dolandırıcılık suçu için iddianamenin en başında "hile kastı var" demesi gerekir. "En başından beri herkes bir arada hareket etti..." Nasıl anlaşıldı bunu? İZBETON'un birkaç daire için böyle yapması, hayatın olağan akışına aykırı şeklinde değerlendiriliyor. Belediyenin hangi şirketi kar amacı güder? Dolandırıcılığın oluşması için hileyle fiiller arasında illiyet bağı olmalıdır. Bu bağ mevcut değildir.

Vicdan huzuru dileğiyle

Tutukluluk hali için talep ettiğiniz sanıklar arasındaki fark nedir? Tamamen hukuki uyuşmazlık olduğundan şüphemiz yok. Ancak buradan bir ceza davası üretiliyor. Bugüne kadar tutukluluk kararı verilmedi. Ancak bugünden sonra bu kararları vermeniz bekleniyor. Bu vicdan yükü sizindir. Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum" açıklamasında bulundu.

Dolandırıcılık nerede? Soyer sordu

Tunç Soyer'in kızı ve avukatı Defne Soyer ise kişisel bir savunma yaparak, "Hem evladı hem avukatı olarak buradayım. Yedi farklı metin hazırladım ama hiçbirini okumamaya karar verdim. İzmir'de deprem yaşandı. Bu durumu yaşayan herkes babamın samimiyetine inanır. Deprem konusundaki hassasiyetini kentsel dönüşümde de gösterdi. Kentsel dönüşüm yapmamak bir suçtur. Kendi döneminden sonra, aynı partiden olan başkan, projelerin hepsini durdurdu. Sadece biri devam ediyor. 85 gündür bu dava ile uğraşıyorum ve anlamaya çalışıyorum. Dolandırıcılık nerede? Şenol Aslanoğlu, il başkanlığına devam etti. Babam bir daha aday gösterilmedi. Nerede menfaat? Bu durumu yaşamak beni derinden üzüyor. Ona yapılan her haksızlığın memlekete yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Gerçek dışı bir şey yaşıyoruz. Ben de gerçek dışı bir savunma yapıyorum. Kendisinin de söylediği gibi, hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye örnek bir modeli çöpe atıyoruz

Soyer'in avukatlarından Özkan Yücel, kooperatif modeline yorumda bulunarak şunları aktardı: "Dolandırıcılığa ilişkin eylem aradık ama bulamadık. 2010 yılında bakanlık kentsel dönüşüm alanlarını belirlemiş. 2012'de belediye bu işe girişti. 2016 yılında illere başlanmış. Tunç Soyer'in dönemiyle alakası yok. İhaleler başlamış. Ancak alan yok. Kendisi de, "Ben isterdim ihaleye çıkayım. Ama alan olmadı, ne yapayım?" dedi. Kendi imkanlarıyla halk için yeni projeler geliştirdi. Tunç Soyer, hangi eylemleriyle insanları aldatmış? Törenlere katıldığı için mi aldatmış oluyor? Aldatıcı bir fiil değil, siyasi iradeyi yargılıyoruz. Bu yargılamada, Türkiye'ye örnek bir modeli çöpe atıyoruz. Tunç Soyer, halka kendi imkânlarıyla ev yapma fırsatı sağladı.

Yeni yönetim Temmuz 2024'te kooperatifleri durdurdu. Aralıkta ihaleye çıktılar. Eğer o inşaatlar durdurulmasaydı, işler bitmiş veya bitmek üzere olacaktı. Bu durumda bu yargılama da olmayacaktı.

Bu yazı yalan mı?

Müteselsil sorumluluk deniliyor iddianamede. Herkes kendi evinden sorumlu değil mi? Bu bir hukuk savaşının konusudur. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazı gönderiyor. Bu yazı, Tunç Soyer döneminde de geldi. "Kusura bakmayın ama bu inşaat bitecek" dedi. Mağdurların mağduriyetleri bu dava sebebiyle değil. Tunç Soyer, kooperatif modelini ortaya koyduğunda, orada kimseyi tanımıyordu. Bu yüzden, en başından birlikte hareket etmiş olamazlar. Söz sizde, kalem sizin elinizde. Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.