Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Soma Maden Faciası'nın 11. yılı dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Açıklamada, 13 Mayıs 2014'te 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının acısının hala ilk günkü gibi taze olduğu belirtilerek, yaşamını yitiren madenciler anıldı ve ailelerine başsağlığı dilendi.
KESK, Soma faciasının bir kaza değil, iş cinayeti olduğunu vurgulayarak, yıllar geçmesine rağmen sorumluların tam anlamıyla yargılanmadığını ve benzer katliamların önüne geçecek adımların atılmadığını belirtti. Siyasi iktidarın sorumluluğu 'fıtrat'a yükleyerek olayı unutturmaya çalıştığı ifade edilirken, KESK unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyledi. Soma faciasının, milyonlarca emekçinin güvencesiz koşullarda çalıştığının ve yaşamlarının kolayca gözden çıkarıldığının acı bir örneği olduğu belirtildi. İş cinayetlerinin kader olmadığı, vahşi kapitalist sömürü düzeninin, özelleştirmenin, ihmallerin, taşeronlaşmanın, sendikasızlaştırmanın ve denetimsizliğin sonucu olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Soma'dan sonra Ermenek, Şirvan, Amasra ve İliç gibi yerlerde de işçilerin yaşamını yitirdiği hatırlatılarak, işçinin canının değil, patronun karının korunduğu bir sistem eleştirildi. Soma davasının, adaletin kimler için işlediğini gösterdiği, gerçek sorumlular yerine iktidarın yargıyı kullanarak davanın içinin boşaltıldığı ifade edildi. KESK, Soma'nın bir dönemin değil, bir sömürü düzeninin adı olduğunu belirterek, vahşi kapitalist sömürü düzeni değişmedikçe iş cinayetlerinin bitmeyeceği uyarısında bulundu. Taşeron düzeninin, özelleştirme politikalarının ve denetimsizliğin devam ettiği sürece işçilerin ölmeye devam edeceği vurgulandı. KESK, güvenceli, sağlıklı ve insan onuruna yaraşır çalışma koşulları, gerçek sorumluların yargılanması, taşeron sisteminin ve özelleştirmenin kaldırılması taleplerini yineledi.